Özel 🔴

659 35 12
                                    

İrem'den

Bizim evde oturmuş maç izliyorduk. Öykü, Fatih, Elif, Ulaş ve Ulaş'ın dizilerden birkaç arkadaşı vardı. Devre arasında Efe de katılmıştı bize. Hep birlikte üzerine büyük bir meblağ iddiaya girdiğimiz Beşiktaş-Galatasaray maçını soluksuz takip ediyorduk. Sezonun son maçıydı ve hangi takım kazanırsa taraftarları kesin sokaklara dökülecekti.

Öykü ve Fatih evlenmişti ve Öykü 'eş' faktöründen Beşiktaşlı olmuştu. Ben Galatasaray'ı tuttuğum halde sevgili eşim tarafından zorla Beşiktaş'ı destekleyip Beşiktaş için iddiaya girmiştim.

Maç uzatmalara giderken durum beraberdi. Beşiktaş bir gol daha atsaydı kişi başı 300 TL'den güzelce cebimizi dolduracaktık.

Çocuklar annemde kalmıştı.

Beşiktaş serbest vuruş kullanırken hepimizin çenesi susmuş sadece televizyona odaklanmıştık. Top sanki ağır çekimle havalanıp bir adama çarptı ve kaleye doğru yol aldı.

Kimse gözünü kırpmadan topu takip ederken top kaleciden geçti ve tam kalenin köşesine doğru uçtu. Fatih, Öykü, Efe, Ulaş ve ben anında ayaklanırken aynı anda üç dört daireden sevinç nidaları yükseliyordu.

Oyuncular sevinirken hakem düdüğü çaldı ve maç sona erdi. Beşiktaş, Galatasaray'ı 3-2 yenerken biz birbirimize sarılıyorduk.

Pis cimbomlu Elif'ten payıma düşen miktarı aldım ve cebime koydum.
Ulaş da diğer arkadaşlarından aldı ve montlarımızı giyip Cihangir sokaklarında anında oluşan Beşiktaşlı kalabalığın içine karıştık.

Topluluk marşlarla zıplarken Ulaş beni kolunun altına aldı. Çok fazla kişi tarafından söylendiği için net anlaşılmayan marşları tek tek kulağıma okudu ve ezberlememi sağladı.

Efe yanından geçtiğimiz büfeden hepimize ikişer bira aldı ve tekrar yanımıza geldi.

Topluluk meydana geldiğinde durdu ve olduğu yerde marşlara devam etti. 

Elimizdeki biraları havaya kaldırarak marşları söylüyorduk. Bir saat kadar geçtikten sonra toplulukla birlikte biz de dağıldık ve Ulaş ile ben eve doğru yürüdük. İçkilerimiz bittiği için birer tane daha aldık ve salona geçtik.

Ulaş maç izlerken çıkardığım atıştırmalıklara elini uzatırken yavaşça eline vurdum.

"Hayatım önce ellerini yıkar mısın?"

Oflayarak banyoya ilerledi. Ben de o sırada azalan tabakları yenileyip orta sehpaya yerleştirdim ve televizyon ünitesinde duran iki mumdan birini tabakların hemen önüne koydum.

Salonun ışığını kapatıp köşedeki loş ışıklı ayaklı lambayı yaktım. Salonu sadece mum ve loş bir ışık aydınlatıyordu.

İçimden bu ortamda biranın değil de kırmızı bir şarabın daha güzel duracağını düşündüm ve biraları dolaba yerleştirip kırmızı şarabı çıkardım.

Kadehlere yarım şekilde paylaştırdım ve tekrar sehpaya götürdüm.

Ulaş da banyodan salona geldiğinde kaşlarını kaldırdı.

"Hayırdır hayatım, atmosfer yaratmışsın?"

"Hiç, içimden geldi. Hadi gel."

Köşe koltuğa yerleştik. Kolumu koltuğun başına yasladım ve yan oturup sevgilime döndüm. O da aynı şekilde bana döndü ve gülümseyerek gözlerime baktı.

Yarım dakika kadar birbirimizi gülümseyerek izledik. Ulaş'a bakmak kalbimin kelebeklerle dolmasına sebep oluyordu.

"Seninle yemek yiyeceğimi öğrendiğimde ne kadar alçakgönüllü biri olduğunu bir kere daha anlamıştım. Çünkü kimse kabul etmezdi böyle bir şeyi."

Hayran Sevgili | UlRemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin