Jimin Hyung'un söyledikleriyle "Haklısın Hyung, en doğrusu bu sanırım." demiştim.
"Oy oy bizim minik Jungkookie'miz büyümüşte aşık mı olmuş? Hyungları onu yer miymiş?"
"Yaa! Aşık falan değilim ben. Niye herkes bunu söylüyor?"
🐰
Eve geldiğimde yemeğimi yiyip odama geçmiş ve üstümdeki kıyafetleri çıkartarak sadece boxerla yatağa girmiştim. Çok sıcaktı tamam mı? Aşırı terlemiştim. Ama banyoya girmeye üşeniyordum.
Canım sıkıldığı için yarım kalan dizimi bitirmeye karar vermiştim. Yanda duran leptobumu alarak diziyi açmış ve kaldığım yerden izlemeye başlamıştım. Belki diziyi izlemek düşünmemi de engellerdi.
🐰
Sabah hazırlanıp şirkete geçmiş ve masama oturup Bay Kim'i beklemeye başlamıştım. Bugün toplantıya ben de geleceğim için heyecanlanmıştım ve biraz daha resmi giyinmeye özen göstermiştim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
İyi görünüyordum, yani sanırım.
Bay Kim odasından çıkıp "Hadi gidiyoruz, geç kalmayalım." diyince heyecanla ayağa kalkıp kafa sallamıştım. Asansöre bindiğimizde Bay Kim de Hoseok Hyung ve Namjoon Hyung'u arayıp aşağı inmelerini söylemişti. Bizimle onlar da geliyordu toplantıya.
Aşağıda dördümüz toplandığımızda Namjoon Hyung direksiyon başına geçmişti. Hoseok Hyung da hız kaybetmeden onun yanına oturunca Bay Kim'e dönüp sırıtmıştı. Bay Kim sinirle nefes alırken arka koltuğa binmişti. Ben de onun yanındaki yerimi alırken yola çıkmıştık.
Heyecanlıydım fakat bu Bay Wang yüzünden değil, ilk defa toplantıya gireceğim içindi. Umarım yanlış bir şey yapmazdım. Zaten çok konuşacağımı falan da sanmıyordum.
Bay Kim'in telefonda biriyle mesajlaştığını görünce çaktırmadan ekrana bakmaya çalıştım. Birbirlerini özlediklerini falan yazmışlardı. Profilinden anladığım kadarıyla bir kızdı. Kimdi bu ya!
"Jungkook gözlerini telefonumdan çeker misin?"
"Oh, şey özür dilerim Bay Kim." diyerek utançla kafamı cama çevirmiştim. Hep böyle anlarda yakalanmaktan bıkmıştım. Utanmadan bir günüm geçmeyecek miydi benim ya? Of.
🐰
Wang Holding'e geldiğimizde arabadan inip içeri doğru yürümeye başlamıştık. Hep birlikte yürürken kendimi çok havalı hissetmiştim. Neydik biz Fantastik 4'lü falan mı? Ahaha, yine çok komiktim. İlahi ben.
Danışmada duran kız bizi asansöre doğru yönlendirirken binip yukarı çıkmaya başlamıştık.
"Bu şerefsizin ayağına niye gidiyoruz biz ya?"
Bay Kim sinirle konuşurken Hoseok Hyung gözlerini devirmişti. "Çocuğun sana bir zararı yok Taehyung. Niye öyle diyorsun?"
Bay Kim'in gözlerini üzerimde hissettiğimde tırnaklarımı avcuma geçirmiştim. Ne diye bana bakıyordu ya? Geriliyordum boş yere.
"Bana değil başkalarına zararı var Hoseok."
"Tartışmayı kesin. İnin hadi."
Namjoon Hyung'un sert sesiyle ikisi de susarken asansörden inmişlerdi. Ben de peşlerinden inerken Bay Wang'ın sekreteri geldiğimizi haber vermiş ve ardından Bay Wang odasından çıkmıştı. Beni görüp anında sırıtmaya başlarken oflamıştım. Neden bu kadar yavşaktı? Onun yüzünden Bay Kim'le tartışmıştık.
"Hoşgeldiniz. Sen de hoşgeldin Jungkook. Toplantı odasına çıkalım hadi."
Bay Kim'in sinirli, diğerlerinin şaşkın bakışları arasında toplantı odasına çıkmıştık. Hepimiz sandalyelere otururken ben Bay Kim'in yanındaydım. Gerilmiştim biraz. Elimdeki teri bacağıma silerken yanımdaki Bay Kim'e yanaşıp kulağına fısıldamıştım.
"Bay Kim ben çok gerildim. Bana bir şey sormaz değil mi?"
"Neden geriliyorsun? Rahat ol. Sorarsa ben gerekeni yaparım merak etme." dediğinde biraz rahatlayarak gülümsemiştim. Daha birkaç gündür tanısam da Bay Kim'i, ona güveniyordum.
"Evet, başlayabiliriz toplantıya."
🐰
Toplantı bittiğinde hızla yerimden kalkıp dışarı çıkmıştım. Bay Wang gözleriyle adeta beni yemişti ve aşırı rahatsız olmuştum. Bay Kim'i de bir şey dememesi için zor tutmuştum.
Diğerleri de benden sonra çıktığında Bay Wang'ın arkamdan bağırışını duymuştum. "Jungkook, numaranı vermeden nereye böyle!"
"Sikeceğim artık bunu." diyip arkasını dönerek Bay Wang'a yumruk atan Bay Kim'le çığlık atarak hemen yanlarına koşmuştım. İkisini ayırmaya çalışırken diğerleri de yanımıza gelmişti.
"Taehyung ne yaptığını sanıyorsun? Dur artık."
Namjoon Hyung'u dinlemeyip Bay Wang'a vurmaya devam ettiğinde Bay Wang'ın yüzü kanlar içinde kalmıştı. O da sinirlenmiş olacak ki Bay Kim'e kafa attığında Bay Kim'in acıyla inlediğini duymuştum. O anlık sinirle hayatımda hiç olmadığı kadar yüksek bir sesle bağırmıştım.
