Atımı geldiğim yola döndürdüm ve yavaşça ilerlemeye başladım.

Taehyung'a bana yaptırdığının mislini çektirmemiştim hatta çektirememiştim. Başaramadım sanırım. Ben kötü değilim ve olamıyorum. Ben Taehyung gibi olamıyorum. O kötüydü ama ben değildim. Onu kıskandırmak istesem bile isteyerek asla yapamam, ilerletemiyorum. Ben o yokken bile alfalarla veya betalarla yakın değilken o varken hiçten yapamam. Ben öyle biri hiç değildim bu saatten sonrada olamam. Kötüler bu dünyada kazanırmış. İnanmazdım. İyiler kazanır hep derdim küçüklük aklıyla, ama öyle değilmiş bu dünya sadece iyiler için bir sınavmış ve çekmemizi istiyormuş sadece.

Çekmedim mi yeterince acaba? Çünkü ben artık mutlu olmak istiyorum ama Taehyung'un akıllanmasınıda istiyorum. Tek dileğim bu. Ama o bile olmuyor! Hiç bir isteğim yerine gelmiyor!

Jin ve Jimin'in bana anlatmamaları bana ağır gelmişti ya Taehyung hafifletmişti yaramı biraz çünkü suç ondaydı sadece Taehyung'ta. Jimin babamın ve annemin tehditiyle susmuşsa Jin'de saraydakiler yüzünden susmuştu. Tahminim bu ama affedemiyorum hala. Tek sözümle o an herşey değişirdi. Taehyung'a ısınmışken ondan ayrılmaz sadece kendimi sevdirmeye çalışırdım. Ama olmadı. Onu tanıma süremde olmadı. Olan sürede de onu tanıyamadım. Bana oynadı çünkü. Onu tanımama izin vermedi.

Herşey daha güzel olabilirdi. Bazıları bir şeyden korkmayarak bazı şeyleri söyleseydiler çok şey değişirdi.

Jin neden Taehyung'a beni anlatmadı peki? Ben ona daha yakınım Taehyung, dostuyum diyip neden herşeyi olduğu gibi anlatmadı Taehyung'a. Hatalılar işte. Ama şu var ki Taehyung'u bile affetmişken onları affetmemek kalpsizlik olurdu. Taehyung'u affetmemiştim daha ama ileride affedebilirim. O zamana kadar kardeşim ve dostumdan uzak mı kalmalıyım?

Herşey karışık. Herşey fazla karışık. Ne yapıcağımı bile bilemiyorum ben. Birşey planlasamda bir engel çıkıyor illaki. En iyisi akışına bırakmak mı?

Geldiğim saray kapısına bir göz attım. Kocaman ve ihtişamlıydı. Daha dışarıdan böyleydi. İçeride daha fazlası vardı. Kapıdaki taş parçalarından daha fazlası vardı. Atımdan indim ve kapıdaki bir korumaya uzattım ki sol tarafımdan gelen koşturma sesiyle hemen bedenim oraya döndü.

Koşarak bana doğru gelen omegayla bir iki adım geriledim. "Lütfen yardım edin!" demişti. Korkmuştum fakat onu acı ile dedikleri kalbimi sızlatmış ve merhametimi öne koymuştu. Hemen ona koşarak kollarından tuttum. Kolundan akan kanla askerlere bağırmamla arkamdan bir bağırma sesi geldi. "Çabuk Prens Taehyung'u ve hekimi çağırın hızlı olun!"

"Gel buraya omega!" gelen kalın sesle beraber titredim. Korkutucuydu. "Lütfen ondan kurtarın beni prensim yalvarırım." demişti göz yaşlarıyla. Başımı salladım. Açılan kapının ardından gelen Taehyung'la hemen ona döndüm. "Taehyung bu omega yaralı hemen bir şey yapmalıyız." demiştim. Kollarını uzatıp omegayı tutmuştu. "İçeri girelim. Hekimin odasına taşıyayım ben onu. Hemen arkamda kal omegam." demişti. Başımı sallamamla saray kapısına ilerledi. Arkamı dönmemle sert ve iri alfayla göz göze gelmem bir oldu. Derince nefesimi içime çektim ki beni kendine çekip boynuma bıçak tuttu. "Dur alfa! Omegamı bana ver! Yoksa omeganı gözünün önünde öldürürüm!" bağırmasıyla olduğum yerde daha fazla put kesildim. Çok korkuyordum şu an.

🌹🌹🌹🌹

Elimi yüzünde gezdirmeye devam etmiştim. Tombiş yanakları çok tatlıydı ve onu daha fazla tatlı yapıyordu. "Jimin Jungkook ile görüşmek istiyorum artık. Özledim onu. Evet hata yaptık ama bu kadar uzun sürmemeliydi ya!" diye isyan etmişti Jin hyung. Sessizce durup Yeonjun'u sevmeye devam ettim.

  미안해/ SORRY ~~TaeKook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin