Zamansız

3.8K 383 192
                                    

İlay daha fazla dayanamayıp kendisini izlemeyen adama baktı.

"Neden sürekli beni izliyorsun?"

"Arkadaşından sırlarını ne kadar saklayacaksın ?"

İlay hiç beklemiyordu böyle bir soruyu. Onunla artık arkadaş olmuşlardı ama sırlarını anlatmasını isteyeceği kadar yakın değillerdi. Yine de pratik davrandı cevap verirken.

"Bana sakladığın sırlarını söyleyenedek."

"Demek sakladığın sırların olduğunu kabul ediyorsun."

İlay arkadaşının kurnazca oynadığı oyuna kurnazca karşılık veriyordu.

İlk gördüğü görüntüdeki kıvırcık saçlı çocukla boynuna kolye taktığı çocuğun aynı kişi olduğunu biliyordu İlay.

"Herkesin sakladığı sırları vardır Tunay,senin yok mu ?"

Başını hayır anlamında iki yana salladı Tunay konuşurken.

"Benim bir sırrım yok."

İlay karşısında oturan adama biraz daha yaklaştığında Tunay ın kalbi beklenmedik bu yaklaşmayla hızla çarpmaya başladı.
Turkuaz gözlerini kısarak baktı İlay gecenin karanlığında hiç gözükmeyecek kadar koyu olan gözlere.

İlay , Tunay fark etmeden gördüklerinin doğru olup olmadığını kontrol ediyordu, eğer doğruysa boğazından kulağına kadar bir yara izi olmalıydı çünkü o pelerinli kadın çocuğun boynuna derin bir kesik atmıştı.

"Demek ilk günden arkadaşına yalan söylüyorsun ha kıvırcık saçlı küçük bir çocukken o boynundaki yara nasıl oldu?"

Tunayın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Geriye doğru irkilirken.

"İçine kamortan  mı kaçtı senin!?"

Tunay ın tedirginliği halinden ve sözlerinden gayet açıktı.
İlay kamortan sözcüğünün manasını biliyordu 'şaman ruhu' Tunay ona içine şaman ruhu mu kaçtı demişti, kahkahalarına engel olamıyordu.

"Hadi ama sadece soru sorduğumda bu kadar korktuysan herşeyi duyduğunda ne yapacaksın?"

"Korkmadım sadece yaramı kimse bilmez nasıl bildiğine şaşırdım."

Tunay hiç böyle bir şey beklemiyordu İlay ın iması onu çok tedirgin etmişti bu olayı kimsenin bilmediğinden emindi.

"İzi belli oluyor. Sen soruma cevap vermedin, nasıl oldu?"

İlay rahat tavırlar sergilese de Tunay yay gibi gerilmişti.

"Önemli değil çocukken düştüm işte."

Tunayın yalan söylediğini adı gibi biliyordu.

"Pinokyo."

İlay ın iması Tunay için hiçbir şey ifade etmediği gibi merak uyandırıcıydı.

"Ne oku ? Kim icat etmiş?"

Tunay Pinokyo yu bir ok çeşiti sanmıştı. Yaşadıkları dönem düşünülürse savaş için sürekli menzili ve boyutu değişen okların icadı gayet olağan bir durumdu. İlay kahkahalar atarken Tunay sadece karşısındaki kızı izliyordu.

ÖTÜKEN YOLU -final/düzenleme-Where stories live. Discover now