Bölüm-24

1.8K 95 15
                                    

şarkıyı dediğim yerde açarsınız ;)

irem duyduğu sese başını çevirdi. yaşı en fazla irem kadardı. 

''hayır, teşekkür ederim.'' dedi irem. bu devirde kimseye güven olmazdı sonuçta.

''belli ki ayağınız yaralanmış. yardım etmeme izin verin.'' adamın yardımcı olmak istediği belliydi ama irem bu yardımı istemiyordu.

''gerçekten yardıma gerek yok. teşekkürler.'' diyip kalkmaya çalıştı ama ayağının üzerine basamıyordu. acıdan inlemesiyle adam hızla irem'in yanına gitti. ''gerçekten çok inatçısınız.'' adam irem'in kollarından tutup yardım etmeye çalışsa da irem ayağının üzerine basamıyordu ve kanama iyice artmıştı. 

"İlerde sağlık ocağı var. Orada pansuman yaptıralım." dedi adam. İrem olumsuz anlamda başını salladı.

"Siz bana bir taksi çevirin, ben eve gideyim. Gerek yok pansumana."

"Hanımefendi ayağınız çok kanıyor. İmat etmeyin gidelim yaptıralım."

***

Sağlık ocağına gittiklerinde pansuman yaptırdılar. "Bugün üzerine basmayın. Verdiğim kremi sürerek sabah ve akşam pansuman yapın. Geçmiş olsun."

İrem sedyeden inerken yine yürümeye çalışınca adam İrem'i kucağına aldı. "Oha, napıyosun be?!"

"Hemşireyi duymadınız mı? Üzerine basmamanız gerekiyor." İrem bir kolunu adamın omzuna attı ve arabaya gittiler.

***

Evin önüne geldiklerinde İrem teşekkür etmek için elini uzattı. "Teşekkür ederim."

Adam elini sıktı İrem'in. "Önemli değil. Bir dahaki sahil maceranızda ayakkabılarını çıkartmamanızı öneririm." İrem gülümseyerek arabadan inerken adam "Hemşire üstüne basmayın dedi." diyip hızla İrem'in yanına gitti.

Tekrar kucağına aldığında "Yine mi ya!" dedi İrem.

"Karen." (multimedya)

"Efendim?"

"Adım, Karen."

"İrem bende. Memnun oldum." Duvardaki zile bastı İrem. Apartmanın kapısını ayağıyla açıp merdivenlere yöneldi Karen. Daire kapısını Öykü açtı.

"Oha! Noluyo be?!"

"Bak aynı tepkiyi verdi. Dedim ben sana bırak diye." Karen yavaşça İrem'i yere bırakıp cebinden kremi ve sargı bezini çıkardı.

"Bunları alın. İrem yapılacakları biliyor. İyi akşamlar ve geçmiş olsun." diyip merdivenlerden aşağı indi.

Öykü İrem'in koluna girip salona götürdü. "Ablam bu kim? Ayağına noldu senin? Hem aradım aradım açmadın. Nerdeydin sen bu saate kadar?"

"Bu adam Karen. Sahilde ayağıma cam parçası battı. O da pansuman yaptırıp eve getirdi. İfademe ekleyeceğim başka bir şey bulunmamakta sayın hakim." Öykü peki anlamında kafasını sallarken İrem'in gözleri annesini aradı. "Annem nerde?"

"Benim eve gönderdim. İkinizin de biraz sakinleşmeye ihyiyacınız vardı.''

''Saol ablam. Bizim yüzümüzden kaç gündür uzaksın evinden.''

Öykü İrem'in başını okşadı yavaşça. ''Ne demek kuzum benim. Canımsınız sin benim. Ablalık görevimi yaptım ben.''

Saat 9'a doğru gelirken İrem ayağına yüklenmemeye çalışarak dinlenmek için odasına çıktı. 

***

şarkıyı açabilirsiniz ;)

Ulaş gözlerini pencereden giren güneşle açtı. Yatağının yanındaki komodinin üzerinde duran İremle çekildikleri fotoğrafı aldı. Sevdiğinin yeşil gözlerine baktı. Ne kadar uzun zaman olmuştu bakmayalı.

Rutin işlerini halledip mutfağa geçti. Yengesi ve abisi kahvaltıyı hazırlayıp işe gitmişlerdi. Masanın üzerinde duran günlük gazeteyi aldı. Çaydanlıktaki çayı bardağa doldurup masanın başına geçti. Bir andan kahvaltısını yaparken diğer eliyle gazetenin sayfalarını çeviriyordu. Klasik olaylar geçtikten sonra magazin sayfasına denk geldi. Bakmadan geçerken gözüne bir fotoğraf çarptı. 

Az önce gözlerine fotoğraftan baktığı, özlemini tazelediği kadın başka bir adamın kucağındaydı. Çay bardağı elinden düşüp tuzla buz olurken satırları okumaya başladı.

Geçtiğimiz yıllarda oyuncu Ulaş Tuna ASTEPE ile aşk yaşayarak adını herkese duyuran İrem HELVACIOĞLU, geçtiğimiz akşam Bebek sahilinde ismi belirsiz biriyle görüntülendi. 3 hafta önce memleketi İzmit'e giden ASTEPE, ayrılık dedikodularına yol açtı. 

***

Öykü her sabah olduğu gibi yine magazin programlarını izliyordu. Çıkan az sonra haberlerinde İrem'i gördü. 

Tüm kanallarda dünkü çocukla fotoğrafları vardı. İrem ayağının üzerine basamadığı için çocuğun kucağındaydı. Hızlı adımlarla odaya çıktı Öykü. İrem'i uyandırmaya çalışıyordu.

Uyku sersemi gözlerini açtı İrem. ''Abla dur sabah sabah ya.''

''İrem sabahı mı var bunun?! Dünkü çocukla, Karen midir Kerem midir nedir, onunla fotoğrafınızı çekmişler. Bütün magazin programlarında siz varsınız.''

İrem ne olduğunu anlamadan telefonu çalmaya başladı. Ulaş arıyordu.

''Abla Ulaş...''

''Açma.''

''Açmazsam gerçek sanıcak.''

İrem telefonu açar açmaz Ulaş konuşmaya başladı. ''Hayrdır İrem? Dün beni seni unuttum yeni sevgili yaptım demek için mi on kere aradın?''

''Ulaş gerçekten öyle değil, yalan haber hepsi. Sevgilim falan değil yemin ederim.''

''Madem sevgilin değil neden adamın kucağındasın İrem? Sevgilin olmayan adamların da mı kucağında geziyosun?''

Ulaş dediği şeyleri farkına varmadan konuşuyordu. 

''Sözlerine dikkat et Ulaş. Daha neyin ne olduğunu bilmiyosun!'' dedi İrem sinirle.

''Yoo bence her şey gayet açık.''

''Kapa çeneni ve beni dinle. Annemin seninle konuştuğunu öğrendim. Kavga ettik ve çıktım evden. Sahile gittim. Kumsalda yürüyorum diye çıkarmıştım ayakkabılarımı. Şişe kırılmış, parçası ayağıma battı. Ordan da biri geçiyomuş. Sağlık ocağına götürdü, pansuman yaptırıp eve geldik. Ben üç haftadır yemek yemiyorum be! Bırak sevgili yapmayı, evden dışarı çıkmıyorum. Unutma Ulaş, ben seni senin beni tanıdığından çok daha uzun süredir tanıyorum, seviyorum seni. Sana bu dünyada kazık atmayacak bir kişi varsa o da benim!''

dram.. dram.. dram.. en sevdiğim hahaha... (kötü kadın gülüşü) neyse. 

bebeklerime acı çektircem biraz. bi de lgs zımbırtısına son bir ay kaldı bildiğiniz üzere. bundan dolayı bölüm atamıyorum ama bir ay sonra özgür bir vatandaş olarak sonsuz kadar bölüm atıcam.

iyi geceler kaymaklı ekmek kadayıflarım...

Hayran Sevgili | UlRemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin