17- Özel Kuvvetler Prensipleri

Start from the beginning
                                    

Deri ceketimin cebinde, şehitliğe girerken sessize aldığım telefonum titriyordu. Anımı göğsüme bastırarak boşta olan elim ile telefonumu cebimden çıkarıp kimin aradığına baktım.

Jaguar Komutan

Operasyonda değil miydiler? Kendimi biraz toparlamaya çalışarak akan burnumu çektim. Gözlerimden babamın mezarına su niyetine akıttığım göz yaşlarımı da kurularken, babamın küçük ve yuvarlak fotoğrafına bakarak kocaman gülümsedim. "Baba, damadın olmasını istediğim kişi arıyor. Tanısan o kadar çok seversin ki.."

Telefonun kapanmasına yakın boğazımı da temizleyerek hemen açtım. "Alo?"

"Neden açılmıyor bu telefon Gülşah?"

Sert ve taviz vermeyen sesi kulaklarıma dolduğunda buruk gülümsemem devam ediyordu. Gözlerim babamda, kulağım sevdiğim adamdaydı ve olduğum durum beni hem mutlu etmişti hem de hüzünlendirmişti.

"Babam var yanımda, bana bağırma. Onunla konuşurken duymamışım telefonunu."

Küçük kız çocuğu edası ile nazlanan sesime sallanan omuzlarımda eşlik etmişti. Dudaklarım hafif büzülmüş, gözlerim tekrar dolmuştu.

Ben çocukluğumu, çocukken bile yapmamıştım ama babamın bir başka değişik sevgisini istediğim adama bu nazı ve niyazı göstermek istiyordum tüm şeffaflığı ile.

Mesleğim bir yana ben çocuk olmak istiyordum biraz sanırım.

"Baban mı? Şehitlikte misin?"

Başımı görmeyeceğini bilsem de sallayarak minik mırıltılar ile onu onayladım.

"Güzelim, iyisin değil mi?" Az önce çıkan sert sesine tezat olarak şuanki sesi o kadar içime işlemişti ki dolan gözlerimden tekrar damlalar süzülmeye başlamıştı bile. Bilmiyordum ama onun bana sunduğu şefkat çok farklı hissettiriyordu.

"İyiyim tabiki. Babamın yanında kötü olma ihtimalim mi var?" Ağladığım için hıçkırıklar arasında konuşmuştum ama kendimi durduramıyordum. Beni anlasın istiyordum birde. Onunla konuşurken ağlamak ben de istemiyordum ama yapacak pek bir şeyim de yoktu.

"Siktir ya! Ağlıyorsun. Sesinin tonuna bak! Yanında olmak istiyorum şuan."

"Baba-kız duygulandık biraz. Şimdi siliyorum yaşlarımı. Yanımda olmanı ben de istiyorum elbette ama olmaz. İkimizin de izin zamanında babamı ziyarete getireceğim seni zaten, merak etme." dedim son kısımlara doğru hafif kıkırdayarak. Gözümde yaş, dudağımda kırık bir tebessüm. Benim de özetim buydu işte. Ne olursa olsun kırık olacaktı her tebessümüm.

Nasip olursa evlenirsem, nasip olursa anne olursam ve en güzel şekilde nasip olursa şehit düşersem. Hep tebessümümün sol yanında bir kırıklık olacaktı. O da babamı temsil edecekti işte.

"Kızını isteyeceğim ondan. Küçük bir isteme merasimi bile yapabiliriz orada."

Sanırım biz aramızda ki ilişkileri hiç konuşarak netleştirmeyecektik. Olsun mu değil de, oldu da bitti de maşşAllah diyorduk hep. İsteme ve evlilik için gereken her şey de öyle olacaktı bu gidişle.

Ben sessiz kalınca o devam etti. "Emanet aldığım can, çok önemli. Canımdan öte koyacağımı şehidime söz vermezsem olmaz Gül Güzeli'm."

KURT NEFESİ Where stories live. Discover now