.0.5

17.1K 1K 498
                                    


"Şşşt" kafamı kaldırıp kapıya baktım.

"Ben bizimkilerle dışarı çıkıyorum, gelmek ister misin?" kafamı hayır anlamında sallamamla odaya girip kapıyı kapattı.

"Neyin var?"

"Bir şeyim yok" yatağa oturup bana inanmayan gözlerle baktı.

"Hande bir şeyler var" göz devirdim.

"Emre mi bir şey yaptı yoksa?" bıkkınlıkla nefesimi dışarı verdim.

"Emre ile aramda bir şey yok abi"

"Boşuna dövdük o zaman çocuğu" demesiyle gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

"Ne?" diye bağırmamla "Şaka" diyip güldü. Komik değildi.

"Hadi sende gel. Biraz eğleniriz" omzuma hafifçe yumruk attı.

"Kim kim var ve nereye gidiyorsunuz?" 

"Arda, Emre, şu üst sınıftan Yiğit ve Destina. Nereye gidiyoruz bilmiyorum"

"Emre ve siz ne alaka?"

"Sen gel diye şimdi ekledim onu" gülümsememle "Ee geliyor musun?" diye sordu.

"Sen cidden iyi bir abisin" kollarını iki yana açması sıkıca ona sarıldım.

"Ama yine de seni sevmiyorum" beni itmesiyle kahkaha attım.

"Ben de sana bayılıyor değilim" yataktan kalkıp "Hııı aynen" diyerek elinden tutup onu da kaldırdım.

"Üzerimi değişip geliyorum" kafasını sallayıp odadan çıktı. Kapıyı kapatırken "Acele et" diye bağırdı.

Abim öne otururken ben arkaya oturdum. "Naber Hande?" dikiz aynasından bana bakan Arda'ya baktım.

"İyi" sürekli benimle konuşma çabası içindeydi, yavşak.

"Yiğit'in işi çıkmış" dedi Arda arabayı çalıştırırken.

"Abi Emre de gelmiyor" abim arkasına dönüp 'Hala da gelmek istiyor musun?' bakışı attı. Gözlerimi kapatıp onayladım. Emre yok diye onu ekemezdim.

"Emre ile cidden sevgili misiniz?" çığlık atıcam şimdi. Sesi garip bir şekilde üzgün çıkmıştı. Sana ne gerizekalı? Sana ne?

"Hayır" diye sert bir ses tonunda cevap verdim. "Hem bundan sana ne Arda?"

Abim öksürürken Arda "B-ben merak ettim sadece" dedi.

"Etme" diyerek kafamı cama doğru çevirdim.

"Hande senin yemini bugün fazla mı verdik acaba?" diye soran abimle Arda gülerken göz devirdim. "Anırmayı kesin"

Destina kapıyı açıp yanıma oturdu. Soğuktan burnu kızarmıştı ve beresi kaymıştı ama yine de o fazla mükemmel gözüküyordu. Sarı saçlı insanları beğenmeyen ben onun sarı saçlarınını ona çok yakıştırıyordum. Nefesim düzensizleşmiş, yüzümün kızardığını hissediyordum. Ona olan yakınlığımdan dolayı ortaya oturduğum için kendime ve hızlanan kalbime sessiz bir küfür ettim.

"Hande?" kafamı sağa sola sallayıp Destina'ya baktım. "Efendim"

Gülümseyerek "Nasılsın diye sormuştum" dedi.

"Pardon daldım bir an"

Abim ve Arda futbol hakkında konuşurken tüm dikkatimi Destina'ya verdim. Ona bakarken resmen içim eriyordu.

"İyi. Sen?" gülümsedi. Bebeğim sen böyle her şeyde gülümsersen olmaz ki.

"Ben de iyi" kısa süreli sessizlikten sonra "Emre ile nasıl gidiyor?" diye sormasıyla "Ah hadi ama. Sen de mi?" dedim sesimi biraz yükselterek.

Şimdi ben lezbiyenim diye bağırmak vardı da ortam müsait değil.

"Şey ben sizi sevgili sanmıştım"

"Değiliz"

"Bence baya yakışıyorsunuz" kafamı cama vurmak istiyordum. Benim onu her gördüğümde kalbim hızlanıyordu, onun ise dediği şey küfür gibiydi.

"İki yakın arkadaşız, fazlası olamaz"

"Güzel" göz ucuyla ona baktım. Gülümsüyordu.

Bu kadar gülümsemek yorucu değil miydi?

"Hayır" demesi ile alt dudağımı ısırdım. Ama ben onu içimden demiştim.

"Hayır yormuyor" dedi tekrardan.

"Peki sen hep aynı düz ifade ile durmaktan yorulmuyor musun?"

Kafamı hayır anlamında salladım. "Gülümsemekten ve somurtmakdan daha kolay"

"Gülümsediğin anlar çok az. Çoğu zaten de gösteriş olsun diye gülümsüyorsun sanki. Demek ki senin için gülümsemek cidden zor ve yorucu" gülümsedim. Beni izlemiş ki bunu biliyordu.

"Bak cidden ilk kez bu kadar içten gülümsediğini gördüm ufaklık" gülümsemem silindi. Ufaklık ne?

"Ben geliyorum şimdi" Arda benzin almak için arabayı durduğunda abim de arabadan indi.

"Benim de canım cips çekti" diyerek arabadan indi Destina. Kapıyı kapatmadan bana baktı. Anlamsızca ona bakarken "Sen de gelsene" dedi.

Yüzümde oluşan ufak gülümsemeyle arabadan indim. Destina kapıyı kapatırken uzanıp bozulmuş beresini düzelttim.

"Beren çok tatlı" bana dönüp gülümsedi. Elimi geri çektiğimde saçlarını düzeltti.

"Teşekkürler" bir şey demeden arkamı dönüp markete doğru yürümeye başladım.

"Puf sevdiğim cipsten yok" ellerim cebimde ona doğru döndüm. Nerdeyse her çeşit cips vardı.

"Neli seviyorsun ki sen?"

"Bilmiyorum" demesiyle güldüm.

Gülümsedi. O yüzüme bakmaya devam ederken gözlerimi kaçırdım. Birden beresini çıkardı. Bana doğru bir adım atması ile irkilip kendimi biraz geri çektim. Kıkırdayıp bereyi kafama geçirdi.

"Ne yapı-"

"Şşş" diyerek beni susturdu.

Kafamı kaldırıp ona baktım. Gülümseyerek bakmaya devam ediyordu. Geri çekilip yüzüme daha dikkatle baktı. Saçlarımı ve bereyi özenle düzeltti.

"Doğru tahmin etmişim"

"Neyi?" diye sormamla "Sana daha çok yakışacağını" dedi.

Gülümsememe engel olamadan gözlerimi kaçırdım.

"Nerde kaldınız?" kafamı çevirip bize doğru gelen Arda'ya baktım. Sadece bir dakika mutlu olmuştum, bir.

Arda yanımızda durup yüzümü inceledi. "Bere yakışmış" dedikten sonra bir iki adım daha atıp rafın tam önünde durdu.

"Yavşak" diye fısıldadım.

Üç cips paketini alıp bize doğru döndü. "Destina kararsız kalınca üçünü de al diyorum. Niye seçim yapmaya çalışıyorsun?" diye söylenerek kasaya doğru yürüdü.

"Sen sabahtan beri üçü arasında seçim yapmaya mı çalışıyordun?" belli belirsiz kafasını salladı.

Birden kafasını eğip "Arda acılı da aldın mı?" diye bağırdı.

"Aldım. Hadi arabaya geçin siz"

Nedensizce Arda'nın Destina'yı benden daha iyi tanıması sinirimi fazlasıyla bozmuştu.

Gelişigüzel |gxg|Where stories live. Discover now