🌹36🥀

6.8K 380 145
                                    

50K olmuşuz. Çok mutlu oldum herkese teşekkür ederim ☺️

Size tek bir şey soracağım. Gerçeği söylemenizi istiyorum. Sıkıldınız mı?

Hemen bölüm atamadım çünkü bazı engeller çıktı. Bu bölümü attıktan hemen sonra yazmaya devam ediceğimi bilmenizi isterim ve yine bir kesit paylaşabilirim.

İyi okumalar 🤍






Bahçe kapısına ilerlerken arkamdaki hizmetlilerime döndüm. "Atım geliyor mu?"

"Evet efendim. Çıkış kapısında ve şey Prens Taehyung sizinle gelmek istediğini iletti. Atınızla sizi çıkış kapısında bekliyor." demişti. Çekindiği belliydi. Ona bağıramazdım Taehyung'a bağırmalıydım. İki gece önce ona kendimi saldım diye affettiğimi düşünmemeli!  "Tamam sizin gelmenize gerek yok. Prens Taehyung yanımda olucak." demiştim. Başlarını eğerek yanımdan gitmişlerdi.

Ağır ve dik yürüyüşümü bozmadan ellerimi önümde birbirine geçirdim. Çıkış kapısına ilerliyordum. Tek çıkıp biraz hava alıp düşünmek istiyordum bazı şeyleri. Hala Jin ve Jimin ile görüşüp konuşmamıştım. Bir kaç defa Namjoon hyung yanına çağırıtsada Yeonjun'u bahane ederek gitmemiştim. Bazı zamanlar ise Yeonjun'u hizmetli ile Soobin'in yanına gönderdim. Aynı şimdiki gibi. Soobin ile ne yaptığını bilmiyordum ama iyi olduklarını biliyordum. Jin ona gözü gibi bakar korurdu.

Çıkış kapısına yaklaştığımda atları seven Taehyung'u görmemle kalbim hızlıca atmaya başladı. Kalbimin atmasıyla olduğum yerde kaldım. Sanki Taehyung yerimi bilir gibi direk bana dönmüş ve gözlerimin içine bakarak gülmüştü. Hissetmişti beni. Tebessüm etsemde başta sonradan soğuk bir ifadeye bürünmüştüm.

Yanına geldiğimde onun konuşmasına izin vermeden konuştum. "Ne işin var burada?"

"Hizmetli-"

"Söylediler fakat ben tek olmak istedim Taehyung. Şimdi beni tek bırak." demiştim. Sesimde hiç bir cayma yoktu. Buz gibiydi. "Hayır. Tek kalmanı istemiyorum. Sana yakın olmak istiyorum." demişti. Şimdi anlaşılmıştı karın ağrısı.

"Taehyung bana başka zaman yakın ol, ben şimdi hava almak istiyorum ve sensiz. Hatta kimsesiz. İkiletme lütfen ve beni tek bırak." demiştim. Biraz daha yumuşak konuşmuştum. Biraz durup düşündükten sonra başını salladı ve atımı bana bıraktı. "Teşekkür ederim." demiştim. Bir adım atarak bana yaklaşmış ve sıkıca sarılmıştı. Sanki veda eder gibiydi. Bu çok kötü hissettiriyor. O her bana böyle sarıldığında kötü oluyorum ve kötü şeyler oluyordu.

Mührümden hafifçe öpmüş ve omuzlarımdan tutarak vücudumuzu ayırmıştı. "Lütfen çok dikkat et kendine. Bir şey daha olmasına dayanamam" demişti. Sadece başımı salladım. Yanlara düşen ellerimi sıktım biraz. Ona sarılmak isterdim ama olmaz. "Sende Yeonjun'a dikkat et." demiştim. Ondan uzaklaşarak atıma bindim ve son kez Taehyung'a baktım. Tebessüm ediyordu ama korku barındırıyordu gözleri. Kim olsa korkardı her dışarı çıktığında başına bir şey geliyorsa. Ama ben şu an tek kalmak istiyordum. Bazı şeyleri düşünmek iyi gelicekti.

Atımla beraber baya uzaklaştığımızda nereye gideceğimi düşünmeye başladım. Buraları ezbere bilmiyorum. Kafama göre ilerledim bir süre. Sonra önüme çıkan köprü ile durdum. Bir uçurum vardı fakat uçurumu birleştiren bir köprü vardı. Buradan geçmem imkansızdı çünkü köprü baya kötü duruyordu. Sanki adım atsam düşerdim.

İlişkimizde böyleydi Taehyung ile dışarıdan yapılıydı fakat çürüdüğünü çok fazla belli ediyordu. Adım atsa birisi düşer kaybolurdu bu hikayede. Gerçek bir hayatın hikayesi acı olurdu. Bize küçükken hep anlattıkları hikayeler güzel sonla biterdi. Sanırım onlar sadece anlatımdı. Gerçekte öyle olmuyordu. Ya da öyle olan bir hikayem yoktu. İlerisini bilmiyorum ama şimdikten çürümüş bitmiştim ben. Daha fazla acı çekebilir miydim, bilmiyorum. Çekmemek daha iyi değil mi zaten?

  미안해/ SORRY ~~TaeKook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin