16.BÖLÜM "ALAZ VS AZAD"

221K 8.7K 1.3K
                                    

İYİ OKUMALAR DİLERİM 💐    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İYİ OKUMALAR DİLERİM 💐    

"Hiçbir fikrim yok." Bir süre sonra Selenay ve Semum geldiğinde doktor tahmin ettiğim gibi psikolojik sorunu olduğunu söylemişti. Selenay kendini iyi hissetmediği için Semum bizi eve götürmüştü.

Eve girdiğimizde aklıma son yaşananlar akın etmişti. Hangi aptal sonunu görmediği yola girerdi ki? Bunu yapmıştım, her seferinde yere çakılmama rağmen usanmadan devam ediyordum. Bana bir pisliğe bakar gibi bakması, damarlarımdaki kanı fitillemişti. Çevresinde olan silik insanlara benzemezdim. Bir karakterim vardı, ona göre davranacaktı. Her zamanki Mesih'ti işte. Kim olursa olsun iplemeyen açıklama yapma gereği duymayan Mesih...

Sıcak olup üşüten... Bıçak gibi kesen bakışları yoğunlaşırken davranışlarıyla bedenimi arşa kaldıran Mesih...

Eve girdikten sonra ilk işim Selenay'ı kontrol etmek oldu. O da benim gibiydi. Beyni dolu olduğunda yataktan çıkmaz, kendini toparlayana kadar sessiz kalırdı. Kendi benliğiyle yalnız kalması için rahatsız etmeden Şeyda'nın yanına, salona geçtim. "Hey." Kafasını televizyondan çevirerek bana baktı.

"Uyuyor mu?"

"Kafasını dinlendiriyor desem daha doğru olur."

"Zorlamamak için ne konuştuklarını sormadım."

"Doğru olanda buydu."

Kapı çalınca Şeyda'ya baktım. "Birisini mi bekliyordun?" Çatık kaşlarıyla başını onaylamaz anlamda salladı.

"Hayır." Ayağa kalkarak koridora yöneldim. Semum ve Onat dışında gelebilecek birisi olamazdı. Şansa bırakmamak için gözümü dürbüne yaklaştırdığımda Alaz'ı görmeyi beklemiyordum. Havaya kalkan kaşlarıma engel olamadığımda sabırsızlanarak zile bastı. Elimi kulpa götürüp kapıyı aralayıp kafamı dışarıya çıkarttığımda tedbirli ifadesiyle yüzümü inceledi. İçeriye girmek istediği her halinden belliydi.

"Burada ne işin var?" Sesimin hesaplamadığım bir sertlikte çıkması işime gelmişti. O da benim gibi kaşlarını çattı. "Çekil." İtekleyerek kapıyı aralayınca geriye doğru sendelemiştim. Tam önünde durmaya devam ederek diklendim. "Burada ne işinin olduğunu sordum."

"Selenay'ı göreceğim."

Kaşlarım alayla yukarıya kalktı. "Senin yüzünden perişan bir halde. Bir de utanmadan görmeye mi geldin?" Vay canına. Meşhur Mesih Dinçer vakasından sonra adından ondan sonra en çok söz edilen Alaz Çamlı'yla karşı karşıya gelmiştim ve ona da diklenmiştim. Tek kaşı yavaşça yukarı doğru kıvrıldığında belki de Mesih'in benimle neden bu kadar uğraştığını ilk defa anlamıştı. Yine de umursamadan kapıyı ittirince daha çok kısıp sertçe sordum. "Ona ne yaptın?"

Pislik gibi gülümsedikten sonra üzerime doğru gelmeye başladı. "Bunu gerçekten bilmek ister misin?"

Yutkunarak gerilememek için yumruklarımı sıktım. "Lafı dolandırmasan?" Başını onaylamaz anlamda salladığında koyu renk gözlerinde bir parlaklık belirmişti. Ufak fakat dolgun olan ağzının kenarını eliyle sıvazladıktan sonra yanaklarının belirli yerlerinde çıkan sakalları dikkatimi çekmişti. Genel olarak pürüzsüz olduğu için sadece belirli yerleri doldurmuştu çıkmakta olan sakalları.

KURALSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin