2. Bölüm - Ecrin

2.9K 177 30
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım. Ecrin'i kütüphanenize eklemeyi unutmayın Keyifli okumalar.

Evin önüne geldiğimizde arabayı en yakın yere park edip valizleri bagajdan çıkarmaya başladık. Binanın girişine gelip valizleri bu sefer de bu asansöre taşıdık. Üç saat önce yerleştirdiğim valizleri şimdi tekrar boşaltacak olmak  birazcık sinirimi bozuyordu. Kıyafetlerimin kırışmaması için verdiğim mücadelenin boşa gitmesinden korkuyordum.

Valizlerle beraber yukarı çıkıp dairenin ziline bastım. Çok gecikmeden kapı açıldı. Eylül sevinçle sarılmak için kollarını açınca koşarak aramızdaki mesafeyi kapattık sarıldım. 

''Eciş iki hafta görüşmedik ama nasıl da özledim seni.'' 

''Ben de!'' İki yanağından da sıkıca öpüp geri çekildim. ''Şunları içeri taşıyalım sonra tekrar sarılıcam sana.''

''Üşengeçlik etmeyip dün gelseydin şimdiye çoktan yerleşmiştin.'' 

''Hem senin eşyaların, hem benimkiler ev curcuna olacaktı. Şimdi sen bitirdin sıra ben de.''

''Tabi ben bütün eşyalarımı tek başıma yerleştirmek zorunda kaldım.'' sırıtıp ayakkabılarımı çıkardım. Valizleri kendi odama taşıdıktan sonra annemler de diğer eşyalarımı getirmişti. 

Bütün eşyaları odama tıktıktan sonra annemler fazla durmayıp eve gitmek için ayaklandılar. 

''Kendinize dikkat edin kızlar. Ne zaman ihtiyacınız olursa arayın.'' 

''Aklın bizde kalmasın bakarız başımızın çaresine.'' 

''Biliyorum kızım. Siz yine de dikkatli olun.'' sıkıca sarıldım Ceyhun abiye. 

Sonra sırasıyla annem ve Ilgın'a sarıldım. Ilgın fazlasıyla üzgündü ama sebebi benden ayrılması değil, burada kalamadığı içindi. Onları yolcu ettikten sonra bir an önce bitmesi için odamı yerleştirmeye geçtim. 

Eve girince hol yerine büyükçe bir salon karşılıyordu bizi. Sol tarafta askılık ve ayakkabılık vardı. Sağa dönünce ise yemek masası vardı. Biraz ilerisi ise mutfaktı. Herhangi bir kapı yoktu sadece mutfakla salon arasında olan duvar ayırıyordu iki yeri. Ama giriş kapısından baktığımız zaman rahatlıkla hem mutfağı hem salonu görebiliyorduk. 

Salonda iki tane gri koltuk bir de orta sehpa vardı. Koltukların hemen karşısındaki beyaz üç çekmeceli bir televizyon dolabı vardı. Yerde beyaz tüylü bir kilim serilmiş , iki gri koltuğun kesiştiği yere de beyaz lambader koyulmuştu.. 

Öğrenci evi olduğundan çoğu eşya zaten eve dahildi. Tabak çanak gibi ıvır zıvırlar bize aitti ama televizyon olamaması en büyük eksiklikti. 

Eylül'le bizi odamız salonun sağ duvarındaki ayrılan alandaydı. Kısa bir hol vardı sonra sağ kapı Eylül'ün odası, odanın hemen karşısındaki kapı ise banyoydu. Benim odam biraz ileride ikisinin arasındaydı. 

Daire bizim için yeterlince büyüktü. İkimiz kalacağımız için en önemli kriterimiz ayrı ayrı odalarımızın olmasıydı. 

''Yardım ister misin?'' odama girip yatağa oturdum. 

''Hayır demem.'' 

Odam genişti. Kapıdan girince sol tarafta duvara dayalı yatağım duruyordu. Yanında Küçük uzun bacaklı komodinim vardı. Yatağın karşısında duvara dayalı şifonyer duruyordu. Şifonyerin bittiği yerden on santim kadar sonra büyükçe bir cam vardı. Camın diğer ucuna da boş durmaması için boy aynası koymuşlardı. Televizyon olmayan eve boy aynası koyan ev sahibine ne kadar teşekkür etsem azdı. 

EcrinWhere stories live. Discover now