「❛0.8|❝belki bir gün ama o gün, çok uzak bir gün.❞」

Start from the beginning
                                    

Yavaş ol Rosier, taş bir yere gidemez. Yani, kimse büyülemezse...

Taşı eline aldığında sanki dünyada ondan başka güzel taş yokmuş gibi davranıyordu. Tek elinde hafifçe havaya kaldırdı ve birkaç kez havaya atıp geri tuttu. "Buldum. Şuna baksana tek bir pürüz yok. Ben en az yedi diyorum ve on galleon koyuyorum." dedi iddialı bir sesle.

"Hıh, en fazla beş ve beş sektirmeye özel beş galleon koyuyorum." dedim elimi boşa sallarken. Hızlı kalkışına rağmen olayı protesto eder gibi ayakta durduğu yere pat diye oturup bağdaş kurdu ve kollarını kavuşturdu.

"Beş galleoncuğa kılımı kıpırdatmam."

Dediğine göz devirdim. Sanki para onun için çok önemliymiş gibi davranıyordu ama şu an yanında dediğim fiyatın en az dört katı olduğuna eminim.

"Rosier, kendine gel. Sen zenginsin."

"Ah, evet. Hatırlatman için teşekkürler. Zaten bunu demen için öyle yaptım." dedi ayağa kalkarken. Gerçekten mi? İlla övgü alıp egosunu kabartıcak ama hakkı da var. Bu yüzden ona kızamıyorum.

"Ego tatmini?" dedim tek kaşımı kaldırırken.

"Hayır, zenginlik tatmini." dedi kaşlarını havaya kaldırıp ellerini iki yana açarken.

Sonra arkasını döndü ve "Ben olsam iddiaya girmezdim. Sonuçta karşında benim gibi her şeyde usta olan biri duruyor ve bir Slytherin asla kazanamayacağı bir iddia ortaya atmaz." dedi ve taşı suda kayması için gerekli şekilde attı.

"Ben de bir Slytherin'im." dedim sinirlice.

"Evet sen de su götürmez katıksız bir Slytherin'sin aynı benim gibi ama iddiayı ortaya atan Slytherin benim." dedi taşın suda kaç kere sektiğini sayarken.

Görücü falansın da bana mı söylemedin, Rosier?

Taşı yedi kere sektirmeyi nasıl başardığını deli gibi merak ediyorum...

Ağzımdan sadece şaşırmış ve etkilenmiş bir ses tonuyla 'oha' çıktı. "Sen kesin bunda da hile yapmışsındır." dedim etkilenmeyi bırakıp toparlanırken.

"Hayır, yapmadım. Bunda nasıl bir hile yapabilirim ki?" dedi bunda 'nasıl hile yapabileceğini' merak eden bir ses tonuyla. Cidden mi? Burda da mı?

" 'Inanimatus Conjurus' büyüsüyle cansız varlıkları efsunlayarak kontrol edebilirsin ama tabii yapılması bizim gibi birinci sınıflar için pek kolay değil." dedim ona öğüt verir gibi. Ben bu büyüyü söylerken Rosier'in gözünden bir kurnazlık dalgası geçtiğine yemin edebilirim.

Onun aklından geçenleri gerçekleştirmemesi için uyarıda bulunma ihtiyacı hissettim. Ayağa kalkarken onun aklından geçenleri engellemek amacıyla "Sakın daha birinci sınıf olmana rağmen boyundan büyük işlere kalkışma ve bu büyük işlerde uzun boylu olmanın sana bir yarar sağlayacağını düşüneyim deme." dedim.

"Tamam, arkadaşım." dedi gülümserken.

"Hayır, senin bu gülümsemen hiç hayırlı değil. Daha sonra bu büyüyü deneriz ama şimdi değil." dedim Rosier asasını kaldırmış büyüyü söyleyecekken.

"Of, tamam. Seni dinleyeceğim ama bu benim daha sonra yapmayacağım anlamına gelmez." dedi asasını cüppesine geri koyarken. Sonra bana avcunu yukarı bakan şekilde açıp uzattı. "Beş galleon. İddiayı kaybettin." dedi.

Önemli bir şeyi hatırladım.

Fransa-İrlanda maçı...

Beş kişi kim kazanır diye 'on galleonuna' iddiaya girmiştik.

𝐭𝐡𝐞 𝐨𝐫𝐝𝐢𝐧𝐚𝐫𝐲 𝐥𝐢𝐟𝐞 𝐨𝐟 𝐜𝐚𝐥𝐥𝐢𝐬𝐭𝐚┃𝐫𝐞𝐠𝐮𝐥𝐮𝐬Where stories live. Discover now