bölüm yirmi iki

14.9K 1.1K 222
                                    

Ertesi sabah tüm İstanbul camiası skandal bir haberle sarsılarak uyanmıştı.

Bade gözlerini sabahın sekizinde, başında zırıl zırıl çalan telefonuyla açtı. Son birkaç gecedir eski alışkanlıklarına dönüp odasında hava aydınlanana dek bir şeyler çizmeye kendini kaptırdığı için eskisi kadar erken uyanamaz olmuştu. Tek gözünü aralayıp telefonunu eline aldı ve arayanın Sinem olduğunu fark etti. Bu şaşırtıcıydı çünkü Sinem asla bu saatte uyanık olmazdı.

"Bu kadar erken beni aramana ne sebep olmuş olabilir Sinem?" diye homurdanırken, karşı taraftan arkadaşının heyecanlı sesi yükseldi, "Bade! Sonunda uyandın! Kaçıncı arayışım bu haberin var mı? Telefonuna hiç baktın mı?"

"Telefonuma mı..." Bade uyku mahmurluğuyla duraksadı, Sinem'in yüksek sesiyle söylediklerini bile ayırt edememişti. Yatağında doğrulup sırtını yatak başlığına dayadı ve saçlarını geriye attı. "Şimdi konuşabiliriz. Ne oldu? Ne bu kadar önemli mesele?"

"Hemen telefonuna bak! Sana bir haber linki gönderdim, sonra da bana geri dön." Anında telefonu kapattı, Bade oflayarak 'acaba bu sabah nasıl bir habere uyanacağım' diye içinden geçirerek Sinem'in attığı bağlantıya tıkladı ve karşısına çıkan haberleri okumaya başlayacaktı ki... başlıkla birlikte şok içinde kalakaldı.

KIVANÇLARA BÜYÜK ŞOK!

GENÇ VELİAHTA TACİZ İDDİASI!

Haberin geri kalanını nefesini tutarak okudu. Haberi ilk gördüğünde şok içinde kendisinden bahsedildiğini, sonunda birisinin olanları öğrendiğini ve bir şekilde medyaya sızdırdığını düşünmüştü ama hayır. Haber kendisiyle ilgili değildi. Birisi Erdem'in eski sekreteri olmakla birlikte, yaşları 20 ile 24 arası üç kadın Erdem Kıvanç'ı onlara tecavüz etmekle suçluyorlardı. Titreyen parmağıyla haberin sonundaki videoya dokundu ve gözlerinden akan yaşlarla çaresiz bir şekilde kameraya konuşmaya çalışan sarışın bir genç kızla göz göze geldi,

"Seminer için okulumuza gelmişti.. Şirketinin birkaç öğrenciye geri ödemesiz burs vereceğini açıkladığında çok sevindim çünkü buna çok ihtiyacım vardı. Başvurdum, birkaç kez şirkette görüştük. Bana staj ayarlayabileceğini, hocalarımla konuştuğunu, ortalamamın çok iyi olduğunu söyledi. O zamana dek hiçbir ters hareketini görmedim, gerçek bir yardımsever gibi görünüyordu. Defalarca kez Allah'a onu karşıma çıkardığı için teşekkür ettim üstelik.." Genç kız hıçkırıklara boğularak cümlesini yarıda kesiyordu. Birkaç dakikalık bir aradan sonra burnunu çekerek, titreyen sesiyle kalanını anlatmaya başladı,

"Bir akşamüstü.. Yemeğe davet etti beni. Staj ve burs hakkında konuşacağımızı söyledi, beni evimden aldı, otele götürdü.. O kadar aptaldım, o kadar inanıyordum ki onun benim iyilik meleğim olduğuna bir odaya girdiğimizde bile kötü bir düşünce geçmedi aklımdan. Gazetecilerin fotoğraflarımızı çekip hakkımda yalan yanlış şeyler yazmalarını istemediğini söyledi.. Yemeğimizi yedik, her şey çok iyiydi, sonra... sonra bir anda..." Tekrar ağlamaya başlıyordu, Bade hipnoz olmuş bir tavırla kızı seyrederken kız kafasını kaldırdı ve direk olarak kameraya bakmaya başladı. Sanki kameraya değil de, doğrudan Bade'nin gözlerine bakıyor, ona anlatıyordu hikayesini. "Dur dedim.. İstemediğimi söyledim... yemin ederim söyledim. bir... bir canavar gibiydi. O kadar korkunç bakıyordu ki gözleri beni öldüreceğinden korktum! İşi bittiğinde gitmem gerektiğini, bundan birisine bahsedersem kimsenin bana inanmayacağını, rezil olacağımı söyledi.. Aylarca sustum ama dayanamıyorum artık! Aynalara bakamıyorum! İnsan içine bile karışamıyorum biri bana yanlışlıkla dokunur diye, okuluma bile gidemiyorum.. Bana ne olacağı umurumda bile değil bu saatten sonra, ben sadece adalet istiyorum. O herif bir canavar! Yardım edin, lütfen! Birisi yardım etsin!"

Naabot mo na ang dulo ng mga na-publish na parte.

⏰ Huling update: May 30, 2020 ⏰

Idagdag ang kuwentong ito sa iyong Library para ma-notify tungkol sa mga bagong parte!

YAKALA BENİ (devam edecek)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon