Sekizinci Bölüm "PİŞMANLIK TOHUMLARI✨"

47 17 2
                                    

Bölüm şarkısı "Hüsnü Arkan: Gönül Yarası✨"

Bölüm şarkısı "Hüsnü Arkan: Gönül Yarası✨"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Aymira' mız)


Karan'dan
Yıllardır  ilk defa kalbim bu kadar  acıyordu. Bu acıyı en son hissettiğimde 10 yaşında küçük bir çocuktum. Anneme paramı biriktirip aldığım oyuncağı göstermek için bakkaldan çıkıp eve varmıştım. Evde kimse yoktu. Anneme seslendim fakat duymuyordu. Sonra bir adam hızla annemin odasından çıkıp gitmişti. Ne olduğunu kavrayacak kadar aklım ermiyordu o zamanlar. Hatta o kadar ki annemin babamı babamın annemi aldattığını göremiyordum. Bir gün annem intihar etmişti. O gün o kadar mutsuzdum ki... Sırf bu yüzden kendime söz vermiştim. Her karanlık hayata parlayan bir ışık huzmesi olmak için. Fakat anladım ki ne annem bu yemini hak ediyordu, ne de babam sevgimi. O gün annem beni azarlayıp oyuncağımı ayağının altına alarak kırmıştı. Ben yine o kırık parçacıkları toplayarak odama götürüp içimden " olsun annem beni seviyor ama göstermiyor" diye düşünüyordum. Ne kadar da acizmişim. Fakat kalbimin acısı, hala dün gibi o ateşin korları göğsümdeydi. İlk defa bir kadın gözüme masum gelmişti. O da yuvamızı yıkan orospunun kızı çıkmıştı. Hüseyin amca "uşağum sakin olacasun o kiza birşey yapmayasun sakın ha!" Diye birşeyler zırvalıyordu. Çıktım o evden ve kendi evime gitmek için arabama bindim fakat eve gidemezdim. Gidersem ona zarar vereceğimi biliyordum. Arabayı yolun kenarına durdurup bir sigara yaktım yolu ve ormanı izleyerek. Sığamıyordum yere göğe. Kalbim göğüs kafesime sığmıyordu. Sağıma devirdim bakışlarımı.  O gün onu Hüseyin amcaya getirdiğim günkü korku dolu bakışları geldi aklıma ne çok kahkaha atmıştım. Yıllar sonra ilk defa karnım ağrıyana kadar gülmüştüm belki de. Sonra aklıma elektrikler kesildiğindeki kıkırtısı gelmişti aklıma. O kadar tatlı bir sesti ki bir an inanamamıştım gerçek olduğuna. Direksiyona bir yumruk geçirdim. Bu öfkenin önüne geçemezdim. Bu öfkenin önüne geçemediğim gibi ona kapılmamam da gerekiyordu. O daha fazla yanımda kalırsa ona daha fazla zarar verecektim. Sürekli annesi aklıma gelecek, her gününü zehir edecektim biliyorum. Biraz daha düşündükten sonra evden yardımcım aradı. Durumun acil olduğunu söyledi. Hemen arabayı çalıştırıp eve geldim. Yardımcı kapıyı açtığında mutfakta olduğunu söyledi.  Mutfağa doğru ilerledim. Çiçekli bir elbise giyinmişti. Bacaklarındaki yaralar hala iyileşmiş olmasa gerek sargıları hala duruyordu. Masaya çevirdim bakışlarımı. O kadar özenle hazırlamıştı ki herşeyi.  Onu öyle sağlıklı gördükten sonra içim rahatlamıştı. Fakat buna izin vermeyecektim. Usulca gidip masaya oturdum. Bundan sonrası belliydi. Onun benden nefret etmesini sağlayacaktım.

Olmuyordu içim soğumuyordu. Sığamıyordum eve. Onu kapı dışarı edeli beş saate yakın geçmişti. Nereye gitmişti ki. Amcasına gidemezdi. Parası da yoktu. En önemlisi o şerefsiz amcasına ne söyleyeceğimdi. Elimdeki bardağı duvara fırlattım ve yukarıya odama çıktım. Kapıyı açtığımda içeriden o kadar güzel bir koku geliyordu ki, onun kokusu sinmişti odama. Kahretsin! Bu koku... neden böylesine huzur vericiydi ki. Üzerime bir tişört geçirmek için dolabımın kapağını açtığımda Aymira'nın eşyalarını aldığım bölümde katlanmış bir kağıt gördüm. Bu da neyin nesiydi. Elime aldım incelemeye koyuldum. Bir katını açtığımda kağıdın yarısında "Karan Bey'in Ödevi" yazıyordu. Bir kat daha açtığımda bir mektup olduğunu fark ettim. Evet ben ona böyle bir ödev vermiştim. En özlediği kişiye bir mektup yazmasını istemiştim. Bu mektup sayesinde duyguları depreşir ve bunu okurken konuşur diye düşünerek istemiştim bunu. Okumaya koyuldum yazıları. El yazısı inci gibiydi. Her harfi özenle bir şekle sokup yan yana getirmişti. Okumaya başladım.

Anneciğim...
Benim, kar tanen. Bunu daha önce hiç denememiştim. Şu an ellerim titriyor, sanki seninle konuşuyor gibi hissediyorum. Aslında böyle bir şey yapmayı hiç düşünmemiştim fakat yeni psikoloğum hayatımda en çok özlediğim kişiye mektup yazmamı istediği için sana yazıyorum. Zaten başka kimim var ki kimi özleyeceğim, değil mi annem? 18 yaşındayım bu gün. Bu halimi o kadar çok görmeni isterdim ki, senin gibi olmaya, sana benzeme başladım çiçeğim. Çillerim daha da belirginleşti, saçlarım ise artık daha koyu bir turuncuya büründü. Hani ben küçükken okşadığı saçlarım. Ama biliyor musun annem artık saçlarımı o kadar sevmiyorum. Çünkü makbule senin dokunduğun saçlarıma kıydı, aynı evimize gelen o adamın yaptığı gibi. Beni saçımdan tutup sürükledi ve odama götürdü. Kapattı ben o karanlık yere. Kesti bir bir, tutam tutam saçlarımı. Artık uzasalar yada çokta güzel olsalar senin dokunduğun gibi sevemiyorum onları. Neyse, sana biraz da güzel şeylerden bahsedeceğim meleğim. Hani mektubun başında birinden bahsetmiştim. Karan, psikoloğum. Anneciğim yıllar sonra ilk kez biri bana şefkat gösteriyor. Babamın kemerle ezip kamburlaştırdığı omuzlarımdan tutup kaldırıyor. Sanki onun yanına gittiğimde güneşten ışık alıp güçlenen ay gibi hissediyorum. Bunları okumayacağı için söz verdi. Evet, ona güveniyorum ve koymayacağını biliyorum. Galiba hayatımda ilk kez bir erkeğe güveniyorum. Anneciğim olanları öğrendim. O kadar incitti ki beni bu olanlar. Duyduklarım o kadar yaraladı ki minik kalbimi. Dayanamayacağımı zannettim, ölecek gibi hissettim. Babam bile diyemeyeceğim o adam seni satmış meğerse. Küçükken hep acaba annemin yüzündeki morlukları görmüyor mu diye düşünürdüm. Küçüktüm, ve belkide onunkinden daha büyüktü kalbim. O adama satmış seni. Hani gelirdi, beni evden kovardı ya, o zamanlar sadece seni dövdüğünü düşünürdüm annem. Meğerse hamile kaldığında, kardeşim olacak diye sevindiğimde o adamın çocuğunu taşıyormuşsun karnında. Bu olanları anneannemden öğrendim zaten bunları bana anlattıktan sonra öldü. Ama güzel annem sen hiç üzülme. Senin hiçbir suçum yoktu. Biliyorum ya ben, sen saçlarını bile göstermezdin ki dışarıdaki adamlara, günah diye. Ama Rabbimiz görüyor ya bizi, senin benim masum olduğumuzu. Hem ben artık yalnız değilim Karan var yanımda. Ona olan biteni anlatacağım. Beni anlayacağından eminim. Güzel annem... Seni seviyorum. Mezarına gelemiyorum, çok uzaktasın ama dualarım hep seninle. Artık güçlü bir kız oldum.

KARTANEN

Okuduklarımla beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Hayır! Gerçek değil bu okuduklarım. Ne yani o kadın masum mu? Hah! Kimse inandıramaz beni bu olanlara. O kadın babamı ayarttı kocası da onu babama sattı o kadın da yuvamızı dağıttı. ' madem öyle neden annen de babanı aldattı siz bir aile değildiniz ki zaten annen zorla evlendi babanla' diyordu iç sesim. Beynim bir çıkmaz sokağa girmişti sanki. Mektubu alıp ceketimi giyindim. Bunların yalan olduğunu söyleyecekti bana! Bunlar yalandı. Kapıyı açıp ayakkabımı almak üzere eğildiğimde gördüğüm şey içimdeki. pişmanlık tohumlarını daha da çok yeşertmişti. Be hayatımdaki ikinci 'keşke' yi de o söyletmişti.
Keşke, göndermeseydim onu. Dinleseydim...

🌊✨

Bölüm sonuuuuuuuu.
Allah'a emanet 🌹
04.06.20

AYA BENZERWhere stories live. Discover now