18.bölüm

1.2K 68 47
                                    

Azer yanıma gelip koltuğa oturdu İdris onu görünce ona emekliyip bacaklarına tutunup ayaga kalktı azer elinden tutup uzunca İdris 'e baktı

Karaca = azer azerrr

Azer = hı ne

Karaca = azer sen iyi misin daldın gittin

Azer = şey ben Karaca bugün konuşalım mı biz

Karaca = konuşalım azer söyle

Azer = burda yani böyle degil kahvaltıdan sonra çıkalım mı

Karaca = tamam ben kahvaltı hazırlım sen idris'e dikkat et ama yeni emeklemeye başladı ya çok hareketlendi

Azer = ta... Tamam

   Mutfaga gittim ve ve kahvaltı hazırlamaya başladım dolap sonuna kadar dolu oldugu için işim çok kolaydı zaten kahvaltı hazır olunca salona geçtim koltukta İdris azer'in omzuna kafasını koymuş sessizce duruyordu azerin yüzünü yarım görebiliyordum ama duvara dalmış gitmişti bir şey oldugu her halinden belli oluyordu ilk bize geldiklerinde İdris azer'in kucağında oldugunda Azer onunla sürekli oynamış sanki anlıyor gibi bir şeyler anlatmıştı şimdi karşımda ki adam o kadar donuktu ki yanına gidip elini tutunca ancak varlıgımı fark etmişti gözlerinin dolu oldugunu görmemle içimde bir şeylerin burkuldugunu hissettim Salih amcamın  yalandan öksürmesiyle  kendimize gelip ayaga kalktık

Salih = oglumu kim çaldı lan yanımdan

Karaca = aglayınca ben aldım amca uyanmayın diye

Saadet = iyi yapmışsın kuzum sagol bakma sen bu amcana

Salih = yav ben anlamıyorum hadi bu Karaca dogumdan beri yanında bu damat beye neden koala gibi yapıştı benim oglum baban benim gel azıcık lan  yanıma

Amcam İdris 'i almak için hamle yapsada İdris kollarını azer' in boynuna daha çok sarıyordu sanki fark etmiş gibiydi azer'in   iyi durumda olmadıgını 

Azer = kahvaltı edelim mi artık ben çok acıktım

  Durumdan kaçmak için böyle demişti biliyordum ben işte mutfakta ki masaya geçip hep beraber yemek yerken azer yalandan agzına bir şeyler atıyordu onun yemediğini görünce benim de olmayan iştahım kaçtı herkes doyunca saadet abla ve duygu sofrayı toplamaya başladı ben de üst kata odama çıkıp rahat bir şeyler giydim Adana'da hayatım boyunca giymedim kadar elbise etek giyiyorum diger türlü buranın sıcağı ile baş edilmiyordu zaten

  Üstümü giyip aşşagı indim Azer koltukta otuyordu beni görünce ayaga kalktı eli ile kapıyı işaret edince önden gittim arabaya binince sessizliği bozmak için nereye gittigimizi sordum ama aldıgım tek cevap sessizlik oldu çok tuhaftı bu hareketleri...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


  Üstümü giyip aşşagı indim Azer koltukta otuyordu beni görünce ayaga kalktı eli ile kapıyı işaret edince önden gittim arabaya binince sessizliği bozmak için nereye gittigimizi sordum ama aldıgım tek cevap sessizlik oldu çok tuhaftı bu hareketleri benim tanıdıgım Azer radyodan şarkı açar sesinin kötü oldugunu umursamadan benimle beraber şarkı söylerdi bu sessizliği tanıyordum ama bir o kadar azer'e yabancıydı bu sessizlik babamın sessizligiydi daha çok bunaldıgında kaçmak istediginde oda böyle susardı yıllarca izleye  izleye  ögrenmiştim insanların neden sustuğunu lanet ettim kendime nasıl fark etmedim azeri bu kadar bogan bir derdi oldugunu  artık iyice evden uzaklaşmıştık sonunda ormanın içinde bir göl kenarında durmuştuk Azer arabadan inip adımlarını bir agacın oraya yönlendirdi onu takip edince iki sandalye ufak bir masa ve çok güzel bir salıncak vardı bu manzara sade ama insanı huzur ile dolduruyordu Azer oturunca yanına geçtim gözlerini yerden kaldırmayınca

sessiz haykırış Where stories live. Discover now