bölüm bir

18.8K 1K 110
                                    

Bade Aslan, alarmının sesiyle gözlerini yeni bir güne araladı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bade Aslan, alarmının sesiyle gözlerini yeni bir güne araladı.

Yanındaki komidine uzanıp, alarmını kapattıktan sonra birkaç dakika büyük yatağının içinde gerildi ve gözlerinin camlardan sızan güneş ışınlarına alışmasına izin verdi. Birkaç dakika sonra dinç bir şekilde yataktan kalkıp, altında sadece beyaz, dantelli külotuyla birlikte odasındaki banyoya doğru ilerledi. Geçmişten gelen bir alışkanlıkla birlikte, kış veya yaz fark etmez, külotu dışında çıplak bir şekilde yatmayı severdi. Sabah mutlaka vücudunu kendine getirmek için soğuk duşunu alır, yeni bir güne bu şekilde kendini hazırlardı.

Duşunu alıp, banyodaki günlük işlerini hallettikten sonra, geniş giyinme odasına doğru ilerledi. Bir süre kıyafetlerine baktıktan sonra, çabuk karar verip, siyah dantelli çamaşır takımını üzerine geçirdikten sonra, beyaz, dökümlü gömleğini ve kalçalarını ve biçimli, düzgün bacaklarını ortaya çıkaran kırmızı kalem eteğini giydi. Siyah topuklularını ayağına geçirip, kalçalarının üzerinde biten kısa siyah ceketini de giydi. Makyaj masasına oturup, sarı saçlarını topuz yaptıktan sonra, hafif bir makyajla hazırlığını tamamladı.

Ayağa kalkıp, boy aynasına baktığında gördüğü görüntüden memnun oldu. Doğuştan sarışın, beyaz tenli bir kadındı. Bir kadına göre bir yetmiş sekizlik boyuyla uzundu, küçükken bu uzunluğu onu rahatsız etse de, artık yirmi dokuz yaşında, ayakları yere çok sağlam basan bir kadın olarak uzun boyundan çok hoşlanıyordu, aradan geçen senelerde tuhaf bir şekilde anlamlandırmıştı ki, erkekler, özellikle iş dünyasındaki erkekler, uzun boylu kadınları daha çok ciddiye alıyorlardı. Şahsen bu kendisinin asla anlam veremediği bir şeydi, fakat geçen yıllarda anladığı bir başka şey de, erkeklerin tuhaf bir şekilde işleyen sorunlu beyinlerine takılmamaktı. Annesinin güzel genleri sağ olsun, güzel bir kadındı. Aksini hiçbir zaman düşünmemişti. Küçük yaşlarda baleye gitmesinden ve sonra sporu hiç aksatmaması da, ona mükemmel bir vücut olarak geri dönmüştü. Fakat Bade hiçbir zaman 'güzel bir yüz ve şahane bir vücut' olarak kalmak istememişti. Güzelliğin başa bela olduğunu acı bir şekilde tecrübe ettikten sonra, babasından gelen zekasını geliştirmiş, işleri devralmak için ne kadar harika bir aday olduğunu babasına ve dünyanın geri kalanına göstermişti.. ama ne kadar zeki bir kadın olursa olsun, ne kadar büyük işler başarırsa başarsın, içten içe, geçmişten gelen hatalarını insanlar her zaman hatırlayacaktı. Belki yüzüne söyleyecek kadar cesaretleri yoktu, ama Bade erkeklerin her inceleyen bakışında, kadının bir zamanlar her yerde dolaşan vücudunu hayal ettiklerini biliyordu.

Sabah sabah aklına gelen bu iç karartıcı düşünceleri beyninden silip, derin bir nefes alıp verdi ve eşyalarını, özel tasarım Hermes çantasına yerleştirdikten sonra, odasından çıkıp merdivenlerden indi. Kadının merdivenlerden indiğini fark eden, evin yirmi yıllık hizmetlisi Fahriye Hanım, gülümsedi, "Günaydın, Bade Hanım." dedi samimi ve saygılı bir tavırla. Bade'de kadına aynı şekilde gülümsedi, yetiştirilmesinde annesinden daha çok emeği olan bu kadına o da aynı şekilde saygı duyuyor ve kendince seviyordu, fakat Fahriye Hanım'ın dilinden bir türlü şu 'hanım' lafını atamamış, bir süre sonra o da uğraşmayı kesmişti. Yine de o bu evde bir çalışandan çok, ailenin bir üyesiydi. Bunu evdeki herkes bilirdi. "Günaydın, Fahriye abla." dedi ve merakla etrafa baktı, "Kimse uyanmadı mı?" Ki, bu garip olurdu çünkü bu evde senelerdir kahvaltı aynı saatte edilirdi. Tam dokuzda tüm aile kahvaltı sofrasında olmalıydı, öbür türlüsünü babası kendine yapılmış çok büyük bir hakaret kabul ederdi çünkü.

YAKALA BENİ (devam edecek)Where stories live. Discover now