TAKIM ELBİSELİ ADAM

Start from the beginning
                                    

Ve
Maalesef
İkinci kısım kesinlikle ben değildim.

Evet şeklinde kafamı salladım. Bu hareket bile bana o kadar zor gelmişti ki kafamı sabit tutmakta zorlandım.

Elini ağzımdan çekti. O an bütün ciğerlerime ufak ufak giren havayı bir anda içime çektiğim için öksürmeye başladım. Bir anda içime çektiğim derin nefes ciğerlerimde yanma hissi yaratmıştı.

O ise hiç umurunda değilmiş gibi etrafa bakıyordu. Bana döndü

-O kız nerede dedi sesi her zaman böyle miydi yoksa şuan sinirli miydi anlayamıyordum.

Sorusunu anlayamamıştım.  O an sorduğu basit bir soruyu korkudan anlayamamıştım.

-Cevabımı alamadım dedi sert bir şekilde.
-O kız nerde diye yineledi sorusunu bu sefer sesi daha çok çıkmıştı ve silahı karnıma bastırmıştı.

-Hangi kız diye kekeledim. Hangi kızdan bahsettiğini bilmiyordum her gün etrafında gördüğüm onlarca kız vardı. Bu durumda anlayamamam normaldi, korkudan beynim durmuştu.

- Dün yolda gördüğün hamile kız. 

Hangi kızdan bahsettiğini sonunda anlayabilmiştim. 

-Bilmiyorum dedim. Bunu kesik kesik nefeslerle söyleyebilmiştim.

-Son bir kez daha soracağım dedi derin nefes alarak biraz durdu ve sonra devam etti.

-Dün yolda gördüğün o kız nerede? Her bir kelimeyi üstüne basa basa söylemişti. 

Nerde dediği sırada silahını daha da karnıma bastırmıştı. Yukarı doğru tuttuğu için silahın ucunu kaburga kemiğimin altında hissedebiliyordum.

-Gerçekten bilmiyorum dedim karnımdaki acı artırıyordu.

-Yürü dedi. Beni yola iteklerken bir kolunu omzuma attı ve kaçma riskimi kontrol altına aldı  diğer koluyla da silahı ikimizin arasından belime doğru bastırıyordu. Dışardan bakınca kol kola yürüyen sevgililer gibi duruyorduk .

-Nereye dedim ayaklarım birbirine dolanırken.

-Beni evine götürüyorsun, yani o kızı sakladığın yere dedi.

Bu sokağı geçip bir sonraki sokağa gidersek gerçekten onu eve götürmek zorunda kalacaktım çünkü bir sonraki sokak şuan yürüdüğümüz sokaktan daha tenhaydı. Yani beni öldürse belki de cesedimi birkaç saat sonra bulurlardı. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Sürekli etrafıma bakıyordum. Rüzgâr neredeydi? Neden gelmiyordu? Bu zamana kadar gelmiş olması gerekiyordu. Bunları düşünürken zamanım daralıyordu, bu hızla gidersek sokağı bitirmemize çok az kalmıştı. Onu eve götüremezdim. Bir şekilde çığlık atıp herkesi başıma toplamalıydım en azından beni vursa bile birileri görüp yardım edebilirdi. Vurulma hissinin ne kadar kötü olabileceğini düşünürken silahı tuttuğu yerden vurulursam ne kadar acı hissedeceğimi hesaplamaya çalışıyordum. Bu midemi daha da bulandırmaya başlamıştı her an kusabilirdim. O sırada birkaç kez gittiğim bakkalın yanından geçiyorduk buradaki abi beni tanıyordu, bana yardım edebilirdi bakkalda bir kaç kişi daha vardı. Hamlemi yapmanın zamanı gelmişti.  Nasıl olsa her şekilde ölecektim bu bana biraz da olsa yaşama ihtimali kazandırıyordu.

Bir anda kolumla onun karnına vurup dükkana doğru adım attım ve bağırmaya başladım. Kolumdan tuttu, beni orda vurabilirdi ama yüzünün görünmemesi için çaba harcayıp bir eliyle siyah takım elbisesinin üstüne giydiği siyah paltosunu çenesine kadar çekmişti. Hem şuan beni vursa kızın nerde olduğunu nasıl öğrenecekti? Benim kızın yerini bildiğimi sanıyordu. Bakkaldaki adamlar başıma toplanınca kolumu bırakıp koşar adımlarla gitmeye başladı. Ben de hemen dükkana doğru koştum.

Bakkal sahibi ve oradaki bir kaç kişi neler olduğunu anlamaya çalışıp sürekli soru soruyorlardı. Ben ise onların sorduğu hiç bir soruyu cevaplayamıyordum. Hala şokun etkisindeydim. Az önce bir tane adam bana silah doğrultmuştu ve belki de vurulmak üzereyken son anda kurtulmuştum. Bunun etkisinden uzun bir süre çıkamayacağım belliydi. Bana sakinleşmem için su ikram ettiler. Garip bir şekilde dükkana girdiğimden beri sakindim ama sanki başka bir dünyada gibiydim. Söylenilen hiçbir şeyi duymuyordum, hiçbir şeye cevap veremiyordum sadece az önce yaşadıklarımı düşünüyordum. Bir kaç dakika sonra yavaş yavaş kendime gelmeye başladım. Artık soruları net olarak algılayabiliyordum ama şimdi bu insanlara ne söyleyeceğimi düşünme kısmına gelmiştim. Bana tutulan silahı görmemişlerdi ama o adamın beni zorla bir yere götürmeye çalıştığının farkındaydılar. Onlara tanımadığım bir adamın beni zorladığını söyledim. Bakkaldaki insanlar şaşırmışlardı ve sanırım şaşırmaktan daha çok sinirliydiler. Hatta artık sokakların tek başına yürünmeyecek bir hale geldiğinden şikayetçiydiler. Polis çağırmayı düşündüler ama polis çağırmalarını istemedim. Yani evet şuan tek yapılabilecek şey belki de oydu ama polisler bu adamın neden benim peşimde olduğunu öğrenmeye çalıştıklarında benim de foyam ortaya çıkabilirdi. Ya geçen gün bir adamı kanlar içinde bırakıp ölüp ölmediğini bilmeden kaçtığımı öğrenirlerse. Hatta öldüyse ölüm sebebin ben olduğumu öğrenirlerse? Polise söylemek için iyi bir yalan düşünene kadar bu fikri rafa kaldırmalıydım. Hem polis şuan gelse ne yapabilirdi ki? O takım elbiseli adam çoktan yokluğa karışmştı.

Bakkalda olan bir kadın nerede oturduğumu sordu. Bir sokak ilerde oturduğumu öğrenince kocasıyla birlikte beni evime kadar bırakmayı teklif ettiler. Size belki de tuhaf gelecek ama o an o kadar çok korkuyordum ki bu teklifi kabul ettim. Ya o adam tekrar karşıma çıkarsa? Bu düşünce her defasında kalp atışlarımın hızlanmasına neden oluyordu. Bana evimin bulunduğu sokağa kadar eşlik ettiler ve yol boyunca bu olayı aileme anlatmam konusunda tembih ettiler. Benim yanımdan ayrıldıkları andan itibaren nasıl eve koşup kapıyı kilitlediğimi anlatamam. Odama çıktım odamın da kapısını kilitledim. Kalın perdelerimi çektim. Şuan güvenli bölgemdeydim. Kimsenin yanımda olmayışı hislerimin açığa çıkmasını tetikledi. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Telefonumu hemen şarja taktım ve prizin yanında dizlerimin üstünde telefonun açılmasını beklerken ağlamamı durdurmaya çalışıyordum. Yapmam gereken tek şey annemi arayıp buraya gelmesini söylemekti.

Ben de tam olarak öyle yaptım. Annem sesimden bir şeyler olduğunu anlayıp her zamanki gibi telaş yaptı ama ilk defa bu kadar telaşlanmakta haklıydı. Bunu telefonda söylemek istemediğim, daha doğrusu kendimi tam hazır hissetmediğim ve ne söyleyeceğimi bilmediğim için eve gelmesini istedim. Normalde yarın akşam yola çıkması gerekiyordu ama ben söylediğim için hemen hazırlanıp yola çıktı. Akşama doğru evde olmasını umuyorum ama ona nasıl anlatacağımı bilmiyorum.

Biliyorum, bölüm yine geç geldi. Birkaç aylık bir gecikme... Aslında kitabın bölümlerini kafamda yazıyorum fakat kağıda dökmek o kadar çok beni zorluyor ki...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 18, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ONDAN SAKIN BAHSETMEWhere stories live. Discover now