you're the one who'd make me loose it all

8K 607 195
                                    

Jungkook, masanın kenarında duran çantasını sırtladıktan sonra evden çıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Jungkook, masanın kenarında duran çantasını sırtladıktan sonra evden çıktı. Üzerine siyah bir tişört, altına da okulda giymelerini istedikleri siyah bir pantolon geçirmişti. Annesi gece geç saatlerde işten döndüğü için şu an uyuyor olmalıydı; onu uyandırmamak için kapıyı yavaşça kapadı ve yürümeye başladı. Siyah saçları, uykudan yeni uyandığındaki gibi karmakarışıktı fakat kötü durmadığı kesindi.

Son birkaç gündür okula geç kalma işini alışkanlık haline getirdiğinden devamsızlığı oldukça fazlaydı ve bir ara bunu da halletmesi gerektiğini fark edip sabır dilercesine bir nefes aldı. Sanki diğer işlerinin hepsi yolunda gidiyormuş gibi bir de başka sorunlar çıkıyordu.

15 dakikalık bir yürüyüşün ardından okula vardığında beden dersi olan öğrencilerden bazıları basketbol sahasında oynuyordu. Aslında bir kişi hariç hepsi oynuyordu çünkü Bay Jung, bir beden eğitimi öğretmenine göre fazla katı birisiydi. Diğer derslere nasıl özen gösterme zorunluluğu varsa ona göre beden eğitimi dersi de kutsal bir dersti.

Jungkook sallana sallana bahçeyi yarıladı ve koca binanın önünde durup bir elini pantolonunun cebine attı. Bay Jung'un gazabına uğramadan bankta öylece oturan karşı komşusuna bakıyordu. Sabah ona fazlasıyla ağır şeyler söylediğinin farkındaydı ama yine de kendisininkinden de berbat bir hayata sahip birisinin böyle şeyler söylemesi mantıklı gelmiyordu.

Telefonunu çıkardı ve elleri arasına aldı. Normalde 'fake hesap' gibi saçmalıklarla uğraşacak birisi değildi fakat Rose'den özür dileyebilmeyi kişiliğine aykırı buluyordu. Ve belki onu biraz olsun mutlu edebilmek için başkası gibi davranabilirdi. Her kız, sevildiğini hissettiğinde mutlu olmaz mıydı? Jungkook böyle düşünüyordu.

Aptalca bir kullanıcı adı seçti, Rose'yi takip etti ve bütün fotoğraflarını beğendi. Telefonuna bakıp bakmadığını kontrol etmek için arada bir gözlerini banka çevirip duruyordu.

Genç kız, sarı saçlarını kulağının arkasına aldı ve hemen bacaklarının yanında duran telefonundaki bildirimlere göz gezdirdi. Kaşları hafiften çatıldığında ise mesaj kutusuna bir bildirim gelmişti.

co_okie: beyaz tişörtün altına siyah iç çamaşırı giyilmez.




tabi yani kırmızı fln giyilir :')
rose'me de yakışır ühü

god knows how i loved • rosékook ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin