YENİ BİRİ

198 26 3
                                    

Christina Perri - A Thousand Years dinleyin tavsiyemdir. Yukarıya ekledim. Bölümü okumak daha güzel gelecek iyi eğlenceler.
Her bölümün moduna göre şarkı koyacağım. Hep birlikte bu kitabı okumayacağız, yaşayacağız

YENİ BİRİ:
Berra mı ? Kim o . Şu ezik kız mı ? Evet bu hikayedeki o ezik kız benim . Bu benim hikayem. Bu benim kaybedişimin hikayesi, bu benim kazanışımın hikayesi. Bu benim kendi dünyamla yaptığım savaşımın hikayesi. Herkese karşı tek bir benim olduğum hikaye .Bu benim onlarca kez düşüp, yüzlerce kez kalmaya çalıştığım bir hikaye.Darmadağın ruhumun her bir parçasını tek tek toplayıp birleştirmeye çalıştığım bir hikaye . Ben Berra bu hikayede kaybederken kazanacak olan kişiyim

 Ben Berra bu hikayede kaybederken kazanacak olan kişiyim

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Alarm çalmasıyla uyandım. Yatağımda birkaç dakika tavan izleme klâsiğimi yaptıktan sonra yatakta doğruldum. Aynadaki çelimsiz ,kötü solgun halime baktım uzun açık kahverengi dizime değen saçlarımın kırıklarına. Yine ümitsiz bir vaka olduğumu vurdum yüzüme . Zayıf vücudumdan üzerime zerre yakışmayan en küçük bedeni almama rağmen sanki iki beden büyükmüş gibi gelen pijamalarıma baktım . Ayağa kalktım . Boyumdan nefret edercesine aynada eğildim . Boyumun çokta uzum olmamasına rağmen (1.75) bir kıza göre uzun olunca okuldakilere bir dalga daha çıkmıştı sırık ama diğer güzel kızlara gelince *kızda ki boya bak ne güzel* oluyordu. Bir kere bana yapışmıştı bu ezik damgası çıkmıyordu üzerimden. Ezik , utangaç , sırık , pısırık, suskun, dilsiz , solgun , ruhsuz evet maalesef bunlar gün boyunca duymak zorunda olduğum sözlerdi. Elimi yüzümü yıkadım , saçlarıma özenmeden ev topuzu yaptım. Yanlardan tel tel çıkmış saçlarıma baktım. Umursamadım. Çünkü zaten her türlü dalga geçiliyordum . Bari kendimi yormayayım. Düz beyaz polo yaka üzerimde çuval gibi duran neredeyse elbise kıvamında okul T-shirt'ümü giydim . Üstüne okulun zorunlu olduğu siyah sol tarafında okul armalı kapşonlu hırkamı geçirdim. Siyah pantolonumu giydim siyah çantamı aldım ve aşağı indim . Herşeyim koyu tonlardaydı odam , kıyafetlerim, eşyalarım aklınıza gelebilecek herşeyim siyah ve siyaha yakın tonlardaydı. İnsanın herşey ruhunun bir parçasıdır derler ya evet herşeyim ruhum gibi karanlık , yalnızdı. Ekim ayındayız hava henüz daha soğumadığı ve üstümdeki okul hırkam kalın olduğu için mont almadım yanıma. Merdivenleri inerken yine herzaman ki gibi annemin kahvaltıyı hazırlamış olduğunu gördüm. Annem benim aksime çok neşeli biri bazen onun başına gelmiş en kötü şey benmişim gibi hissediyorum. Yine kahvaltıda oturup yemeğimle oynayıp durdum iştahım kapalıydı. Annem bu duruma üzülüyordu o yüzden onun yanında olabildiğince neşeli olmaya çalışıyordum ama ruhum buna izin vermiyordu. Bir iki birşey ağzıma atıp evden çıktım. Hafif çiseleyen yağmurun eşliğinde kulaklıklarımı taktım ve kendimi şarkının huzurlu kollarına bıraktım. Belki de beni mutlu eden tek şey şarkıydı. Çünkü ruhum diyordu ki bak Berra bizim seninle yakalayamadığımız uyumu şarkı ritimlerde yakalıyor. Dinlediğim şarkı Cristina Perri - A Thousand Years . Alacakaranlık film serisinin şarkısı en sevdiğim film serisi . Hayatımda belki de binlerce film izlemişimdir. Çünkü benim gibi biri için hayatta kalmanın tek yoludur film izlemek . En sevdiğim Film serisidir Alacakaranlık. Çünkü ordaki aşıklar imkansızlıkların içinde imkân olduğunu gösterir bize . Birlikte olmaları ne kadar tuhafsa birlikte olabilecekleri ihtimalinin güzelliklerini gösterir bize . Karşılıksız severler birbirlerini . Birbirlerini istedikleri halde birbirlerinin olmayacaklarını bile bile. Sonra aşk yaratırlar imkânsızlıklardan böyle bir film serisidir Alacakaranlık. Şarkısı da bir o kadar güzeldir. Az da olsa dizilerden gelişmiş olan ingilizcem sayesinde biraz açıklayayım size .

ONDAN SAKIN BAHSETMEWo Geschichten leben. Entdecke jetzt