.3.0

10.4K 749 223
                                    


Aaaa aaaa a

"Kampa gidiyoruuuz" gülerek Emre'ye baktım.

"Evet kampa gidiyoruz" birden ayağa kalkıp elimi tutmasıyla anlamsızca ona baktım.

Beni etrafımda döndürünce ona ayak uydurdum. İki elimi birden tutup bir ileri bir geri gitmeye başladı. Ben sabit dururken onun dansını gülerek izledim.

"Senin şu kamp aşkını anlayamıyorum" ellerini ellerimden çekti.

Ben dışında birisi Emre'nin böyle şeyler yapacağına asla inanmazdı. Bir seksen boyunda sert yüz hatları olan birisi kamp için dans eder miydi? Ediyormuş.

"Sen bir şey mi kullandın? Doğru söyle" bu kadar mutluluğun başka açıklaması olamazdı.

"Yok kızım. Dur erkek adam moduna geri gireyim" silkelenip kendi kendine saçma sapan hareketler yapmasını izledim.

Islık sesiyle kapıya baktım.

"Hazırsanız çıkalım?" Arda'nın sorusuyla Emre çantaları alıp hızla odadan çıktı.

"Bu niye bu kadar mutlu lan?" diye bağıran abimin sesi odama ulaşınca güldüm.

Arda "Başka eşyan var mı?" diye sorunca kafamı hayır anlamında sallayıp odadan çıktım.

Artık Destina ve Emre'nin ortasında Arda'nın arabasında yolculuk etmeye alışmıştım.

Emre Arda'ya "Sen niye gelmiyorsun?" diye sordu. Arda artık eskisi kadar itici ve şerefsiz gelmiyordu.

"Kerim'i tek bırakmak istemedim" Emre ile ben neysem Arda ile abim oydu. Tabi Emre ile benim kankalığım herkesten daha farklıydı, tartışmaya kapalı.

"Erkek erkeğe sizle takılmak isterdim ama Hande gidelim diye çok ısrar edince mecburen" kafamı çevirip anlamsızca ona baktım.

"Yalan mı Hande?" kafamı salladım.

Ona karşı haklı çıkmam imkansızdı. Ama ikimiz tek iken icabına bakabilirdim.

"Tam tersi değil miydi?" Destina'nın sessizce bana sorduğu soruya karşılık "Emre ile tartışacak gücüm yok. Adı üstünde Emre" dedim.

"Ben en arkada otururum erkeklerle" erkekleri bastırmasına anlam veremediğim Emre otobüse bindi.

Yanımda duran Destina bir arkadaşının adını seslenmesiyle koluma dokunduktan sonra onun yanına gitti. Koluma dokunarak haber vermesi hoşuma gitmişti.

"Hande otobüste kaç kişi var sayar mısın?" müdür yardımcısı bana mı demişti anlamadığım için arkama baktım. Başka Hande yoktu.

"Kızım sana dedim. Biraz hızlı hareket etsen iyi olur" göz devirme isteğime engel olup otobüse bindim. Ve saymaya en arkada oturan Emre'den başladım.

Otobüsün hareket etmeye başlamasıyla beraber son defa otobüstekileri saydım.

"Kırk dört hocam" aslında kırk üçtü.

Bir kişi eksik çıktı diye bir daha baştan saymak istemiyordum. O kişinin canı cehennemeydi.

"Yerime geçebilir miyim?" kafasını sallayıp "Teşekkür ederim" dedi.

Sabahtan beri olduğu gibi duran öğrencileri on defa saydırmıştı bana. Biri kaybolsa ne olucaktı ki? Mal kaybı. İçimden yaptığım espiriye gülerken en arkalarda oturan Destina'nın yanına oturdum. Benim için yer tutması hoşuma gitmişti. Bence bu ilişkinin bir adını koymalıydık artık.

"Neye gülüyorsun?" gülümsememi kesip Destina'ya baktım.

"Hiç"

On birlerin otobüsüne binmiştim çaktırmadan, umarım bir pürüz çıkmazdı. Destina yolu izlerken kulaklıklarımı takıp kafamı koltuğa yasladım ve başlı başına bir manzara olduğunun farkında olmayan kızı izlemeye başladım.

"Destina, fenasın fena" kafasını çevirip bana baktı. Gülerek devam ettim.

"Ne yaptın bana her defasında daha verdin haz" bir iki saçma el hareketiyle kendimce dans ettim.

"Ben aşkından mal" o şaşkınca bana bakarken istifimi bozmadan devam ettim.

"Hep yanımda kal gez etrafımda sanma derdim ama" güldü, yani dansım gülünmeyecek gibi değildi.

"Destina'm yak geç dert etmez eşkıyan" kulaklığın tekini çıkarıp ona uzattım.

"Adına özel şarkı yazmışlar, daha ne istiyorsun?" ona uzattığım kulaklığı şaşkınca bir süre baktıktan sonra taktı. O gözlerini kapatıp şarkıyı dinlerken gülümseyerek onu izledim.

"En güzel yanlışımsın, Marslı Kadın" gözlerini açıp bana baktı.

"Güzel şarkı" sen daha güzelsin deme isteğimi bastırdım.

"Öyledir" arkama yaslanıp onunla aynı kulaklıkta müzik dinlemenin keyfini çıkardım.

"Kek yer misiniz?" kafamı çevirip üst sınıflardan olduğunu bildiğim ama adını bilmediğim çocuğa baktım.

"Yerler, yerler" arkadan Emre birden çıktı.

"Dostum onlara kıyak yapıp ikişer kek ver" bize döndü ve "Benden" dedi.

Güldüm ve çocuğun bize uzattığı dört keki aldım. İkisini Destina'ya uzatırken Emre çocuğun omuzunu sıktı. Emre sözü dinlenen biri miydi?

Destina en kibar sesiyle teşekkür ederken Emre "Kahve ve kola servisi var mı okulumuzun?" diye sordu.

"Bu keki zor almışlar be, ne kahvesi?" eh, kek almak da bir şeydi. Sonuçta hiçbir şey almayabilirlerdi.

"Bide en ucuz kekten almışlar pis cimriler" Emre keki incelerken yüzünü ekşitmişti.

"Oğlum ne bekliyorsun? Dağıtsana kekleri" müdür yardımcısının sesiyle çocuk "Tamam hocam" dedi.

Çocuk yanımızdan geçip giderken Emre elindeki keki önümüzde oturan kızlardan birine verdi, yüzünde en çapkın gülümsemesi varken.

Destina'nın "Emre iş üstünde" demesiyle güldüm.

Emre'nin bize doğru eğilip "Bana da versenize bir kek" demesiyle göz devirdim.

"Aptal" diyerek keklerden birini ona verdim.

"Ne kadar ucuzda olsa beleş. Beleş her zaman en iyisidir" kekin kabını açırken yanımızdan ayrıldı.

Destina gülerek kabını açtığı kekten bir ısırık aldı. Yüzünü ekşitip ağzındakini geri çıkardı, yüz ifadesi beni güldürmüştü.

"Ne oldu?"

"Bunun tadı çok kötü" dedi paketi geri kapatırken.

Ne kadar kötü olabilirdi ki? Keki açıp küçük bir ısırık aldım ve geri çıkardım. Tadı bok gibiydi.

"Kötü dedik, daha neyini deniyorsun?" Destina az önce içtiği suyu bana uzattı.

Sudan biraz içip kapağını kapattım. "Ne bileyim? Merak ettim"

"Lan bu ne?" tanımadığım bir kız yanımızdan kafası poşet içinde geçerken arkadan birisi öğürdü.

"Yemeyin la o keki, yemeyin" gelen bağırma sesiyle güldüm.

"Hocam bu ne biçim kek?" otobüsten her kafadan bir ses çıkarken Emre yanıma gelip koltuğa yaslandı.

Emre "Orospu çocukları kek diye bize bok yedirdi" dediğinde kendimi tutamadım ve onun ciddi suratı karşısında güldüm.

Destina'nın "Bimin keki buna bin basar" diye bağırmasıyla irkildim.

"Üzerine para mı aldınız Bu ne biçim kek?" ve müdür yardımcısı ayağa kalkarak herkesi susturdu.

Müdür yardımcısının "Bimin kekini yiyin o zaman" diye bağırmasıyla Destina yerine sinerken Emre son hızla yerine geçti.

"Benim bağırdığımı anlamış mıdır?" diye sormasıyla gülerek kafamı hayır anlamında salladım.

"Bimin keki buna bin basar demek" güldü.

"Bimin kekine laf söyletmem" umarım birgün beni de bimin keki kadar korurdu.

Gelişigüzel |gxg|Where stories live. Discover now