3.BÖLÜM "TEHLİKELİ SOKAKLAR"

338K 13.4K 2.5K
                                    


İYİ OKUMALAR💐

İYİ OKUMALAR💐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bakışlarını kaçırıp ağzındaki yemeği gayri ihtiyari bir biçimde çiğnemeye devam ettiğinde arada güçlükle yutkunuyor, gözlerime bakıyordu. "Abartılacak bir şey yok."

Geçiştirmesine hayret ettim. Kaşlarımı havaya kaldırıp sinirden dişlerim gözükecek şekilde gülümsediğimde iki dirseğimi masanın üzerine yerleştirip masaya doğru eğik kalmıştım. "Sana dün gece olanları hatırlatma mı ister misin?"

Semum'a baktığında pişkince krepini yiyordu. "Bizim buranın birkaç serserisiydi."

"Bana buradan sağ çıkarsak konuşuruz demiştin, sence bu normal mi?"

"Böyle şeylere alışkın değilsin sadece seni korumak istedim. Bu yüzden seni almaya gelecektim." Tatmin olmamıştım. Semum'a baktığımda yemeğini bitirmiş, sandalyesine yaslanarak kesintisiz bir şekilde beni izliyordu. "Bari sen söyle?" diye inlediğim de sağ dudağının kenarı yukarıya doğru kıvrıldı. Benim gibi masaya doğru eğilip, yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Bir öpücükle, belki."

İşte bu karşılığı almayı kesinlikle beklemiyordum. Hayretle ona bakakaldığımda yanaklarım kızardı, boğazıma yumru oturduğunda kirpiklerim titremişti. İfademdeki dalgalanmayı anında yakaladığında bakışlarının çıra gibi yandığını gördüm.

Dudaklarım aralandığında öksürmemek için kendimi zor tutuyordum. Sertçe yutkunarak gözlerimi kaçırıp aklıma ilk gelen şeylerle hayıflandım. "Semum, adın bile insan ismi değil, bari bunu açıklayın!"

İkisi de burukça gülümsediğinde Selenay cevap verdi. "Lakabı Semum."

"Gerçek adın ne?" Gülümseyerek kafasını kucağına eğdiğinde istediğimi başarmıştım. Az önceki sataşmasını anında sonlandırmıştı ve iğrenç enerjiyi gerimizde bırakmıştık.

"Buraya gelmeden önce hafızasını kaybetmiş, gerçek adını bilmiyor." Sanki o pervasız adam konuşmayı unutmuştu ve Selenay da velisi gibi cevaplarını veriyordu.

Gördüğüm ilk andan beri gıcık olsam da savunması duruşu içimi acıttı. "Ben, üzgünüm." Yanağımın içini dişledim. Engel olamadığım merakımla yavaşça sordum. "Peki, Semum ismi nereden çıktı? Daha normal bir isim bulamadınız mı?"

İkisi tekrardan göz göze geldiğinde masada ölüm sessizliği oluştu. Sanki ortak yaşadıkları bir anı gözleri ile birbirlerine izletip, o günleri yaşıyorlardı.

"Bir arkadaş Semum olarak seslenince," İfadesini düz tutmaya çalışsa da dişlerini öyle bir sıkmıştı ki nefretle akmıştı kelimeler dudaklarından. "Herkes beni öyle tanıdı." Diye tamamladığında boynuna kadar kızarmıştı.

KURALSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin