.4.5

9.2K 741 384
                                    


Arda elindeki pastayla direk içeri girerken Destina'nın elindeki bir kaç poşeti aldım.

"Mum bir türlü bulamadık, ondan geç kaldık" diye bağırdı Arda.

Destina da içeri geçerken kapıyı kapattım. Onları takip edip mutfağa girdim. Elimdeki poşetleri yere bıraktım. Destina elinde küçük bir poşeti sallıyordu.

"O yüzden bidaha benim evime gidip mum aldık" bu onu fazla mutlu etmiş gibiydi, garip.

"Emre beni arayıp Kerim uyudu dedi" Arda'nın gülerek dediği şey beni de güldürmüştü.

"O uyanmadan her şeyi halledelim o zaman" yere çöküp poşetleri karıştırmaya başladım.

"Ben Eliz'i almaya gidicem" Arda ve Destina aynı anda kafasını kaldırıp bana bakmıştı.

"Kendi gelemiyor mu?" Destina'nın sorusuyla iki kaşım birden kalkmıştı.

"Gelebilir elbette ama ben benimle gelmesini istiyorum" Destina başka bir şey daha demeden dolaba yönelmişti.

Arda'nın "Geç kalma o zaman, biz kalan süsleri asarız" demesiyle kafamı salladım.

"Çok beklettim mi?" diye sordu koşarak yanıma gelirken. Taşa ayağı takılıp sendelemesiyle elini tuttum.

"Yok, yeni geldim" gözleri ellerimize kayınca elini bıraktım.

"Hadi gidelim" diyip yürümeye başladım.

Bir süre olduğu yerde kaldıktan sonra koşup yanıma yetişmişti.

"Ben hediye alamadım, sorun olur mu?" omuz silkip "Ben de almadım" dedim.

"Oh rahatladım"

Gülerek "Ben kardeşiyim ama" dememle rujlu dudaklarını büzmüştü.

"Hediye alabilecek bir yer bulamaz mıyız?" diye sormasıyla "Sence" dedim.

"Ne yapıcam?"

"Emre de almamıştır, ben ona yüklenirken sen arada kaynarsın"

Kafamı çevirip yüz ifadesine baktım. Bu fikri beğenmiş gibiydi. "Emre'ye karşı ikimiz, bence kazanabiliriz"

"Hiç sanmıyorum ama denemekte fayda var" dedim gülerek.

Emre: Sa reiz

Hande: As

Emre: Biz var ya biz

Emre: Geliyoruuuuz

Emre: Biz yani ben ve Kerim

Hande: ANLADIM

"Kapatabilirsin ışıkları" dedim Arda'ya koltuğa otururken.

Eliz'de gelip benim yanıma otururken "Karanlık güzel" diye mırıldandı. Kapı sesi gelince konuşmak için açılan ağzımı kapattım.

"Siz de unuttum diyorum telefonumu Kerim, niye inanmıyorsun?" Emre fenaydı, başa belaydı.

"Lan dingil daha az önce yanımda telefonundan biriyle konuştun" o kadar da fena değildi.

Işıklar birden açılınca yazılı olmayan kural olan "Süpriz" diye bağırma seramonisini yaptık.

Arda püskül saçan aleti Emre'nin yüzüne patlatmasaydı her şey daha güzel olabilirdi.

"Bilerek olmadı, cidden özür dilerim" Emre yere boylu boyunca uzanmış gözünü tutuyordu.

Elimdeki buzu Arda'nın eline verdim.

Gelişigüzel |gxg|Where stories live. Discover now