Eskisinden farklı bir hava varken bir kaç kişi beni tanıyıp selam vermişti. Soyunma odalarına girdiğimde buranın değişmemiş olduğunu görmüştüm. Yeşil dolapların arasındaki yarısı siyaha boyanmış dolabı gördüğümde gülümsedim. Rengini beğenmediğim için Burakla boylamıştık, sonrasında boya bitince yarısı boyalı kalmıştı.

Kapının köşesine sıkıştırdığım anahtarı alıp dolabın yanına gittim. Dolabı açıp kıyafetlerimi değiştirdim. O sırada kapı çalmıştı.

Kapıyı açınca o adam olduğunu gördüm. Loş ışıkta yüzünü inceledim, keskin yüz hatları, biçimli burnu ve kısık gözleri vardı. Gözlerinin rengini ışıkta tam seçemesem de maviydi sanırım.

"Süzmen bittiyse bir şey diyecektim." dediğinde kafamı sağa yatırıp "Süzmedim, ilk defa gördüğüm için inceledim ve sende beni inceledin." tek kaşı kalkarken "Dilin pek uzunmuş." diye söylendi. Dediği şeyle yüzümü buruştururken "Ne diyecektin." dedim.

"Şu an senin için dövüşecek kimse yok."

Kaşlarımı çatıp "Normalde vardı şimdi mi yok." dedim. Sırtını duvara yaslayıp
"Bir kaç kişi var zaten şu an, onlarda bir daha dövüşmem onunla diye istemediler. Ne yaptıysan artık."

Kafamı çevirip güldüm. "Antrenman yaparım bende." Deyip ilerlemeye başladım. "Beraber yapabiliriz." Arkamı dönmeden "Gerek yok." Dedim ve odaya girdim.

Aletler değiştirilmişti. Yenileri gelmişti. Gülümseyerek çekmeceden bandajları alıp elime sardım. Kum torbasının yanına gittim.

_

Yaklaşık bir saattir kum torbasını yumrukluyordum. Yorulmuş ve leş gibi terlemiştim. Durup bedenimi yere bırakıp soluklandım. "Bitti herhalde." sesin geldiği yere baktım. Elinde su şişeyle bana doğru geliyordu. Yanıma oturunca suyu uzattı, bir şey demeden alıp içtim. Kendimi tekrar yere bırakınca "Ne zamandır geliyorsun buraya?" diye sordu. Ona doğru dönüp "16." diye yanıtladım.


"Kaç yaşındasın." derin bir nefes alıp "1 ay sonra 19." dedim."Gerçekten küçükmüşsün." Bir şey demeden sessizce kafamı çevirdim.

Odada sadece nefes alma sesleri varken sessizliği bozan o olmuştu. "Annen merak eder eve git." boğazımı temizleyip "Etmez." Dedim kısık sesimle. "Neden." dediğinde o da aynı kısık sesle konuşmuştu. "Etmez işte." Dedim ve ayağa kalktım. Soyunma odasına girip üstümü değiştirdim. Dışarı çıkarken kapıda o adamı gördüm. Yanından hızlıca geçip merdivenleri çıktım.

Temiz hava ciğerlerime giderken ne yapacağımı düşünüyordum. Eve gitmek istemiyordum. Gitsem nasıl gidecektim ki. Yanıma hiç bir şey almamıştım. Kendi evime gitsem annem olacak o kadınla uğraşmak zorunda kalacaktım. Ormana giden sokakta yürürken yanımda araba durmuştu.

Eymen arabadan inerken yanıma gelip "Bin arabaya." dedi. "Kafamı dağıtmaya geldim, gitmeye niyetim yok şu an." dediğimde kolumdan tutup çekiştirdi. "Gidemezsin dediğim halde sözümü dinlemedin, bin şimdi bu arabaya!" diye bağırdığında "Bırak kolumu!" diye bağırdım.

Aynı kolumu bir başkası tutunca arkama doğru baktım. Az önceki adam Eymen'e düşmanı gibi bakarken  Eymen de adama ifadesiz yüzüyle bakıyordu. "Bırak karımı." dediğinde adam bana küçük bir bakış atıp "Karın gelmek istemiyor ama." dediğinde Eymen belimden tutup "Seni ilgilendirmez." diye bağırdı.

LEYNEM +18Where stories live. Discover now