8.Bölüm - Ecrin

1.2K 105 40
                                    

Keyifli okumalar.

Sonraki gün neşeli bir şekilde uyandım, Eylül'ün odasına gidip hızlıca yatağına atladım.

"Uyan kız! Ben derse girmemeye çok alıştım, iki gündür iyi ektik." Homurdanıp benimle muhatap olmamak için yüzünü duvara döndü. " Bugün de mi gitmesek Eylül?"

"Sen iyice zıvanadan çıktın he!" uykulu sesiyle bile sinirli bir şekilde cevap verebiliyordu.

"Ay şimdi hazırlan ders dinle eve dön..."

"Derslere girmeden nah geçeriz dersi. Dönem yeni başladı nasıl toparlanacaksınız siz ya?" Pikeyi kafasına kadar çekip ağlamaklı sesler çıkardı. "Kiminle aynı eve çıktığımı sorguluyorum." Yorganın üstünden kollarımı Eylül'e dolayıp sıkıca sarıldım.

"İki ders kaytardık diye yaptığına bak, hayırsız, hadi kalk artık bugün sen kahvaltı hazırlayacaksın bize."

Dün geç saate kadar dışarıda takıldıktan sonra eve kendimizi zor atmış, hiçbir şey yapmadan uyumuştuk. Yağız arabasını burada bırakmıştı, ilk onun fakültesine arabayı bırakıp öyle derse geçecektik. Eylül'ü iki üç kere daha dürttükten sonra odama geçip mavi momjean ve mavi gömleğimi seçip giyindim. Krem renkli sırt çantama ders kitaplarını ve defterimi koydum, saçımı düzleştirip makyajımı yaptıktan sonra odadan çıktım.

Hayırsız Eylül'ün kahvaltı hazırlamayacağını bildiğim ikimize soğuk kahve hazırlayıp şişelerimize koydum. Dışarıdan aperatif bir şeyler alıp kahveyle yiyebilirdik. Bizimkilere onları arabayla alacağımızı haber verip tekrar Eylül'ün odasına gittim. Giyinmiş makyajını yapıyordu, şort üstü bol bir tişört giymiş kısa saçlarının yarısını tepeden topuz yapmıştı. Bu Eylül'ün hayattan nefret ediyorum, sadece nefes alıyorum kombiniydi, etrafına nefret saçıp somurtuk bir şekilde gezer insanlara hayatı sorgulatırdı. Bu dönemler arkadaşlığımızı sorgulamama sebep oluyordu.

"Dün ne kadar güzeldi kuşlar çiçekler böcekler, bugün niye nefret ediyorsun?" Rimelin kapağını kapatıp dudak nemlendiricisini eline aldı.

"Her yerim ağrıyor, midem bulanıyor, hukuk okuyoruz, mutlu olmak için bir sebep göremiyorum." Sırıtıp dağınık yatağını toplamaya başladım.

"Evde kalalım bilgisayarımızı açıp Behzat Ç. izleyelim." Dahiyane fikrime göz devirip ayağa sandalyesinden kalktı.

"Ay açılmam lazım, derslere girmemek beni geriyor, çok şey kaçırmış gibi hissediyorum." Eylül sorumluluk nedir bildiği için başımla onayladım, mesela ben biri teklif etse bugün de girmezdim derslere.

Kahvelerimizi alıp aşağı indiğimizde hava hafif esiyordu. Arabaya binip Atakan ve Başak'ı aldık, fakülteye gidene kadar onları nasıl derste yalnız bıraktığımızdan, hainliğimizden, ses kayıtlarını beş yüz liraya ancak alacağımızdan bahsettik. Normalde arabayı Güzel Sanatlara bırakıp beraber yürüyecektik ama tek başıma yürümenin daha az baş ağrıtacağına karar verip bizim fakültede üçünü de arabadan atıp tek başıma gitmeye karar verdim. Bir dakika geçmeden Yağız'ın fakültesinin önüne gelip arabayı otoparka park etmiştim. Dersimin başlamasına daha yarım saat vardı ama Yağız bugün çalışacağını onun için okula erken geleceğini söylemişti.

Birkaç kere Yağız'ı arasam da açmayınca arabadan inip binaya girdim. Müzik bölümünün bir alt katta olduğunu tabeladan okuyup merdivenlere yöneldim. Merdivenlerden inerken o kadar sınıfın içinde Yağız'ı nasıl bulabileceğimi düşünüyordum. Sınıfların önünden yavaşça geçip içerden ses geliyor mu diye kontrol etmeye başladım. Birkaç tane başarısız denemenin ardından Yağız'ı tekrar arasam da açmayınca, arabaya gidip iki üç tur atmakla, tüm sınıflara tek tek girmek arasında kaldım.

EcrinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin