"41

59.2K 2K 459
                                    

Satır aralarına yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın!

•Kaç Canım Kalmış; Banklarda mı Yatayım?•

Gözümü silip ayağa kalktım. Eymeni kurtaracaktım. Öylece bırakamadım. Umarım yetişebilirdim.

Söz veriyorum kurtaracağım seni.

~

Çınar'a haber vermek ve vermemek arasında gidip geliyordum. Ne yapmalıydım?

Haberi olması gerektiğini düşünüp telefonu elime aldım. Ama alır almaz Melih aramıştı.

Telefonu açıp "Ne var?" Diye tehditkar bir sesle bağırdım. "Sesin lazım olacak diyorum sen hala bağırıyorsun ama. Her neyse, sakın kimseye haber verme. Öyle bir şey yaparsan ne olacağını biliyor olmalısın. Zeki bir kadınsın." Telefonu suratına kapatıp duvara yumruk attım. Bu hiç adil değildi!

Oyalanmadan üzerimi değiştirdim ve evden çıktım. Gelecek olan telefonu beklerken arkamdan biri kolumu tuttu.

Bir hareket yapacakken "Melih gönderdi." Dedi ve elindeki zarfı uzattı. Kötü bir bakış atıp zarfı aldım ve hızlıca açtım.

" Evet Eylem, ilk görevin için zarfın içinde küçük bir paket var. Onu altta yazan adrese götürüp teslim etmen,  benim ismimi verirsen seni götürürler."

Zarfı biraz yırtıp içindeki siyah paketi aldım. İçinde ne olduğunu tahmin edebiliyordum.

Derin bir nefes alıp adrese baktım. Bi kaç kere duymuştum. Yer olarak pis işlerini gerçekleştiği bir yerdi.

Ana yola çıkıp taksinin geçmesini bekledim.

Sonunda biri durunca hızla bindim ve adresi söyledim. Adam nana tuhaf tuhaf bakarken umursamayıp düşünmeye başladım.

Dediği şeyleri yapmak zorundaydım. Eymen'e bir şey olmasına dayanamazdım. Ve onu kurtarmak için elimden geleni yapacaktım.

Adrese gelince parayı verdim ve indim. İlerde küçük siyah bir kapı vardı. Orasıdır diye düşünüp ilerledim. Etraf çok değişik kokuyordu. Ve adeta kötü işlerin yeriyim diye de bağırıyordu.

Kapı gıcırtıyla açıldı. Kırmızı bir koridor vardı. İlerden müzik sesi geliyordu. Koridorda bir kaç insan vardı. Kendilerinden geçmişlerdi belli ki.

Yüzümü buruşturup ilerledim. Islak olan yerler, yürüdüğümde ses çıkarıyordu.

Çift taraflı kapıyı açınca yüzüme çarpan buhar ve iğrenç kokuyla geri gitmeyi düşündüm. Bir saniye bile kalınmazdı burda.

Tam geri çıkacakken Eymen belirdi zihnimde, o hali. Kaşlarımı çatıp üzerime gelen kapıyı ayağımla durdurup açtım. Hızlı adımlarla insanlara çarparak ilerledim. Ama durmadım. Duramazdım.

Barmenin yanına gidip elimle yaklaşmasını işaret ettim. "Buranın sahibiyle görüşmem gerek." Dedim soğuk sesimle. Geri çekilip gülümsedi. Sonra yaklaşıp "Her isteyeni patronun yanına alsaydık." dedi ve geri çekilip müşteriyle ilgilendi.

Bi kaç işaret yaptım bana bakması için. Ama görmezden gelmişti. Sinirlenip tezgahın üzerinden tek hamlede atlayıp barmenin yakasını tuttum ve arkadaki şişelere dayadım.

Yüzümü yaklaştırıp "Melih gönderdi." Dedim dişlerimin arasından. Yüzünde ufak bir korku belirtisi oluşurken alayla gülüp "En başında söylesene." Dedi ve belimden tutarak hızla merdivenlere yöneltti.

LEYNEM +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin