8.Bölüm: Bay Kim'le aranızda ne var?"

Start from the beginning
                                    

Sorularımla arabada garip bir atmosfer oluşurken hemen cevap vermemişti. Direksiyondaki elleri titremeye başladığında kısık bir sesle konuşmaya başlamıştı.

"J-jungkook bunu anlatmasam olmaz mı? Lütfen."

Arabayı kenara çekip kafasını aşağı eğmişti. Gözlerinin dolu dolu olduğunu fark ettiğimde elleriyle silip derin bir nefes almıştı. Tanrım, ne olmuştu böyle? Neler yaşamıştı eskiden?

"Tamam Bay Kim, sakin olun. Üzgünüm, hiç sormamalıydım bunu."

Cevap vermediğinde ellerinin titrediğini fark edip kendi ellerim arasına almıştım. Buz gibiydi. Parmaklarımla ısıtmaya çalışırken kafasını kaldırıp bana bakmıştı dolu gözleriyle. Bir anda ellerini çekmesiyle kendime gelip önüme dönmüştüm.

Tanrım, neden böyle bir şey yapmıştım ki? Adam homofobikti. Şu anda benden iğrendiğine emindim.

"Özür dilerim. Elleriniz titrediği için şey yapmıştım. Gidelim isterseniz."

"Bence de gidelim." diyip arabayı çalıştırmıştı. Onun da deminki kötü hali geçmiş gibiydi. Yolun kalanı sessiz bir şekilde geçerken deminki olayı düşünüyordum. Yaşadıklarını daha çok merak etmeye başlamıştım ve bir gün kendi ağzından bana anlatmasını istiyordum.

Saat 8'i biraz geçtiğinde rastauranta varmıştık. Arabadan inip içeri girdiğimizde şirkettekilerin gözleri bizi bulmuş ve şaşırarak bakmışlardı. Ki haklılardı. Patronla, işe yeni başlayan sıradan bir çalışan birlikte geliyordu. Ben olsam ben de şaşırırdım.

"Hoşgeldiniz Bay Kim."

Hepsi teker teker konuştuğunda Bay Kim "Hoşbulduk." diyerek masanın başına geçmişti. O sırada Jiwoo'da beni heyecanla yanına çağırmıştı. Gidip otururken muzip bakışları beni bulmuş ve sessizce konuşmaya başlamıştı. "Bay Kim'le aranızda ne var? Birlikte gelmeler falan. Bakışlarını da fark etmedim sanma."

"Saçmalama." demiştim şaşkınca, biraz da utanarak. Ne alakaydı Bay Kim ve ben? Ayrıca ben ona nasıl bakıyordum ki? Normal biri gibi işte. Evet evet, öyle.

"Hadi hadi, itiraf et Jungkook."

"İtiraf edecek bir şey yok Jiwoo." dediğim sırada gözlerim Bay Kim'e takılmıştı. Yüzündeki hoş gülümsemeyle birlikte Hoseok ve Namjoon Hyung'la konuşuyordu. Gerçekten yakın arkadaş olmalıydılar. Bir anda onun da gözleri o kadar kişinin arasında beni bulduğuna utançla gülümseyerek kafamı çevirmiştim.

Tanrım, o neydi öyle? Biraz önce ne yaşanmıştı? Kalp atışlarım hızlanmış ve ellerim titremeye başlamıştı. Noluyordu bana böyle?

"Gerçekten de itiraf edecek bir şey yokmuş Jungkook. Bakışmalar falan. Gayet normal şeyler bunlar."

"Efendim?

"Tanrı yardımcın olsun Kook."

🐰

Yemek yaklaşık 2 saat sonra bitmişti. Jiwoo beni Yuna ve Hejoon adında 2 arkadaşıyla tanıştırmıştı ve onları da sevmiştim. Açıkçası şirketten bu kadar arkadaş edinebileceğimi düşünmemiştim ve birkaç gün sonra burayı bırakıp okula gidecek olmam beni fazlasıyla üzüyordu. Tüm o saçma şeylerle yeniden uğraşacaktım.

"Yarın görüşürüz Jungkook. Seni çok sevdim."

"Ben de öyle."

"Teşekkür ederim çocuklar, ben de sizi sevdim."

Hepsiyle vedalaştığımda Bay Kim bana doğru yürüyordu. "Vedalaşman bittiyse gidelim artık." Onaylayıp arabaya doğru giderken yine onunla birlikte gideceğim kafama dank etmişti.

"Şey, size yük olmuyorum değil mi? Otobüsle falan giderdim ben."

"Bu saatte otobüs bulamazsın Jungkook. Ayrıca annene söz verdim. Seni eve ben bırakacağım."

"Ah, öyle mi? Tamam o zaman." demiştim şaşırarak. Bundan haberim yoktu. Kapıda konuşmuş olmalıydılar. Arabaya binip eve doğru yol alırken kafamı arkaya yaslayıp gözlerimi kapatmıştım. Biraz uyku basmıştı. Gidene kadar uyusam sorun olmazdı herhalde.

🐰

"Jungkook, uyan hadi. Geldik."

Bay Kim'in sesiyle gözlerimi ovuşturup kalkarken etrafıma bakmıştım. Evimin önündeydik. Yeni uyanınca mal gibi olduğumdan bir süre neler olduğunu anlayamamıştım.

"İnmeyecek misin?"

"Ah, pardon. İniyorum. Yarın görüşürüz Bay Kim. Ayrıca bugün için teşekkür ederim. Siz olmasanız gelemezdim."

"Rica ederim."

Kapıyı açıp dışarı çıkmadan önce son kez "İyi geceler." demiş ve arabadan inmiştim. Evin kapısına doğru yavaşça gidip arkamı döndüğümde beni beklediğini görmüştüm. Ben de utançla el sallayıp kapıya vurmuştum. Hâlâ uykulu olduğum için düzgün düşünemiyordum pek fazla.

Annem kapıyı açtığında "Çabuk odana git Jungkook. Baban evden çıktığını bilmiyor. Hâlâ odanda sanıyor seni." demişti telaşla. Yanağını kocaman öpüp "Teşekkür ederim anne." diyerek hemen odama girmiş ve üzerimi çıkarmadan yatağa atmıştım kendimi.

Aptal aptal bugünü düşünerek sırıtırken çoktan uykuya yenik düşmüştüm bile. Uyumadan önce düşündüğüm son şey Jiwoo'nun bana dedikleriydi.

-

Yorum yapsanıza amk 😊😊

Bitch Boss | TaekookWhere stories live. Discover now