.4.1

8.9K 711 581
                                    


Merdivenlere oturup nefesimi sertçe dışarı verdim. Emre yüzünden sigara denen illete bulaşmıştım. Cebimdeki sigarayı çıkartıp dudaklarımın arasına koydum. Sigarayı sevmezdim. Şimdi ise garip bir şekilde seviyordum.

İnsan sevdiği şeyleri sevmemeye başlayınca sevmediği şeyleri de sevmeye başlıyordu.

Cebimde çakmağımı arıyordum am bulamıyordum. Önüme uzatılan çakmakla kaşlarımı çattım. Soluma döndüğümde yüzü fazlasıyla tanıdık biriyle karşı karşıya gelmiştim. Bir şey demeden çakmağı alıp sigaramı yaktım ve çakmağı ona geri verdim.

Cebimdeki son sigarayı çıkartıp ona uzatmamla "İçmiyorum" dedi.

Kafamı sallayıp önüme döndüm. Sigara içmiyorsan sende çakmak ne arıyor diye sormayı es geçtim.

Bir aydır kendimde değildim. Emre ile ne kadar şey varsa yapmış sonunda Destina'yı unutmamı ümit etmiştik. Sonuç ise şu an sadece eskisinden daha az acı hissediyordum. Onu her gördüğümde burnum sızlasa da artık bunun bir önemi yoktu. Onunla karşılaşmamak için büyük çaba sarf edip onun olduğu ortamlardan kaçıyordum. Emre gözden uzak olunca gönülden de ırak olurmuş diyordu, doğru değil.

Sigarayı zemine bastırıp söndürdüm.

"Çok üzgün gözüküyorsun" soluma döndüm.

Hala da gitmemişti. Yüzünü inceleyip onu nerden hatırladığımı düşünmeye çalıştım. Ona dik dik bakmamdan rahatsız olmuş olacak ki bakışlarını kaçırdı.

"Biz tanışıyor muyuz?" diye sormamla "Yan sınıftayım" dedi.

Onuncu sınıf olduğu için onu sürekli görmem doğruydu.

"Birde lavaboda bir kez konuşmuştuk" gözlerimi kısıp düşündüm.

"Hatırlamıyorum"

Eliyle bir dakika işareti yapıp cebinde bir şeyler aramaya başladı. Cebinden çıkardığı ruju bana uzatıp "Ruj sürmek ister misin?" diye sordu.

Bir süre daha donuk bir şekilde ona baktıktan sonra hatırladım. "Ha, hatırladım. Tamam"

Son sigaramı da çıkartıp ona baktım. Ben konuşmadan anlamış çakmağı bana uzatmıştı. "Teşekkür ederim"

Ona geri uzattığımda "Senin olsun" dedi.

"Emin misin?" kafasını sallamasıyla çakmağı cebime attım.

"Ben Eliz" demesiyle "Hande" dedim.

Bu okulda dokuzuncu sınıfın ilk haftası dışında ilk kez bir kızla düzgün bir şekilde tanışmıştım.

"Kızım ben sana kaç kere diycem buraya gelip sigara içeceğin zaman haber ver beraber içelim" Emre bir anda önümde belirip o kadar hızlı konuşmuştu ki sadece bakabilmiştim.

"Unuttum"

Emre'nin bakışları Eliz'e kayarken sigaramı söndürdüm. Emre'nin aramızdaki boşluğa oturmasıyla Eliz biraz daha sola kaymıştı.

"Kerim bu akşam hep beraber bir yere gidelim dedi" abim ve Emre sayemde eskisi kadar da uzak değillerdi.

Ona göz ucuyla bakmamla "Birde Arda gelicek, Destina gelmiyor" dedi.

Bir kere daha hep beraber dışarı çıkıcaz demişlerdi ve ben sadece üçümüz sanmıştım. Sonra ise beni Destina ile aynı ortama sokup aramızdaki soğukluğu kapatmaya çalışmışlardı. Her şeyi silip Destina ile arkadaşmış gibi konuşmaya devam etmemi bekliyordu abim, bu imkansızdı.

"Nereye gideceksiniz?" diye sormamla "Bilmiyorum" dedi.

"Erkek erkeğe takılın" diyerek cebimden telefonumu çıkardım ve gelen bildirimlere bakmaya başladım.

"Hadi ama ya. Oyun bozanlık yapma"

"Dün gece pek uyuyamadım. Tüm akşam uyumak istiyorum" ofladı.

"Tamam" diye mırıldandı.

"Bugün deneme var, son üç ders. Benimki erken biterse eve giderim. Bekleme beni" demesiyle kafamı salladım.

Gelmeme kırılmıştı. Benim için çabalıyordu ama ben çabalamıyordum.

Gözleri tekrar Eliz'e kaydıktan sonra gitmişti. Eliz'e baktığımda müzik dinlediğini gördüm. Ayağa kalkıp yerdeki iki izmariti aldım ve ordan uzaklaştım.

Sınıf boşalınca ayağa kalktım. Çantamı takıp yavaş adımlarla sınıftan çıkıp merdivenleri indim. Sadece beş dakika bekleyip okuldan tek başıma çıkmam mümkündü. İnsanların bana değmesini sevmiyordum.

Kapının önünde Eliz'in bir hocayla konuştuğunu gördüm. Yanlarından geçip okuldan çıktım. Birini tanıdıktan sonra daha çok görüyordun. Bugün onunla konuşmasaydım muhtemelen az önce kapının önünde konuşan onu ve o hocayı fark etmeyecektim.

Okulun çaprazındaki bakkaldan sigara aldıktan sonra kulaklıklarımı takıp ellerimi cebime yerleştirdim. Emre olmasaydı her gün kısık müzikle bu yolda yürümek güzel olurdu.

Omuzuma dokunulmasıyla irkildim. Soluma döndüğümde Eliz ile göz göze gelmiştim. Kulaklıklarımı çıkartıp durdum.

"Benim de evim bu yolda" bir şey demeden ona bakmaya devam etmemle gözlerini kaçırdı.

"Bana dik dik bakman hiç hoş değil" dediği gülümseme neden olurken kafamı önüme eğdim.

Bu kadar açık sözlü olmasını beklemiyordum, hoşuma gitmişti.

"Tamam, bakmıyorum"

"Beraber yürüyelim mi diye soracaktım" omuz silkip "Fark etmez" dedim ve yürümeye devam ettim.

Bir süre olduğu yerde kaldıktan sonra koşup yanıma yetişti. Kulaklıklarımı takıp kısa süreli ona baktım. Bir tepki vermeden yanımda yürümeye devam etti.

Evimin önüne geldiğimizde durup kulaklıklarımı çıkardım.

"Senin ev nerede?" diye sormamla "Biraz daha ilerde" dedi.

Kafamı sallayarak "Görüşürüz o zaman" dedim.

"Görüşürüz" o giderken durup arkasından baktım.

Tatlı bir kızdı. Birden durup bana doğru döndü. Benimle göz göze gelince kaşları çatılsada az önce yürüdüğü yolu geri geldi.

"Şey" bakışlarını kaçırdı. "Eğer işin yoksa sinemaya gidelim mi?"

"Hafta sonu mu?" diye sormamla kafasını hayır anlamında salladı.

"Şimdi" bu biraz beklenmedikti.

"Onun yerine bizim evde bir şeyler izleyebiliriz" dedim. Sinemaya gitmek istemiyordum, evde tek kalmak da istemiyordum.

"Evde kimse yok şu an" dememle gözleri sonunda beni buldu.

"Ne dersin?" ağzını açtı ama bir şey demeden kapattı. Yavaşca kafasını sallamasıyla gülümsedim.

Ceketimi çıkartıp askılığa astım. "Soldaki oda" dememle yavaş adımlarla odaya girdi.

Abimin yere düşürdüğü kıyafetleri alıp astıktan sonra kapının önünde durup ona baktım. Koltuğa oturmuş etrafa bakıyordu.

"Ben üzerimi değiştircem, sana da rahat bir şeyler vereyim mi?" kafasını hayır anlamında sallayıp "Teşekkür ederim" dedi, kendi bilirdi.

Merdivenlere hızlıca çıkıp odama girdim.

Eliz'in yanına oturup "Ne izlemek istersin?" diye sordum.

"Fark etmez" diye mırıldandı.

"Şey yapalım. Sen izleyecek bir şey bul, ben de yiyecek bir şeyler getireyim" o kafasını sallarken ayağa kalktım.

Arkama yaslandığımda zilin çalmasıyla ofladım. Ben ayağa kalkarken o filmi durdurmuştu. "Abimdir muhtemelen"

Odadan çıkıp kapıya yöneldim. Kapıyı açıp gelene baktım. Destina ile göz göze gelmemle gülümseyen yüzüm tam tersine dönmüştü.

Gelişigüzel |gxg|Where stories live. Discover now