-Tamamlandı-
"Sadece dün!" dedi ve durdu. Kelimeler şuan onun için darağacında sallanan bir ipe diziliyordu. Birazdan dudaklarından dökülen kelimeler ile ip iyice kıvama gelecek ve boğazını sıkacaktı.
"Evet sadece dün aldığım bir haberde adı sanı d...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DİKKAT; İlk bölüm Hakkâri olan konumu Şırnak olarak değiştirdim. Geçen yerleri düzelteceğim ama göze çarpan bir yer olursa kusura bakmayın.
DİKKAT 2; Canlar bu yazdıklarımın bir kugudan ibaret olduğunu tekrar belirtiyorum. Askeri terimlerde hatalarım olabilir çünkü ben çok istesem de bir asker değilim maalesef. Olsam burada kurgusunu yazmak yerine gerçeğini yaşardım... O yüzden hatalarım olursa affola.
Sevgiler🌹
İyi okumalar dilemek isterdim ama ben ciğer bıraktım 🚬
Oy vermeyi unutmayın olur mu? 🌹
**
"Allah aşkına bakın ne izleticem size!"
Kahkahalar eşliğinde elinde menemen ile bize doğru gelen Musa'ya baktım. Allah neşesini daim etsin diye duamı ettikten sonra bulaşıcı gülümsemesi vesilesiyle ben de kocaman gülüyordum.
"Ne oldu?"
Telefonunun arka planında harmandalı müziği çalmaya başladığı için meraklandım.
"Ali Er çal bakalım oradan ırmağının akışına ölürüm Türkiyem'i." derken hâlâ kahkaha atıyordu.
İyice meraklandığım için elimde ki ekmeği masaya bırakıp "Versene oğlum merak ettim." diye çıkıştım.
"Komutanım bir saniye başlamadılar ya." dediğinde ekranı bize doğru çevirdi.
"Harmandalı oynuyorlar."
İki Atak Helikopterinin harmandalı gösterisi, arka planda açıklama yapan spiker ile kahkaha attım.
"Yemin ediyorum başka ülkede yaşayamam." diyen Halit ile hepsi bir ağızdan güldüler. Devamlı dönüp duran karizma helikopterleri izledik.
"Yaşayabilsen yaşayacak mısın yani?" Tuğrul'un tek kaşı havada sorduğu soru ile ağzında ki lokmayla başını iki yana salladı Halit.
"Komutanım hani mizah içerikli söylüyorlar ya, o bakımdan dedim ben ya."
"Çok gaza geldim. Bağlamamı alıp geliyorum." Ali Er'inayaklanmasıyla gülerek oturttum onu. "Menemen ye menemen. İki dakikaya bulamazsın onu."
Kalktığı gibi oturdu ama Tuğrul'un boğazında bir şey kalmış gibi öksürmesiyle ona döndüm. Bu adamın tek kaşı asla normal vaziyete gelmiyordu. Ya sert bir biçimde çatılı ya da meydan okurcasına teki havada oluyordu.
