Öfke..Bölüm 33

24.8K 1.1K 33
                                    



'
Gerçekler her zaman en can alıcı noktadan vurur bizi. Bazen duymasam daha iyi olur dediğimiz olaylar, ayağımıza dolaşırdı.

En sevdiklerimiz, güvendiklerimiz aslında en korkmamız gereken kişiler olduğun da anlarız hayatın gerçek yüzünü.

Tökezlemiştim. Bu sefer gerçekten saçma sapan bir olaya dahil olmuş, Demir'in yüzün de gördüğüm hayal kırıklığı, yüreğim de derin bir acıya kucak açmıştı. Dün aşkla bakan bu gözler, şuan bana öfkeyle bakıyordu. Korktuğum şey başıma gelmek üzereydi. Ve ben tamamen savunmasızdım.

"Senin burada ne işin var?" Diye geldi ilk darbe sertçe çarptı göğsüme. "Eline ne oldu? Ne oluyor lan burada!"

Soru sormuyordu. Şuan aklına gelen her şeyi tek tek cümleye döküyor, konuşursak canının yanacağını düşünüp bize cevap hakkı tanımıyordu. Gözleri ölüme davetiyeydi. Öfkesi sicim sicim üstünden akarken, beni de beraberinde sürüklüyordu.

"Demir, ben.." Demeye çalıştım ama elini hızla kaldırıp beni susturdu. Gözlerime bile bakmıyordu. Sonra o el yumruk olup nefretle Emre'nin yüzünde patladı. Çığlık atarak geri çekildim. Elimi ağzıma götürdüm.

"Bir daha ona eline sürersen, senin geçmişini sikerim!"

Durduramadığı öfkesiyle bir kez daha Emre'ye vurduğun da, aynı hızla sargılı elimi acımadan tutarak beni buradan sürüklemeye başladı. Canım yanıyordu ama sesimi çıkaramıyordum. Lanet olası sesim bile çıkmaya korkuyordu.

Gözlerim yerde yatan korumaları görünce korkuyla açıldı. Öfkesini sadece bizden çıkarmadığı bariz ortadaydı. Hızla mekândan çıkarken, sertçe soluyordu. Bir kez dönüp yüzüme bakmadığı gibi ne olduğunu bile sormuyordu. Şuan yargısız infaza doğru götürülüyordum.

Dışarı çıktığımız da, İlker'in arabaya yaslanıp bizi beklediğini gördüm. Gözlerin de gördüğüm bu ifadenin şuan benim yüzümde de olduğuna emindim.

Korku... Tüm bedenimde kol geziyordu.

Sertçe beni arabaya bindirdiğin de, yüzüme bakmadığını bir kez daha farkettim. Bu daha çok canımı acıtıyordu. İlker'i geri de bırakmaya başladığımız da dikiz aynasından ona baktım. Omuzlarını üzgünce kaldırdı. Onun da ne hissettiğini anlayamıyordum. Benim için mi üzülüyordu? Yoksa burada olmamı başka bir şeye mi yorumluyordu? Bilmiyorum. Kafamı usulca arabasını süren Demir'e çevirdim.

"Demir.." Dedim korkuyla çıkan ses tonuma engel olamayarak.

"Kes sesini!" Diye bağırdı. Dişlerinin arasından çıkan sese karşılık bir an gözlerimi kapama isteği duydum. "Ulan sana güvenmiştim! Orada ne bok yiyordun?" Elini sertçe direksiyona vuruyor, bir kez olsun yüzüme bakmıyordu.

Bu yaşanılanların adına ne koymuştu bilmiyorum ama yaptığım tek hata ona haber vermememdi. Çok sinirliydi. Ne desem dinlemeyecekti biliyordum.

"İlk defa!" Diye bağırdı. Sesin de kendine duyduğu alay vardı. "Birine değer verdim! Karşılığı bu mu olacaktı lan? Dün yaptığım onca şeyi bu zamana kadar hiç bir kıza yapmadım. Sen hiç bir şeye değmezsin!"

Ikinci darbesi kalbime ok gibi saplandı. Kalbimden ince ince düşünmeden söylediği sözleri akıyordu. Kan aksa belki bu kadar canım yanmazdı. Gözlerim ağlamamak için kendini zorluyor, bu yüzden yanıyordu. Akıp giden yolla beraber Demir bütün öfkesini kusuyordu. Zaten beni dinlemeyeceğini bildiğim için ona izin verdim. Ama daha fazla dayanamayacaktım.

"Duru'nun oyununa geldim tamam mı!" Diye bütün kırgınlığımı titrek sesime dökerek bağırdım. "Bunları söylediğine pişman olacaksın. Çünkü hiç bir şey göründüğü gibi değil!"

Sesler - Karanlık Mavi ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin