Balkon kapısının kapandığını duyunca -daha doğrusu içeriden gelen sesler bozuk musluktan akan su gibi kesilince- arkasını döndü. Babası gelmişti.

Kıvırcık saçlı kız gerginleştiğini belli etmemeye çalışarak gülümsedi. Dudakları incelmiş, çekik gözleri yaz güneşinin etkisiyle daha da küçülmüştü. Saçlarından geçen ışık saç tellerini turuncu ve yarı saydam gösteriyordu.

"Adını ne zaman koyacaksınız kızım?" dedi Alihan.

"Ne? Neyin adını baba?" diyen Yaz'ın sesi güçlükle duyuluyordu.

"Uysal'la ilişkinizin adını." dedi baba. "Birbirinizi yeterince tanımadınız mı? Artık sözlenme vaktiniz geldi."

Genç kadın öksürmeye başladı, boğazına kaçan tükürüğü güçlükle zapt etti. "Sözleniriz, şu olaylar bir geçsin de." dedi, kendine inanmaksızın.

Yaz uzun zamandır Uysal'dan evlenme teklifi bekliyordu fakat her ne zaman meseleyi açsa, sevgilisi konuyu ustalıkla değiştiriyordu.

"Seni hiçbir zaman kısıtlamadım, özgürce kendini keşfetmeni istedim."

Genç kadın başını salladı. Babası, kızına erkek arkadaşıyla başka bir ülkeyi gezmesine bile izin vermişti. Tek isteği iffetine dikkat etmesi olmuştu. Alihan evlilik dışı cinselliğe kesin olarak karşıydı ve Yaz'a da bu hassasiyeti aşılamıştı.

"Elbette bir insanı seveceksin ama sevgin gönül eğlendirmeden ibaret olmamalı. Ona güvenmelisin. Çocuklarına baba, evine eş yapabileceğinden emin olmalısın. Bu onun için de geçerli. Karşılıklı güveni sağladığınızda ise yuvanızı kurup sevginizi anıt gibi ölümsüzleştirmelisiniz."

Yaz'ın kapalı tutmaya çalıştığı dudaklarından bir sır kaçıverdi. "Uysal sanırım evlenmek istemiyor baba."

"Öyle mi söyledi?" dedi baba Larende, hayal kırıklığıyla.

"Hayır, hayır." dedi kız hızlıca. "Yani... Bilmiyorum. Öyle yorumladım."

"Unutma," dedi Alihan müşfik bir sesle. "Kimseye gönül borcun yok yavrucuğum. Seçilen değil seçen ol. Önce kendi mutluluğunu düşün. Seni istemeyen biriyle birlikte olmak zorunda değilsin."

Yaz gülümsedi, dişleri göründü fakat yine buruk bir gülüştü bu. "Seçilen değil seçen ol mu? Yani parti başkanlığını bırakayım, öyle mi?"

Baba da gülerek "Siyasette seçilen ol tabii, hayatta seçen ol." dedi.

Genç kadın sofra bezini çoktan silkeleyip katlamıştı. Babasıyla konuşmasının bittiğine kanaat getirip içeri geçmek üzere balkon kapısının koluna elini uzattı. Derken bir hıçkırık duyup arkasını döndü. Şok oldu. Henüz birkaç saniye önce keyifle gülen Alihan Larende sessiz hıçkırıklarla sarsılarak ağlıyordu.

"Baba!" diye haykırdı Yaz. Aradaki çift katlı cama rağmen kızının sesini duyan Sevtap merakla camdan dışarı baktı.

Gözlüğünü çıkarıp yüzünü silen adam kendine gelebilmek için derin bir nefes alıp "Yok bir şey kızım." dedi. "Bir an sinirlerim boşaldı, hepsi bu."

Kıvırcık saçlı kız tam yanıt verecekken balkon kapısı açıldı. Sevtap telaşla soluk alıyor ve bir kızının yüzüne, bir de kocasına bakıyordu. "Yoksa söyledin mi?"

"Neyi söyledi mi?" diye sordu şaşkın kız.

Alihan'ın yüzündeki hüznün yerini telaş aldı. "Yok canım, bir şey söylemedim ki... Baba kız konuştuk."

Yaz bu açıklamadan tatmin olmayarak "Yoksa birine bir şey mi oldu?" dedi.

Adam, kızını kollarının arasına alıverdi. Sımsıkı sarılıp saçlarından öptü. "Hayır, herkes iyi, her şey çok güzel. Canım kızım. Ne olur koru kendini. Seni üzmelerine izin verme. Babacığım desene."

Avarya OyunlarıWhere stories live. Discover now