[Sarı duvarlı oda]

16 2 0
                                    

Aurora çocukların sandıklarını aldı ve Jak'a döndü "Hangisi senin?" dedi yeğenine. Jak önce sandıkları inceledi, birinin yanına 'Pawn' kazınmıştı, diğerini gösterdi oğlan "bu" dedi. Aurora Pawn'ın olanı yere bırakıp Jak'ın sandığını düz ayak odaya götürdü, beyaz ve kirli duvarları vardı. Aurora "Şimdilik yerleşme, güzelce temizleyelim, sonra yerleşirsin." dedi, Jak hızla başını salladı, kız kardeşinin yanına gitti hemen, onun odasını merak ediyordu. Henry, Pawn'ın sandığını alıp üst kata çıkardı, Aurora alt kattan seslendi "Pawn sen yerleşebilirsin! Senin odan temiz!" dedi. Henry Enişte, Pawn'ın saçlarını sevip sandığı sarı duvarlı odaya koydu. Genç adam sandığı açıp çocuklara döndü "yardım lazım mı?" diyerek. İkisi de senkronize şekilde başlarını sağa sola salladılar. Henry gülerek odadan çıktı, çocuklar ise birbirlerine bakıyorlardı. Yatağın altı boştu, önceki ev gibi baza yoktu, olsa da kullanmıyorlardı zaten. Yatak yüksekti, hemen yanında ona yapıştırılmış bir masa vardı. Pawn burada resimler çizebilirdi. Masanın hemen bitişiğine dolap sıkıştırılmıştı, küçük odada fazlasıyla yer vardı çünkü her şey yan yana koyulmuştu. Pawn sandalyesine bakarken Jak eşyaları boşaltmaya başlamıştı, Pawn abisinin yanına geldi ve onun boşalttıklarını dizmeye başladı, masasına kitaplarını, defterlerini ve kalemlerini koydu. Tetrisi de ortasına koyup kıyafetlerini dolaba yerleştirmeye başladı. Sandıkta yalnızca pikap ve plaklar kalmıştı. Jak büyük bir dikkatle Pawn'ın aşık olduğu pikabı aldı ve masada, yatağın baş ucuna koydu. Pawn ellerine zar zor sığdırdığı plakları dolaba yerleştirdi ve abisine baktı, "Odam çok güzel oldu!" dedi ve ellerini çırptı. Soluk sarı oda, cidden Pawn için çok güzel olmuştu. Jak kardeşinin başını okşadı, sarı duvarlı oda artık onun mabediydi. Pawn için ona özel bir yerin ne kadar değerli olduğunu biliyordu. Çok küçükken, ağaç evi kesilince o kadar çok ağlamıştı ki, hıçkırmaktan konuşamıyordu. Aurora'nın yemek çağrısıyla çocuklar koşarak aşağı indi, Pawn sordu "Ne yiyeceğiz?" Aurora gülümseyerek fırına eğildi "Henüz yemek yapmadım, tarçınlı kurabiye ve süt yiyeceksiniz." dedi. Küçük kızın gözleri parlamıştı ama Jak somurttu, Aurora'da onun da çaresi vardı "Tarçına alerjin olduğunu biliyorum Jak, senin için çikolata damlalı yaptım." dedi güzel kadın. O harika bir insandı.

o esnada 2009, Washington'da.

Pawn merakla sordu, "bunlar kim? Neden bizim ismimizi kullanıyorlar?" diye. Jak da aynı şeyi düşünüyordu herhalde, büyük anneleri şefkat dolu gözlerle onlara baktı bir süre "Dinleyin sadece" dedi. Kitaba geri döndü.

1969, Londra.

Jak ellerini birbirine sürdü. Uzun süre sonra çikolatalı kurabiye yiyeceği için mutluydu. O kadın onlara hiç böyle şeyler yapmıyordu... Aurora iki bardak sütle birlikte iki tabak kurabiyeyi masaya koydu, Pawn hızla bir sandalye çekip oturdu ve tarçınlı kurabiyelere saldırdı. İki eline de birer tane almış, bir birinden bir diğerinden ısırıklar alıyordu. Aurora onun bu hâlini görünce gülmeden edemedi. Jak ise sakince oturdu ve bir tane çikolatalı kurabiye aldı. Aurora sakinliğinden dolayı hep onu daha fazla sevmişti. Pawn ona göre fazla hareketli ve çok konuşan bir kızdı. Pawn "Teyze, teşekkür ederiz." dedi şirin şekilde. Genç kadın gülümseyip mutfaktan çıktı. Jak kurabiyesine bakarken Pawn'a döndü "Pawn sen neden böylesin?" diyerek. Yanakları kurabiye dolu olan Pawn abisine döndü, ağzı dolu şekilde "Nasılım?" diye sordu, tabii bu "Nosolom?" olarak dışarı çıkmıştı. Jak küçük kardeşinin bu hâline gülüp "Bu kadar şirin!" dedi. Pawn gülerek tatlı hareketler yapmaya başladı, bir yandan da hızlı hızlı "Ne şirinliğimi gördün?!" diyordu. Jak gülerken Aurora elinde babasının Jak'a verdiği kalın, deri kapaklı albüme benzeyen defterle geldi. Önce küçük Pawn'a sonra ise Jak' bakıp gülümsedi...

"Günlük tutmak ister misiniz?"

Jak and Pawn's FairytaleDonde viven las historias. Descúbrelo ahora