Bölüm-20

2K 122 15
                                    

Multi: şerefsiz ümit

İrem ve Ulaş gözlerini bir depoda açtılar. Etraf karanlıktı. Bu karanlığa karşın pencereden sızan ay ışığı gece saatlerinde olduklarını gösteriyordu.

"Ulaş! İyi misin?" İrem sessizce konuşmaya çalışıyordu. İzlediği filmlerde tutsaklar bağırınca onları kaçıran adam gelip türlü işkenceler yapardı. Onlara benzemek istemiyordu.

Ulaş'ta gözlerini daha fazla açıp etrafına baktı. Aralarında en fazla 1-2 metre vardı. İkisi de sandalyeye bağlanmıştı.

"Ben iyiyim. Sen nasılsın? Çok korktum İrem! Ya sana bir şey olsaydı?!"

"Benim kadar şanssız bir insan daha var mıdır bu dünyada ya? Doğum gününde kaçırılan tek insan benimdir heralde. Hem sen benim doğum günümü niye kutlamadın?!"

"Güzelim şuan trip atmanın sırası mı? Ayrıca yatağın üzerinde senin için hazırladığım sürprizde giyeceğin elbise bile hazırdı." İrem olduğu yere sindi.

Az sonra içeriye iri yarı iki adam geldi. Yanlarında o vardı. Ümit Aktürk.

"Ben size ayrılmanız gerektiğini söylemiştim. Siz ayrılmazsanız ben sizi ayırmasını bilirim. " dedi vr başıyla iki adama işaret verdi. Adamlar İrem'i kollarından tutup sandalyeyle çıkardılar.

"Babam öldüğünde senin omzunda ağladım ben be. Baba dedim sana. Herkes bana kazık atar ama bu adam atmaz dedim. Sen beni sevdamdan ayırdın Ümit Aktürk. Bu sandalyeden kalkar kalkmaz ilk işim seni kaçtığın deliğe geri sokmak olucak."

"Allahın işi be Ulaş. Amin diyelim." İğrenç ve tiz kahkahasıyla birlikte dışarı çıktı.

Ulaş İrem'i deli gibi merak ediyordu. Nereye götürdü? Gittiği yerde nolucak? Ona zarar verir mi? Kafasında bir sürü soru vardı.

Bir yandan da ellerini çözmeye çalışıyordu ama düğüm çok sıkıydı. Bilekleri uyuşmaya başlamıştı.

•2 hafta sonra Ulaş'tan•

2 haftadır bu iğrenç kokuşmuş depodaydım. Öğlen bir tabak çorba içiyordum sadece. Ve su.

İrem'in nerde olduğunu hala bilmiyorum. Arada bir Ümit'in açtığı görüntülü konuşmalardan görüyorum onu. Canlı olduğundan da şüpheliyim ya zaten. Önceden çekilmiş videoları sunuyor olabilir bana.

Abim, Nilüfer annem, Elif, Öykü abla ve diğerleri...

Acaba hala arıyorlar mıdır bizi? Yoksa umutlarını tüketmişler midir? Ama abim vazgeçmez. Herkes vazgeçse abim ve Elif vazgeçmez. İnattır onlar.

Deponun kapısı açıldı yine. O pislik herif gelmişti. Elinde tableti vardı.

"Sevgilini özlemişsindir diye düşündüm Astepe? Yalnış mı düşünmüşüm yoksa?" dedi yüzünü bana yaklaştırıp. Ani bir hareketle suratına tükürdüm. Gözlerini kapattı ve takım elbisesinin kumaşıyla yüzünü sildi.

Yırtılmış tişörtümün yakasından tutup karnıma yumruk attı. Alışmıştım artık acımıyordu eskisi kadar (ağlicam sanırım) . "Yok sana İrem falan. İyilik yapalım dedik, sevgilisini görsün dedik, gördüğümüz muameleye bak. İyilikte yaramıyor sana."

Kapıdan bir adam girdi ve "Abi hazırlıklar tamam." dedi. Ümit başını salladı. "Hazırlan bakalım Astepe. Sevgiline gidiyosun."

***

ulaş, ümit ve adamları arabalara binmiş, irem'in tutulduğu depoya gidiyorlardı. ulaş'ın elleri ve ayakları bağlıydı.

orman yolundan ana caddeye çıkacakları sırada yolun sonundaki polis arabalarını fark ettiler.

Hayran Sevgili | UlRemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin