2. Bölüm*winter flower*

600 62 16
                                    


Bölüm şarkısı: Winter Flower by Younha&BTS RM

  Taehyung bana çok düşünecek zaman bırakmamıştı, kolumdan tuttuğu gibi beni sürüklemeye başladı. "Tae, bari nereye gittiğimizi söyle. Zaten çalışmam gerekiyordu, daha uygun bir zamanda gitsek olmaz mıydı?" Bir anda frenleyince az kalsın üstüne düşüyordum, gerçekten dengesizdi. "Sabahtan  beri yüzün asık ve artık seni mutsuz görmeye dayanamıyorum Jimin, anladın mı! Biraz gülümse istiyorum, 21 yaşındakilerin yaptıklarını yap, eğlen istiyorum." Ben ne kadar insanlardan izole etsem de kendimi o hiçbir zaman benden uzaklaşmamıştı, bazen sırf beni mutlu etmek için gönderilmiş bir uzaylı olup olmadığını düşünürdüm. Suratındaki sinirli olmaya çalıştığını gösteren ifade o kadar komikti ki kendimi gülmekten alıkoyamadım, o da benimle gülmeye başladı. Biraz olsun sakinleşince Taehyung söze atıldı. "Bak Jimin, hani şu başının etini yediğim, aylardır hakkında konuştuğum beyaz tenli çocuk var ya, o Hoseok hyungun arkadaşıymış meğersem!"

  İşte bu büyük bir sürprizdi. Jung Hoseok, arkadaş grubumuzun içindeki insanlar dışında az da olsa tek konuştuğum insandı okulda. Dans bölümünün baş dansçılarındandi ve ilk sene tüm derslerimizi aynı almıştık, sonrasında o hiphop tarzına yönelmişti. Ah, beyaz tenli çocuk ise Taehyung'un bir dönemdir ağzından düşürmediği, onunla aynı sinema televizyon bölümünde okuyan fakat sosyal kelebek Taehyung aksine kimsenin arkadaş olmadığı birisiydi. Çocuğu tek gördüğü zaman aldıkları ortak dersler sırasındaydı fakat ne bir arkadaşına rastlamıştı ne de ismini öğrenebilmişti. "Sen bunu nasıl öğrendin? Hem Hoseok hyung ile o çocuğun ne alakası var ki?" "İkisini tesadüfen bankta yan yana otururlarken gördüm ve hemen yanlarına fırladım, vurulduğum çocuk ağzını bıçak açmadı ama biliyorsun Hoseok  hyung Jungkook ile de yakın arkadaş, konu konuyu açtı ve üçümüzü akşam düzenleyecekleri film gecesine davet ettirdim." 

  Hayır, Jungkook'un Hoseok hyung ile arkadaş olduğunu kesinlikle bilmiyordum, belki de ortak düzenlenen bir hiphop dans etkinliğinde tanışmışlardı. Jungkook da bir zamanlar dans ederdi benim gibi. Kaç gece evlerimizden kaçıp stüdyoda soluklandığımızı ve oracıkta yan yana uyuyakaldığımızı sorsalar sayamazdım bile fakat ben hayallerimin peşinden koşmayı seçerken o babasının yolunda ilerlemeyi seçmişti, benden 2 yıl sonra mezun olduğu lise sonrası okuduğumuz üniversitede Chaeyoung ile işletme okumaya başladılar, Namjoon'un yanına eklenmişlerdi. Üniversitedeki birinci seneleriydi bu sene.

  "Hey, Jimin. Beni dinlediğine emin misin?" "Özür dilerim Taehyung, Jungkook ile Hoseok hyungun tanıştığını bilmiyordum, ona şaşırdım." Bir anda Taehyung'un 'üçümüzü davet ettirdim' dediği aklıma geldi. "Tae, üçümüzden kastın ne acaba? Üçüncü kişi kim?" Tae yüzümdeki endişeli ifadeyi görünce beni rahatlatmak istermiş gibi elini omzuma koydu. "Amacım kafanı dağıtmak ve tabiki de beyaz tenli prensimle tam anlamıyla tanışabilmek için ikimizi davet ettirmekti fakat Jungkook ile Hoseok hyung arkadaş oldukları için Hoseok hyung onu da davet etti. Eğer rahatsız olacak ya da istemeyeceksen onu davet etmeyiz, Hoseok hyunga da yalan söyleriz, hiç problem olmaz." 

  Tae, Jungkook ile aramın nasıl olduğunu birinci elden bilen kişiydi, eskiden ne kadar yakın olduğumuzu en iyi o ve abileri bilirdi. Ne kadar 5'imiz Chaeyoung'dan uzaklaşıp birlikte takılmaya çalışsak da Chaeyoung illa bizi bulurdu. Tüm okul onun peşinde kuyruğu olsa da gerçek yüzünü bilen tek kişiler ben ve arkadaşlarımdı eskiden. Biz de Jungkook ile stüdyoya ya da yakındaki parka kaçardık, birlikte vakit geçirirdik, Chae'den kaçabilmem için elinden geleni yapardı. Tae ise bundan dolayı beni hep kıskanır ve durmadan mızmızlanırdı. Aradaki büyük değişimin o da farkındaydı fakat Jungkook'un benden uzaklaşmasıyla çektiğim acıyı görmüş ve bundan daha fazla bahsetmeyeceğimiz hakkında benimle anlaşma yapmıştı. 

Mokıta*jikook*yalan ve yasakWhere stories live. Discover now