6 🐾 Toprakları bile kıskandıracak güzellikte olan kahve saçları

677 145 67
                                    

Bay Lee'den 2. ders izin almış ve çantamı da alarak revire gelmiştim. Aslında nedensizce yanımdan ayrılmayan Taehyung'la konuşmaya çekiniyordum.

Cidden nedensizce onunla sohbet etmeye utanıyordum.

Sadece sarılmıştım. Sadece onun gibi yakışıklı birine sarılmıştım. Yakışıklı ve iyi kalpli birine... Her insanın hayal ettiği sevgili karakteri taşıyan birine...

Revire giriş yaptığımızda yalnızca 2 yatak bulunan küçük revirin kapısını kapatmış ve çantamı alarak boş yatakların yanındaki komidinin üstüne koyuvermiştim.

Yatağa çıkarak ayaklarım hafif havada kalacak şekilde beyaz minderde yerimi almıştım. Onun da gelmesinden sonra yatağın yanındaki perdeyi yakın olmasından yararlanarak elimle çekmiş ve oturmasını izleyerek onun o şapkasının altındaki altın değerindeki saçlarına bakakalmıştım.

En az gözleri kadar koyu olan, minik ellerimle temas ettiğimde içinde kaybolacağına emin olduğum güzel saçlarına, toprakları bile kıskandıracak güzellikte olan kahve saçlarına dalmıştım.

Ta ki ne yaptığımı fark edip bakışlarımı bacaklarımın üzerinde birleştirdiğim ellerime çevirene dek...

O saçlarının üzerine geçirdiği şapkasını düzeltip bana döerken ben de alttan alttan attığım bakışlarımı sonunda tamamen elimde toplamıştım.

Acaba her zaman bunları mı giyiyordu? Hiç başka kıyafeti var mıydı? Varsa onları ben neden hiç görmemiştim?

Bizim gibi acıkıyor muydu? Ya da tuvalet gereksinimi duyuyor muydu?

Aklımda binlerce soru tilki edasıyla dolaşırken Taehyung da bunu fark etmiş olmalı ki bana dönerek konuştu.

"Hadi sor."

Ayrıca bence Taehyung bana yalan söylüyordu. O bence akıl okuyabiliyordu!

"Acıkıyor musun? Ya da tuvalete gidiyor musun? Mesela sabah neden tuvaletteydin?"

"Hayır acıkmıyorum. Ama eğer canım isterse bir şeyler yiyebilirim. Yiyip içersem de tuvalete çıkarım. Aynen normal yaşayan bir insanda olduğu gibi. Nasıl boşaltım sistemimin çalıştığı konusunda bende pek bir şey bilmiyorum. Fakat bir şeyler yiyince çalıştığını biliyorum. Dün kahve içmiştim hatırlıyor musun? İşte bu yüzden sabah tuvalete gittim."

Taehyung'un yaptığı açıklamayla kafamı anlamış gibi sallarken aklımdaki diğer şeyleri de sıralamak için ölüyürdüm.

Ve eminim o bunu fark ediyordu.

"Başka?"

"Ihmm, kıyafet değiştiyor musun? Yoksa hep bunları mı giyiyorsun? Eğer kıyafet değiştiriyorsan ben neden onları göremiyorum?"

Taehyung ortaya, her zaman yalnızca duyduğum fakat artık görebildiğim kıkırtısını bahşetmişti.

Ne kadar da güzel görünüyor diye geçirdim içimden. Önceden duyduğumda yalnızca güzel olduğunu düşünüyordum. Fakat artık daha güzel olduğunu, kalbimin hızlı atmakta ne kadar da haklı olduğunu düşünüyordum.

"Hayır."

Tekrar bizi duymamaları için sessiz bir şekilde gülmüş ve devam etmişti.

"Kıyafet değiştiriyorum. Yalnızca sen onları göremiyorsun. Benim bile henüz anlamlandıramadığım şeyler var Jimin. Aynen bunda olduğu gibi ben istemediğim sürece aynen beni göremediğin gibi kıyafetlerimi de göremezsin. Beni göremediğinde bile ben istemediğimde bana dokunamazsın. O yüzden normalde hologrammışım gibi içimden geçerken bugün ben istediğimde, elini tuttuğumda bunu hissettin."

Bay Melark // VminWhere stories live. Discover now