Yıl Başı.. Bölüm 52

26.6K 917 59
                                    

Medyada; DemRa ❤️
Demir az konuşuyor, konuştur diyenlere, bol diyaloklu az betimlemeli bomba gibi bir bölüm! Keyifli okumalar (:

'

Kırık uçlu saçlarım, hayatımı temsil ediyordu. Ucunda ki çatallar gideceğim yolları. İki yolla ayrılıyordu benim hayatım. Bir ucunda Demir ve karanlığı, diğer ucunda boşluk. Ne yapacağımı bilmezlik..

Saf benliğimden, kelebeğin kozasını yırtarak çıkması gibi zorlanıyordum. Değişiyordum sanki. Düşüncelerim, hareketlerim ben gibi değil de, Demir'in olmasını istediği gibiydi. Büyütüyordu beni yanında. Karanlığına çekiyordu ve işin garibi buna şikayet etmiyordum. İnce bir sertlikte ki rüzgar yüzümü sıyırdı ve saçlarım ağırlığınca omuzlarıma düştü. Bir yük gibi taşımakta zorlandım takma saçlarımı. Eski saçlarımı istiyordum. Belki de ben sadece eskiyi istiyordum.

Havaların git gide soğumaya başlaması bende ikinci bir şoku yaşattı. Ben, yaza girdiğimizi düşünürken, meğerse yaz son demlerini yaşıyormuş içimde. İki mevsimi kaçırma şaşkınlığı beni sarsıntıya uğrattı. Baharımı ve yazımı hastalığım yüzünden evde geçirmiştim ve tekrar kışa dönmüştüm. Bu benim hayatım için bile garip bir olaydı. Bileğime taktığım plastik tokamı taşımakta zorlandığım saçlarıma tutturdum ve konuşulanları anlamaya çalıştım.

-Bu ev Yüsra Uslu'ya ait. Ve ancak o isterse satın alabilirsiniz! Demir'in sert sesi avukat olduğunu öğrendiğim adamı germişti. Çilingir çoktan işini halletmiş, içeriye giriş biletimizi kesmişti. İlk defa benim için üçüncü bir şahıs gibi konuşuyordu ve bu biraz huzursuz etmişti.

-Biz bu evi Mehmet Al'dan satın aldık beyefendi. Noterde tastiklettik. Benim yapabileceğim birşey yok. Denileni yapmak için geldim. Buyrun bu kartım.

Evi bu adam satın almıyordu. O sadece işini yapıyordu. Bizim muhattabımız bile değildi. Bir olumsuzluklar yumağı daha boğazımda düğüm düğüm olmuştu ve oradan nefes alışverişlerime karışıyordu. Bu evi de kaybetmek istemiyordum. Geçmişime ait elimde kalan tek hatıraydı. Beni terkettikleri yetmiyormuş gibi birde evimi elimden almışlardı. Nasıl affedebilirdim ki artık. Tüm kapıları tek tek suratıma çarpmışlardı.

Adam cebinden çıkardığı kartı Demir'e uzattı ve Demir sertçe çekip kartı aldı. Adam bizden uzaklaşırken, kapıya sırtımı dayayıp oturdum. Ellerimle yüzümü kapayıp bir süre hayattan kendimi çektim. Sanki içime çektiğim her hava kalbimi siyah dumanlarla kaplıyor, içimi katılaştırıyordu.

-Yüsra, evi geri alacağız kalk ayağa.

Sesi o kadar kendinden emin çıkıyordu ki, insanın inanası geliyordu. Bu acımasızcaydı. Bir insana böyle umut verilmemeliydi. Yapacağımız birşey yoktu. Evi satın almışlar daha ne yapacaktık? Bana güven! Sesinde ki tını, sert olsa da biraz hayal kırıklığı bulaştırıyordu üzerime. Sanki ne zaman istediğimi yapmadım dermişçesine kararlı bir o kadarda umut dolu. Kafamı onaylarca salladım ve gözümü yakan göz yaşlarımı içime akıttım. Hadi kalk kalacak yer bulalım. Bir kaç gün burada olacakmışız gibi gözüküyor. Sıkıntıyla nefesini üfledi. Başında olması gereken bir işi vardı ama gitmeyeceğini adım gibi biliyordum. Karşı çıktığım da bana kızacağını bildiğim gibi. Bir kaosun içinde sürükleniyordum ve ruhum kesik kesik yaralar barındırıyordu içinde.

Aklıma gelen birşeyle ayağa kalktım ve evin yan tarafında ki bodruma ilerledim. Demir'in elinden tutup peşimden sürükledim. Büyük bir hevesle kapının kulpuna tuttundum ve kilitli olduğunu görünce hayal kırıklığına uğradım.

-Kilitliymiş. Geri döneceğim sırada Demir kapıya bir tekme attı ve kapı boylu boyunca yere gürültülü bir şekilde düştü. Kapının kulpu veya kapı kırıldı demiyorum. Resmen koca kapıyı yere serdi. Ağzımdan şaşkınlıktan aralanırken, Demir'e bakıyordum.

Sesler - Karanlık Mavi ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin