1.7

3.7K 355 280
                                    

Kaşlarımı çatarak gözlerimi yavaş yavaş aralarken kısık kısık etrafa baktım. Büyük ihtimalle telefona baka baka uyuyakalmıştım. Koltukta uyanacağımı beklemiştim ama uyandığım yer yugyeom'un bana ayırdığı odaydı. Saate baktığımda saat sabahın dokuzuydu. Esneyerek yatakta doğrulduğumda,aklıma dünkü oyunun gelmesiyle gözlerimi büyüterek telefonuma uzandım. İçimdeki heyecan ve hırsla hesabıma girip son fotoğrafımın beğenilerine baktım. Üç milyon olmuştu..

Dudaklarım iki yana kıvrılırken yeri'nin hesabına baktım. Dudaklarımdaki gülümseme solmaya başladığında beğeni sayısına öylece bakakaldım. Üç milyon..

İkimizinde beğeni sayısı hemen hemen eşitken telefonumun ekranına hipnoz olmuş bir şekilde salona ilerledim. Yugyeom ve jungkook bir şeyler mırıldanırken beni fark etmediklerini fırsat bilerek kapı pervazında bekledim. Genelde insanların konuşmalarını dinlemezdim,ama bu telaşlı ses tonları şüphe uyandırıyordu.

"Bu işleri bırakacaktık jungkook. Anlaşmıştık."

Yugyeom sinirle dişlerini sıkarak tıslarken kaşlarımı çattım. Ne işlerinden bahsediyordu?

"Benim sözüme uyma demiştim sana. Uyardım." Diye cevapladı onu jungkook. Yugyeom'un aksine daha sakin fısıltıyla konuşuyordu.

"Delirtme lan beni" Dedi yastığa yumruğunu geçirip yugyeom. Benim olduğum tarafa doğru baktığında refleksle bir adım geri çekildim. Gözlerimi sımsıkı yumup görmemiş olmasını diledim.

"Yarın seul'a döneceğim,sende şu iyi çocuk havalarını bırak. Kimseye de bir şey çaktırma."

Jungkook şaşırdığım sakin bir ses tonuyla konuşmaya devam ederken yugyeom sinirle ayağa kalkıp saçlarını çekiştirdi.

"Tanrım.. Gerçekten bir gün boku fena hâlde yiyeceğiz ve sorumlusu sensin." Dedi işaret parmağıyla jungkook'u işaret ederek.

"Bir daha bana yükselirsen," Dedi yugyeom gibi kalkarak.

"Senin de,o içeridekinin de işini bitiririm." Diyerek yugyeom'un yüzüne doğru yaklaştı.

Yutkunarak elimi dudaklarıma götürüp kapattım. İçerideki olarak beni keskin bir sesle kast etmesi içimi ürpertirken elimi dudaklarımdan çekip yutkundum. İçimden Tanrım lütfen sesim korktuğumu belli edecek kadar titrek çıkmasın Diye dua ettim.

"Sonuçlar ne zaman açıklanır?" Diyerek kapı pervazından içeri girdim.

İkisinin de yüzü bana doğru dönerken başımı eğip kaçmak istedim ama sadece hafifçe yutkunup jungkook'un yüzüne bakmadan koltuğa oturdum. Hiçbir sey görmemiş ve duymamış gibi davranacaktım.

"Ne sonuçları?" Dedi yugyeom yanıma oturup.

"Yeri ile girdiğimiz oyun. Kim kazandı? İkimiz de üç milyon beğeni aldık" Sanki duymamış gibi bir kaç dakika önce yaşanan olayı bir kenara fırlatmıştım.

"Sonuçlar bir kaç saate açıklanır." Dedi jungkook saçını geriye yatırıp.

Gözlerimi ona çevirip yutkundum. "Pekâlâ."

Ortama bir sessizlik çöktüğünde ellerimle oynayarak ne yapabilirim de gergin ortamı kurtarabilirim diye düşündüm. Aklıma şuan sadece aç karnım ve yapmadığımız kahvaltı geliyordu.

"Kahvaltı?" Dedim yugyeom ve jungkook'a bakarak.

İkisi de burukça başını sallarken aralarından sıyrılır gibi ayağa kalkıp mutfağa ilerledim. Buzdolabının kapağını açıp kahvaltılık malzemelere baktım.
Az önce yaşadığım o gergin an aklıma geldikçe açlığıma dokunup doyuruyordu.

Detrimental | liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin