Bölüm 14: "Sürpriz Ziyaret"

22.1K 2.8K 7.3K
                                    


Keyifli okumalar *sonsuz kalpler*

----------

Zaman: Belirsiz

Tarih: Belirsiz

Yataktaki çıplak beden, cenin pozisyonundayken üzerine bir battaniye örtüldü. Hissettiği sıcaklıkla birlikte gözlerini araladığında yatağın başında dikilen yarı çıplak adamı gördü. Jeon Jungkook onu izliyordu. Her an arkasını dönüp gidebilecekmiş, yataktaki bedeni yalnız bırakacakmış gibi bir hali vardı. Bu yüzden kuru dudaklarının arasından bir inilti koptu:

"Jungkook..."

Seslendiği adam yatağa dizini yasladı. Yavaşça esmerin yüzüne eğildi ve dudaklarını buldu. Islak bir öpücükle birlikte yataktaki adamın dudaklarını soluk bir pembe tondan kırmızıya çevirmişti.

Kırmızı dudaklar, ince soğuk dudakların arasından sıyrıldığında yeniden aynı ismi sayıkladı, "Jungkook."

Bir cevap gelmedi. Adamın ıslak dudakları hareket etmemiş olsa da bedeni hareket etti ve yataktan uzaklaşmak adına bir adım geriye attı. Yataktaki esmer ise onun adını sayıklamak yerine bu sefer, "Gitme." diye sızlandı.

"Uyumalısın." diyerek sessizliğini bozdu Jungkook.

"Seninle birlikte uyumak istiyorum. Yapamaz mıyım?"

"Hayır, Taehyung."

Yataktaki adamın kalbini kırdı. "Neden?" diye sordu kırgınlığı suratından belli olurken. "Benimle oynadıktan sonra öylece gidecek misin?"

"Gitmeliyim."

"Bu hiç adil değil."

Jungkook, yataktan bir adım daha uzaklaştığında dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı. "Güneş battığında seni köşkte görmek istiyorum, Taehyung."

Taehyung itiraz etmek adına dudaklarını araladı. Ancak bir şeyler söylemekte başarısız oldu. Gün ışığı, odanın kalın perdelerinin arasından süzüldüğünde bütün kelimelerini teker teker yuttu. Jungkook'un suratına vuran ışık onun bir insan olmadığını Taehyung'a gösterdi.

Hayır, suratında bir yara veya ürkütücü damarlardan eser yoktu. Kırmızı gözler kendini güneşin tepeye çıkacağı zamana kadar saklıyordu. Taehyung, gözle görülen, tuhaf sayılacak hiçbir şeye rastlamadı. Ona farklı hissettiren bambaşka bir şey vardı. Perdelerin arasından süzülen gün ışığı, nasıl bir varlığı böylesine güzel gösterebilirdi? Taehyung, yüreğinin titrediğine hatta parmaklarına kadar uyuştuğuna emindi. Gözlerini onun güzelliğinden alamıyordu. Jeon Jungkook hayatı boyunca gördüğü en güzel varlıktı.

Jungkook, sırtını pencereye döndü. Başı öne eğik bir vaziyette hızlı adımlarla kapıya ulaştı. Taehyung onun neden rahatsız olduğunu, bu hareketi ne amaçla yaptığını, neden odadan ayrıldığını anlayamadı. Yalnızca biraz önceki görüntü karşısında büyülenmişti ve ağzı açık bir vaziyette kapanan kapıya bakıyordu.

Kendini toparlamayı başardığında üzerindeki battaniyeyi üzerine sarıp bacaklarını yataktan aşağı sallandırdı. Çıplak ayakları soğuk zeminle buluştuğunda bütün bedeni titredi. Bütün gece boyunca Jungkook'un soğuk parmaklarının esiri olsa da şu an yalnız olduğu için bu soğukluğu garipsiyordu. Hatta üşüyordu.

Kapıyı açtığında Jungkook'un girdiği odayı gördü. Başka bir odaya girmişti ve kulağına dolan seslere bakılırsa kapıyı da ardından kilitlemişti. Taehyung, bunun sebebini anlayamadı. Neden ondan kaçıyordu?

Arkasından gitmek, kapıya vurmak istedi fakat gururuna yediremedi. Halinin ne kadar berbat olduğunu bir kez daha hatırladı.

***

DEUS | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin