"Bu gece kapılarını iyi kilitle."
Kalbim göğüs kafesimi delip geçecek derecede atarken kulaklarımda söyledikleri yankılanıyordu. Korkarak yutkundum. Yardım aramak amacıyla bulunduğumuz dar sokakta gezdirdim gözlerimi, kimse yoktu.
Kolumu avcunun iç...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İYİ OKUMALAR DİLERİM 💐
Kulaklarımı tırmalayan sesle uyku esnasında bedenimin titrediğini hissettim. Gözlerimi yavaşça aralayıp dibimde bağıran kişiye bakmaya çalıştığımda telefonumu görmemle uykumdan daha fazla silkelenmiştim. Zoraki bir hareketle elimi uzatıp telefonu alarak ekranda yazan isme baktım. Mesih arıyordu... Gözüm saate kaydığında beş buçuk olduğunu fark ederek telefonu kapatıp yatakta oturur bir pozisyon aldım. Pikeyi iterek yataktan kalkıp banyoya girdiğimde soğuk suyla suratımı yıkamak az da olsa iyi gelmişti. Banyodaki işlerimi bitirdikten sonra odama girip dolabıma yöneldim.
Siyah, sporcu yarım atletin üzerine gri bol, atletimi gösterecek kadar geniş yakalı bir sıfır kol giydim. Sporcu taytını da üzerime geçirdikten sonra hızla saçlarımı taradım. Tepeden bir atkuyruğu yaptıktan sonra telefonumu alıp mutfağa koşturdum. Bir bardak suyu mideme indirdiğimde saat tam olarak altıydı. Dün akşam kızlara haber verdiğim için sorun yoktu. Kapının önünde duran beyaz sporlarımı ayaklarıma geçirip apartmandan çıkabildiğimde kesik kesik soluklanıyordum.
Audi r8'inin önünde Mesih'i sportif kıyafetlere görmek tuhaf olsa da tarzına uygundu. Siyah bir eşofman üzerine siyah bir tişört... Her zamanki gibi ten rengiyle giydiklerine meydan okuyordu...
Beyaz teniyle, siyaha meydan okuyordu...
Kollarını göğsünün altında birleştirmiş, göz ucuyla üzerimi süzüyordu. Yutkunarak olabildiğince dik durmamaya çalıştım. Gözlerim onun dışında farklı yerlerle oyalanmaya devam ediyorken saniyelik de olsa gözlerini buldu. Bilerek kambur durduğumu anlamış olacak ki, çenesini indirerek suratında oluşan tebessümü gizlemeye çalıştı. Doğrulup sürücü kapısına ilerlerken başıyla da aheste bir biçimde diğer tarafı işaret etmeyi ihmal etmemişti.
''Arabaya bin.'' Göz kapaklarımı titretip etrafa bakındıktan sonra bacaklarımı hareket ettirerek arabanın etrafında turladım. Mesih çoktan yerine oturmuş, asfaltı ağlatacak sesleri çıkartmaya başlamıştı. Kapıyı açıp içeriye oturduğum an araba harekete geçmişti. Panikleyerek kapıyı kapattım. Dıştan belli etmese de sabırsız göründüğü her halinden belliydi. Bir süre sessiz kalmayı denedim. Göz ucuyla ona baktığımda kaşları her zamanki gibi çatık dursa da diziyle tuttuğu ritim, az da olsa keyifli olduğunu gösteriyordu. Bakışlarım suratını bulduğunda kirli sakallarının daha fazla belirginleştiğini gördüm. Anlının üzerine düşmemesi için eliyle yukarıya iteklediği saçları öncekilere göre özensiz olmasına rağmen oldukça iyi gözüküyordu.
''Yürüyüş yapmak istediğimi nereden biliyorsun?'' Yola bakmaya devam ederken beni beklemeden cevapladı.
''Merak ettiğin şey neden isteğini oluşturduğum değil de nereden bildiğim mi?'' Gözlerim irice açıldı. Doğruyu söylüyordu.
''Yardımının sebebini söyleyecek misin?'' Mümkünmüş gibi kaşlarını daha fazla çatarak yola bakmaya devam etti.
''Hayır.'' Sesinin sertliği şaşırmama neden oldu. Göz kapaklarımı titrettim.
