Cesurca Sev ! 9. Bölüm

En başından başla
                                    

“ee ayakta mı dikileceksiniz?” deyince arkamızdaki sedir gibi olan yere oturuyoruz.

“anlatın bakalım neden buradasınız niçin saklanıyorsunuz?”

Ömer derince bir nefes alınca bende ona bakıyorum. Bakalım neler yazacak

“Biz peşimizdeki adamlardan kaçıyoruz.”

“yoksa bu kızı mı kaçırıyorsun sen?” ben! Kaçırılmak! Hem de onun tarafından kahkaha atmak istiyorum! Gözlerim iki adama birden çevirince kahkaha atmasam da kıkırdadığımı anlıyorum. Kendime çeki düzen verip ciddi durmaya çalışıyorum.

“tabiiki de hayır!” diyor. Eh böyle bir kıkırdamadan sonra bu cevap bence de yeterli ama devamında ne diyecek??

“peki?”

“farkında olmadan olmayacak bir yere girdik. Bu mafyavari tiplerin yerine. Anlayınca hemen çıkmaya çalıştık ama adamlar bizi fark edince peşimize takıldılar. En son çare olarak bizde buraya saklandık.”

Kaptan şuan da inanmış gibi gözüküyordu. Gerçi benim kafamda sorular oluşmaya başlamadı değil. Yani mesela neden öyle bir yere girdik ki? ya da kaptan Ne işinizi vardı oralarda diye sormaz umarım.  Belki de ilk aklına geldiği ile ilgili düşünüyordur. Yanı beni kaçırması. Adama göre daha olası olabilir. Hani gerçek sebebi ona bile söyleyemeyecek kadar korkmuşuzdur belki, ona göre?

 Gerçekten biz neden o adamlardan kaçıyorduk. İlk fırsatta sormalıyım bunu Ömer’e!

Kaptan dümenin başına geçtikten sonra

“şuradaki adamlar mı?” diye sorunca Ömer hızla yerinden kalkıp kaptanın gösterdiği yere baktı.

“evet onlar” dediğinde, ilk defa bedenimi bir korku sarmıştı. Biz resmen kötü adam olarak tabir edilen kişilerden kaçıyorduk. Hadi Ömer kaçıyordu da ben nasıl dahil olmuştum bu işe. Ahh evet hatırladım. Kalbim yüzünden. Her ne kadar gururum boyum kadar olsa da bazen kalbime söz geçiremiyordu. Ve onun yüzünden hiç alakam olmayan bir işe karıştım.

Kalbim onu sevmekte cesurdu. Ama gururum onu sevemeyecek kadar korkaktı. Korkuyordu ayaklar altına alınmaktan. Çünkü biliyordu kalbimin birini sevdiğinde gururu ne kadar görmezden geldiğini. Gururumu görmezden geldiğimdeyse başıma gelecekleri de biliyordum.  Etkilenmiş olduğum insanlar vardı. Çok güzel anlar yaşamıştım. Ancak bu seferki sadece güzel anlardan ibaret olmayacakmış gibi geliyordu yüreğime.

Derin bir nefes alıp bakışlarımı onun bedeninde çekip puslu gri havaya çeviriyorum.

İçeride oturmayı hiç sevmiyorum. Tamam sıcak oluyor saç baş dağılmıyor ama denizin kokusunu çekemedikten sonra neyleyeyim ben vapuru?  Şimdi giriş yerindeki insanların oturdukları yerde olacaktık.  Denizin kokusu genizlerimizi açacaktı. Ve ben soğuktan donacaktım ama buna değerdi. Her halükarda daha sonra sıcak bir yere girilebilirdi. Düşüncelerime vapurun düdüğü son veriyor.  Sıçrayıp yeniden önüme dönüyorum.

Ömer’in bakışları ile karşılaşıyorum. Nasıl bakacağımı şaşırıyorum. Çünkü onun bu bakışları ile daha önce hiç karşılaşmamıştım. Her şeyiyle karşımda duruyordu. Artık benim için, bir insanın salt olarak mükemmel olamayacağının göstergesiydi. Kafamda öyle bir yerdeydi ki. Birer birer düşüncelerimi yıkarken yerine yenilerine yerleştirdi. Hem iyilerini hem kötülerini. Aynen onun dediği gibi ortalama bir insan gibi.  Bu ise beni daha fazla merak sürüklüyordu.

“hangi adada ineceksiniz?”

“Büyük Ada”

“Heybeli”

Cesurca Sev ! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin