I - VIII

56 18 64
                                    

Y A Z

7 Haziran 2005
Salı
Varnata, Avarya

Perdeden süzülen ışıkta elmacık kemiklerinin üstündeki çiller pek belli olmayan Bahar bitkindi ama uykusunu almıştı. Üstünü örtmeden uyuyamadığı için dört mevsim yatağında duran yorgana sarılmış, yanı başında bekleyen ablasına bakıyordu. Terlemiş saçları hacmini kaybetmişti. Atleti de sırılsıklam ıslanmıştı.

"Kuşum," dedi Yaz, içten bir tebessümle. Sesi çatallıydı. Gözlerinin altında çizgiler ve hafif bir kararma vardı. Kardeşi için duyduğu endişe uykuyu kovmuştu. "Günaydın."

"Abla, dün var ya..." dedi Bahar su gözesini andıran iri gözlerini açarak. Ayağıyla yorganı tekmeleyip üzerinden attı. Hafifçe doğrulup oturur pozisyona geldi. Yaşadığı her olaya heyecan katması, duygularını içtenlikle sonuna kadar yaşaması ve tıpkı anime karakterleri gibi ses tonuyla göz hareketlerine dahi yansıtması şahit olanları şaşırtırdı.

"Babam beni öyle kan içerisinde görünce nefesi kesildi, beyazladı, titremeye başladı. Az kalsın kafamı kaldırıp 'Baba kan kaybeden benim, sen neden bayılıyorsun?' diyecektim."

Yaz güldü fakat buruk da hissetti. Bahar kollarını açtı, mümkünmüş gibi gözlerini daha da irileştirdi -böyle anlarda kardeşinin irislerinde minik parlak yıldızlar oluştuğunu düşünürdü ablası- kocaman gülümsedi ve ablasının üstüne atladı. Kıvırcık saçlı kız dengesini duvara tutunarak sağlayabildi.

Bahar Yaz'ı bırakıp banyoya koşarken "Sana da günaydın ablacığım!" diye şakıdı. Arkasından ablanın sesi geliyordu.

"Sabah sabah bu ne enerji!"

Mutfaktan iştah açan kokular geliyordu. Taze çay, kızarmış ekmek, omlet... Havayı derince içine çeken Yaz sonraki haftaya dek izinliydi. Altı gün boyunca siyasetin sorunlarını bir kenara bırakıp eski gamsız kız olmak ne iyi gelecekti!

Televizyonda enerjik bir müzik yükselmeye başladı. Banyodan çıkan Bahar "Vay, en sevdiğim!" diye bağırıp saçlarını sallayarak mutfağa koştu. Sevtap küçük kızını saçlarına en azından bir toka takması için uyarırken Alihan yatak odasının kapısında göründü. Kumaş pantolonunu ve açık mavi gömleğini giymişti.

"Günaydın baba." dedi Yaz, gülümseyerek. "Eskisi gibiyiz, değil mi? Sen partiye gidiyorsun, ben evdeyim."

Alihan milletvekili değildi ama Kızıl Elma Partisi'nin aktif bir üyesiydi. Her iş günü ya parti binasına gidiyor ya da sahadaki bir işi hallediyordu.

"Günaydın kızım. İstersen seni de götüreyim."

"Aman," dedi elini sallayan kız. "Kalsın."

"Seçmenlerin duymasın." diyerek kızına takılan Alihan mutfağa girdi. İçeride curcuna vardı. Kaynayan çaydanlığın sesi, Sevtap'ın kızarttığı patatesin cızırtısı, TV'den bangır bangır çalan müzik ve dans ederek avazı çıktığınca şarkıya eşlik eden Bahar.

Yaz kapıdan hayalet gibi süzülürken Bahar'ın şarkısını söylediği rock grubuna laf attı.

Bahar sinirle soluyarak itiraz etti. "Ya abla, ben senin rapçilerine bir şey diyor muyum?"

Abla kahkahayla gülmeye başladı. Esasında kendisi de bu grubu severdi ama rock müziğe iyiden iyiye hayranlık beslemeye başlayan kardeşini sinirlendirmeye bayılıyordu.

"Böyle müzik mi olur? Rap rock karışık, o ne öyle? Ya tam rock dinle ya tam rap. Ya da rock'ı boş ver. Rap dinle."

Bahar dans etmeyi bırakıp yerinde tepinerek "Sana ne?" diye sızlanmaya başlamıştı. Yaz'ın kahkahaları daha da büyüdü.

Avarya OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin