Kanlı Hançer

4.9K 466 103
                                    

Medya ( İlgen )

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Medya ( İlgen )

Genç tiginler sırasıyla otağa girmişlerdi.

Mengü, aradan geçen uzun zama sonra yeniden İlay a tanıtıyordu gelen beyleri.
Hemen muhabbet etmeselerde ilk görüşte hepsi İlay da birkaç izlenim oluşturmuştu.

Temirşan, omuzlarının genişliğine ek üzerindeki kurt postuyla ikiye katlamıştı bedenini , yaşı ve gösterişiyle gözde Tigin olduğu her halinden belliydi. Heybetli yapısı onu yenilmez gösteriyor bilgili ve kendinden emin duruşu İlay üzerinde saygı uyandırıyordu.

İlgen ise baştan aşağı farklılık gösteriyordu. Yanlardan arkasına kadar kazılı olan saçlarını diğer tiginlerin aksine örmemiş sıkıca deri tokayla bağlamıştı. Yeşil, omuzlarından itibaren sarı iplerle desenlendirilen işlemeli kıyafeti çok gösterişliydi. Kısık gözleriyle attığı bakışlar ürperticiydi.

Burkay otağa ilk adım attığı andan itibaren gülümseyen tek kişiydi ortamdaki gerginliği rahatlatan tek kişiydi aynı zamanda, belirgin elmacık kemikleri, düzgün bir burnu gülümseyince hafiften gamzesiyle tiginlerin en yakışıklısı olduğu on metere öteden belli oluyordu. Dümdüz saçlarının bir tutamını örüp bağlamadan bırakmıştı.

Çadıra son giren Güray ise diğerleri gibi yere oturmamış çadırın içinde keşfetmemiş olma ihtimali olan yerleri ararcasına dolaşıyordu. Merak, İlay ın da son zamanlarda sıkça yaşadığı duyguydu bu yüzden onu hiç yadırgamamıştı.

İlay genç tiginleri izlerken Uluç un Tunay ı izlediğini fark etmişti ve bunu fark eden tek kendisinin olmadığını da Tigin Temirşan konuşmaya başlayınca anladı.

" Buraya Atamız Boratan Han istediği için geldi, onu avını yakalamak üzere olan bir pars gibi izlemeyi bırak bu kimseye bir şey kazandırmaz o bizim kardaşımız."

Uluç'un öfkeli gözleri abisine ateş püskürüyordu.

Hiçbir Tigin'in araya girmek gibi bir niyeti yoktu ne Uluç'un öfkesini be de Temirşan'ın gazabına uğramak istemiyorlardı.

"Onu kendi gözlerimle gördüm Temirşan! Annemizi hasta yatağında öldürdü, onu nasıl bu kadar sevip koruyabilirsin!"

Uluç'un öfkeyle çıkan sesi otağda yankılanmıştı .

Temirşan iri elini kardeşinin karşısında bütün parmaklarını teker teker açarken oldukça sakin davranıyordu.

"O , beş yaşında bir çocuktu. Şimdi sen koca adam oldun ama hâlâ içinde bir çocuğun öfkesini taşıyorsun. Annemin onu ne kadar çok sevdiğini biliyordun seni beni sevdiği gibi Tunay'ı da severdi. Şimdi olsa seni kardeşlerin arasında ayrım yaptığın için asla affetmezdi."

Uluç senelerce biriken bütün öfkesini Tunay a kusmak istesede abisininde haklı olduğunu biliyordu annesi ölüm döşeğindeyken bile hep başkalarının iyiliğini düşünmüştü. Annesi ilk hastalık belirtileri gösterdiği zaman Kam Talu onu obadan uzakta bir çadırda inziva etmesini istemişti hastalığının bulaşıcı olabileceği için yanına çok kimse gitmiyordu Kam hariç sadece Temirşan ve Uluç , bu böyle senlerce devam etmişti annesi toparlanamıyor ama ölmüyordu da ta ki o güne kadar, Uluç annesinin çadırına her zamanki yoldan gitmemişti ormanda avladığı tavşanı temizleyip annesine götürmek için ormanın içindeki yoldan geçmişti. Annesinin kaldığı çadıra yaklaştığında Tunay ı çadırdan çıkarken görmüştü elinde ki büyük hançerin ucundan damlayan kan kıyafetlerine akıyordu ama Tunay arkasına bile bakmadan koşuyordu.

ÖTÜKEN YOLU -final/düzenleme-Where stories live. Discover now