28.bölüm

855 56 25
                                    

 

    Dudaklarımın üzerinde hissettiğim dudakların geri çekilmesiyle gözlerimi açtım artık emindim karşımda ki kadın ben ne yaparsam yapim yanımda olurdu bu benim için mucize gibiydi ama karaca'nın gözlerinde ki ışık düşünmemei engelliyordu ruhum bedenimde mi yoksa karşımda ki kadının gözlerinde mi emin degildim ellerim benden bagımsız karacanın yanaklarını okşuyordu baş parmağımla dudak kenarını seviyordum ama her an kırılacak gibiydi yüzü ufak bir yanlışımda hayal gibi yok olucak gibiydi odaya pat diye birinin dalması ile sanki rüyadan uyandım karacadan uzaklaşıp kapıya bakınca duygu 'nun elleri önünde bize bakıyordu

Duygu = ya ben Karaca duşa giricem diyince tek sandım bir şey dicektim

Azer = tamam ben zaten aşşagı iniyorum siz konuşun

Duygu = enişte sen şort al istersen akşam üzeri ya deniz çok güzel duruyor gitsek mi hep beraber

Azer = ben uyarım size duygu

Duygu = tamam yılmaz aşşagıda bekliyor zaten

Azer = tamam ben gidim yanına

Aşşagı inip yılmaz'ın yanına koltuğa oturdum  telefonu bırakıp bana baktı

Yılmaz = abii

Azer = hıı

Yılmaz =  kadirler işleri ayarlamış adanaya gelmek istiyorlar da

Azer = ayarladılarsa gelsinler oglum anamda özledi onları

Yılmaz = korkuyorlar ama abim

Azer = neden korkuyorlae

Yılmaz = ya abi korku degil de senden baya çekiniyorlar  en son savaş'ı biraz fazla haşladın ya

Azer = oglum adam  uçan kuşa sıkıcaktı herifin kafayı kesmeye kalktı nedensiz yere

Yılmaz = abi onun nedeni var da sana söyleseydik savaştan beter olurdun ondan biz sustuk

Azer =  ee yine iyi ki dövmüşüm iti benden neden saklıyonuz siz lan

Yılmaz = toplu dayak yemek yerine savaşı kurban ettik pişman degilim

Azer = ulan seni mi Fransa 'ya yollasam onlar gelince kadirle seni aynı ülkede tutmak sakat gibi

Yılmaz = aman abi he duygu delirir kurban olam yapma

Azer = ayırmam lan sizi yüzük filan takmışsınız

Yılmaz = hı size hediye alırken gördük benim de işime geliyor böyle ortak bir şey takıyoruz filan ne bilim tuhaf ya

Azer = bizden önce evlenmeyin he oyarım

Yılmaz = biz sizden önce birlikteyiz aslında öncelik bizim hakkımız degil mi

Azer = abiyim ben

Yılmaz = Karaca ile konuştunuz herhalde

Azer = nerden anladın

Yılmaz = rahatlamışsın abim benim bir de hala benimle konuşuyorsun dayak yemeden yaptıgımız en uzun sohbete giriyoruz

Azer = oglum ben sizi dövmek istemiyorum siz kaşınıyorsunuz

Yılmaz = neyse abi ben duyguyla arabayla gidim şezlong filan ayarlarız siz de arka yoldan gelirsiniz

Azer =kendi arabama bindirmeyip  beni yürüyün mü diyorsun sen

Yılmaz = burdan kıvıramam ama senin arabanı ayrı seviyorum hem sen Karaca ile yanlız gelirsin işte ne güzel

sessiz haykırış Where stories live. Discover now