Gün 15 - Camın Altında / 15 Mart 2012

16 0 1
                                    

Bugün sokağa çıkma yasağının on-beşinci günü. Telefon ve televizyon çekmiyor. Elektrikler günün çoğunda kesik ve içme suyumuz bitti. Çamurlu çeşme suyunu arıtıp, kaynattıktan sonra içiyoruz. Tadının güzel olmadığı konusunda Zeynep ile hemfikiriz.

Yazma isteğimi yitirmeye başladım. Çevremizde olanlar inanılacak gibi değil. Ben ve karım ise korkudan fırsat bulduğumuzda sıkılıyoruz.

Beş gün önce gündüz vakti yatak odasının panjurundan tıkırtılar duydum. Panjuru aralayacaktım ki kanlar içersinde bir el gözümün önünden geçti, sonrasında ise uğultular. Sanırım o silah bütün gün boyunca belimde kalmalı.

Ekleme 1. 15 Mart : Hava kararmadan panjuru kaldırıp kan izlerini temizledim. Zeynep'i daha fazla telaşlandırmak istemiyorum.

Ekleme 2. 16 Mart : Şuan saat sabah 5. Zeynep uyuyor. Az önce yakından bir çığlık duyuldu. Daha sonra ise kapılar çarptı. Sokak kapımızın zorlandığını düşündüm ve silahımla birlikte kapıya yöneldim. Karşı komşumuzun kapısı yarım metre kadar aralık. Fakat görünürde hiçbir şey yok.

Aynı günün akşamında ise tekrar kapıyı kontrol etmek için gözden dışarı baktım. Komşumuzun kapısı sonuna kadar açılmış. Ayakkabı kutuları ve parçalanmış gazeteler bütün hole yayılmış. Duvarlarda ise soluk bir kırmızı, sanırım kan.

Ekleme 2. 17 Mart : Apartmanda sesler tamamıyla kesildi. Sokak kapısını kilitledim ve anahtarı sakladım. Zeynep'in dışarı çıkmasını istemiyorum. Günlerdir Numan'ın da sesi çıkmıyor. Umarım Elif daha iyidir. İki gün önce elini gördüğüm adam ile bugün göz göze geldim. Onu salonun camının altında yukarıyı izlerken yakaladım. Her yeri kan içinde, kıyafetleri yırtık. Sert bir ifadeyle beni süzüp çığlıklar atmaya başladı. Zeynep'in "Camı kapat! Hasta bu, kapat şu camı!" diye bağırmaları hala aklımda. Küçükken oynadığım zombi ve kıyamet konulu oyunlar aklıma geldi. İlkokulda millet yakalamaca oynar. Biz zombicilik oynardık. "Al sana zombicilik." dedim kendi kendime. Fakat hala o gördüğüm şeyin yürüyen bir ölü olduğunu düşünmüyorum. 

Az da olsa yakında kapımızın çalınacağı ve "Hastalık tedavi edildi, özgürsünüz!" denileceğini umut ediyorum. 

Zombi Günlükleri : Hayatta KalmaWhere stories live. Discover now