10. Bölüm - Ecrin

732 65 34
                                    

Keyifli okumalar.

Yağız da arabaya bindiğinde kemerimizi bağlayıp yola koyulduk.

"Şu yakınlarda bir market gördüm ama küçüktü, navigasyondan süpermarket mi bulsa?" buralara daha önce gelmediğim için yakınlarda market olup olmadığını bilmiyordum, ama sahil yolunda bildiğim yerler vardı.

"Şuradan sahil yoluna inelim bildiğim bir yer var çok uzak sayılmaz." Başıyla onaylayıp arabayı sahil yönüne sürmeye başladı. "Liste yanında, değil mi?" dediğimde başıyla onayladı. "Bakayım mı?"

Telefonun cebinden çıkarıp parmak kilini açıp bana uzattı. "Telefonumda notlar kısmında." Dedi. Uzattığı telefonu alıp birkaç saniye notları aradım. Gerekli her şeyi yazmış gibi duruyordu. Birkaç şeyi alıp almayacağını teyit edip listeye ekledikten sonra telefonu kilitleyip iki koltuğun arasında, su şişesini koymak için tasarlanan yere telefonu koydum.

"Hallettiniz mi dersleri?" sorusu üzerine başımı ona doğru çevirdim. Hafta sonu ders çalışacağımızı biliyordu, ondan bahsettiğini varsayıp cevap verdim.

"Eh işte! Bu hafta da biraz sıkarsam eksikleri toparlamış olurum." Başını sallayıp bir saniyeliğine bana döndü.

"Bence sana en uygun mesleği seçmişsin, savcılık sana göre." Aldığım güzel yorum suratımda hafif gururlu bir gülümseme oluştururken sözlerine devam etti. "Seni tanıdığım kadarıyla kendini çok iyi ifade ediyorsun, kararlarında net birisin, ne istediğini biliyorsun, sendeki dobralığı da hissediyorum." Gülümsemem genişlerken hakkımda böyle düşünüyor olması fazlasıyla onore etmişti beni. "Hukuk sana göre, avukat da olsan, çok başarılı olacağına eminim." Tekrar başını bir saniyeliğine bana çevirdiğinde tepkimi ölçmek için olduğuna emindim. Aptal gülümseyen sırıtışımı görmek onu tatmin etmiş olacak ki önüne döndüğünde dudağındaki hafif gülümsemeye benzer kıvrılmayı hissetmiştim.

"Güzel tespit." Ben de ona dönüp birkaç saniye yüzüne baktım. "Onore oldum, teşekkürler." Sesimdeki hafif alaya alan tonu gizleyememiştim. Böyle iltifatlar aldığımda ne tepki vereceğimi bilemediğim anlardan birindeydim. " Çoğu kişi bunu diyor, bilmiyorum." Birkaç saniye duraksayıp yolu sorgulayan gözlerle izledim. Adalet duyguma güveniyordum, hukukun üstünlüğünün ne kadar önemli olduğunu biliyordum. Ama aldığın kararların bir insanın hayatını tümüyle değiştirebileceğinin verdiği his, o, ya yanlış yaparsam duygusu, çok büyük bir sorumluluktu. Herkes adaletli olamazdı, yasalar bazen biri hakkında istemediğimiz şeyleri yapmaya itebilirdi. Bunun bir parçası olup olamayacağımı çok sorguluyordum, iyi bir savcı mı olacaktım, saygı duyulan bir savcı mı? Başımı iki yana amaçsızca sallayıp sözlerime devam ettim.

"Bazen çok korkunç geliyor, şuan sadece ezber, kitaplar, gerçeklikten uzak, olay birini savunmaya ya da biri hakkında karar vermeye geldiğinde, işler değişiyor; tüm sorumluluk sende oluyor. Bir insanın hayatı, senin ağzından çıkacak kelimeye bakıyor." Dudaklarımı büzüp derince bir iç çektim. "Bu çok ağır bir yük Yağız." Kafamın içinde, gelecek kaygısı tekrar düksetmişti, seneye son sınıf olacaktım. Sonra staj sonra iş hayatı.

"Haklısın. Ben yapamazdım mesela, ama sende onu hissediyorum. Konuşurken bile hissediliyor." Hafifçe gülüp alayla suratına baktım.

"Beni daha ne kadar tanıyorsun ki?" istemsizce ağzımdan dökülen cümlem kesinlikle gerçeği yansıtıyordu, ama sanırım bana övgüyle yaklaşan birini alaya almam pek olmamıştı. Yağız'ın anlık değişen mimiğinden de anlamıştım bunu. Ama haklıydım! İki, üç haftadır tanıdığın, muhabbetinin bile düzgün olmayan bir insana böyle şeyler demek, gerçekçi gelmiyordu bana. Övmek içinse, karşındaki kişiyi tatmin ediyordu. Fakat gerçeği yansıttığına dair olan inancım pek azdı. Yine de bozulmasını istemediğim için dediğim şeyi toparlamaya çalıştım.

EcrinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin