Hafıza kaybı.. Bölüm 39

26.5K 1K 55
                                    

"
Demir'den...

Hayatım ikiye ayrılıyordu artık; Yüsra'dan öncesi, Yüsra'dan sonrası.

Bitmiş hayatımın ortasına bomba misali düştü. Kötüydüm ben, biliyorum hep öyle olacaktım. Son gücüne kadar beni iyileştirmeye çalışacaktı. Kendi hayatını bir yana atıp, benim hayatımı düzene sokmak için elinden geleni yapıyordu.

Aptal kız!

Bir kez olsun kendini asla düşünmezdi. Bende o aptal kıza aşıktım sanırım. Aşk nedir nereden bilebilirdim ki lan ben!

Ona dokunduğum da kalbimin hızlı atması aşksa, onsuz hayatı düşünememem aşksa, eğer gözlerinin için de kaybolmam aşksa... Evet.. Ben o aptal kıza aşıktım!

Aşkı; özlerken nefesten bile göz yaşı gelebileceğini ondan sonra anladık.
Öncesi hesap kitap..

Bana böyle laflar ettirecek bir kız ne tanıdım ne gördüm ben!

Benim için her şeyi yapan küçüğüm. Şimdi orada o soğuk yerde yatıyordu. Ve ben onu kurtaracak güce sahip değildim. Siktir! Siktir!
Güçsüzlükten nefret ederim ben!

Söz vermiştim. Onu her şeyden koruyacaktım. Sözümü tutamadım, bu yüzden en çok kendime öfkeliyim.
Evime ilk geldiği günü hatırlıyorum. İnatçı ve bir o kadar da asi hallerini. Bana karşı gelişlerini. Değiştirmişti beni. Olmadığım bir insan yapmıştı. Duygusuz herifin tekiydim ben! Onda öyle bir şey vardı ki, tenime her dokunuşun da iyiliğini bulaştırıyordu sanki bedenime. Masumluğu, her insanın sahip olmak isteyeceği türden yalındı. Bütün güzel huylar ona bahsedilmişti sanki.

Saatlerdir ameliyathanenin önün de çaresizce bekliyordum. Lanet olasıca cama kafasını vurmuştu sadece! Neden hala içerideydi bilmiyorum. Elimden bir şey gelmemesi canımı daha da sıkıyordu.

Çıksın şu lanet yerden, ona söylemek istediğim çok şey olduğunu söyleyeceğim. Karamel rengi saçlarının ona çok yakıştığını mesela. Beni kızdırsa da inatçı olmasından hoşlandığımı. Dik kafalılığını sevdiğimi!

Sertçe saçlarımı karıştırıp saate baktım. Bir saat! Siktiğimin bir saati o lanet yerdeydi. Kimse çıkıp tek kelime etmiyordu. İlker'i gördükçe öldürmek istiyordum. Aşık olmuş! Koduğumun aşkı yüzünden Yüsra'ya bir şey olursa onu yaşatmayacağım!

Bir süre daha bekledikten sonra ameliyathane kapısı açıldı. Sedyeyle dışarı çıktığını gördüm. Kendimi hızla ayağa kalkmaya zorladım. Yanımdan geçişini izledim küçüğümün. Kafasında ki sargıdan nefret etmiştim. Ona bakmayı bırakıp hızla doktorun yanına ilerledim.

"Neler oluyor?" Diye sordum kuşkulu bir sesle.

"Yoğun bakıma alıyoruz. Kafasını çok sert vurmuş. Vurduğu yerde kan pıhtılaşmış. Kanaması iyi ama büyük bir pıhtı var hala. Şuanlık bir şey diyemem. Pıhtılaşma dağılana kadar uyutacağız. Bu bir saatte sürebilir, bir gün de. Hiç uyanamayabilir de. Kendinizi her şeye hazırlayın.." Dediğin de büyük bir öfkeyle doktorun yakasına yapıştım.

"İyileştir onu!" Diye gürledim. Hiç uyanamayabilir ne demekti? Hayır, bunu asla kabul edemezdim. Ilker hızla beni doktordan uzaklaştırmaya çalıştığın da, ona da sıkı bir yumruk geçirdim. Hepsi onun suçuydu!

"Bakın Demir bey şuan bir şey söylemek çok güç. Lütfen sabırlı olun."

Koduğumun sabrı! Sinirle kendimi dışarı attım. Biraz daha kalırsam hepsini mahvedecektim. Karşı da ki büfeden bir sigara ve çakmak aldım.

Sigaradan derin bir nefes çekip banklardan birine oturdum. Yakıcı dumanın ciğerlerime dolmasına izin verdim. Sigara kullanan biri değildim ama ne zaman kendimi çıkılmaz bir işin için de bulsam, kendimi dumanıyla zehirlerken buluyordum. Bir kaç saat sadece kendimi dinleyip, soğuk hava da oturdum. İçim de büyük bir sıkıntı vardı. Sert bir nefes aldım. Yanıma biri oturduğun da kımıldamadım ve konuşması için bekledim. Sigaramdan derin bir nefes alıp yere attım ve ayağımla iyice ezdim.

Sesler - Karanlık Mavi ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin