Ruhsal Açlık ஜ8

81 6 9
                                    

[En çok hoşumuza giden insan, kendimize benzettiğimiz insandır.] •Moliere

[Birkaç samimi sözün, bir hayat üzerinde ne zaman etki edeceğini bilemezsiniz. Samimi dostluklarınız, mutlu eden sohbetleriniz olsun. Ölmeden önce "iyi ki" diyebileceğiniz birkaç şey yapın, birkaç kişiyle tanışın. İçten olun. Belki de yalnız bir ruhun ihtiyacı olan tek ilaç bir nebze içtenliktir. Lütfen yüzünüzden gülümsemeyi, dilinizden samimiyeti, gönlünüzden sevgiyi eksik etmeyin...] •İlayda Özdemir

Özellikle de sen bal -mecazkadin-... Yüzünden gülümsemeyi eksik etme🌱
Bu bölüm Bal' a ithafen...
~~~~~

Kadın arabadan indi. Saat gecenin ikisi olduğu halde sokak ıssız değildi. Arabanın yanından hızla koşup geçen sokak köpeği ve çöp kutusunu karıştırdıktan sonra burnunu diliyle temizleyerek başını aniden kaldırıp kaçan siyah tüylü kedi de dahil; herkes bir yerlere yetişmeye çalışır gibi hızlı adımlıyor ve her bir adım birkaç sokak lambasının aydınlattığı zemini dövüyordu. Karanlık sokağın ruhuna siyah beyaz bir televizyonun üzerine serilen beyaz bir dantel gibi dokunmuştu kadın yıllar evvel. Tanıdık yer, kadının topuk seslerini kucakladı. Ardından adamın ayak izleri kadını takip etti.

Engin' in bakışlarında şaşkınlık vardı. Tenine tek tek saplanan ucu yanık iğneler gibi şaşkınlık, bir dövme çiziyordu mimiklerine. Burası seneler önce tasarladığı yerlerden biriydi. O, çizimini yaparken bir kadın sürekli işine karışmış ve kendi istediği şekilde tasarlaması için günlerce adamın sinirlerini alt üst etmişti.

Hani bazen biri sinirlerinizin üstünde adım adım yürür ve yüz ifadenizden hislerinizi anlayınca bu yürüyüşe inatla devam eder ya. İşte o zaman zarfında kadın da aynen böyle adamın sinir sistemi üzerinde bilinçli bir şekilde yürümekten keyif almıştı. Adam eskiden yaşanmış olan bu senaryonun izlerine şuan rastlıyordu. İşine karışılmasından nefret eden biriydi ama o zamanlar bu kadına farkında olmadan taviz vermiş, epilepsi hastalığına neden olacak şekilde gerilse de mekânın çizimlerini onun istediği gibi yapmaya çalışmıştı. İkisinin de eli değince ortaya çok daha güzel bir şey çıkmıştı ve kadın bundan oldukça memnun kalmıştı.

Azra, adamın buraya ilk defa geldiğini düşündüğü için gözlerindeki şaşkınlığı yadırgamamıştı. Böylesine özel bir binanın fikir sahibi olmak kadını gururlandırıyor, bu hayatta yapabildiği en iyi şey bu yapıtmış gibi hissediyordu. Şuan bu hissi gözlerinden taşıyordu adeta.

Burası birkaç sene önce film çekimlerinin yapıldığı kemikleri çıtırdayan yaşlı bir depoyken, Azra' nın devralmasıyla fazlasıyla ilgi gören ve değerlenen bir yerdi. Her bir karışını, her bir detayını kendi düşünse de Türkiye' nin en iyi mimarlarından birinin yardımı sayesinde istediği gibi olmuştu bina. Sokaktaki insanların, özellikle de kadınların kendilerini korumayı öğrenmeleri için açmıştı burayı Azra. Kayıt ücretini ve aylık ödemeyi olabildiğince cüzzi bir miktarda tutmuş; bir insanın zor bir durum karşısında zayıf kalmaması için yapabileceklerini öğretmek adına elinden geleni yapmıştı. Burası, öyle bazı gençlerin, kas yapınca kızları etkilerim, vücudum iyi görünsün amacıyla giriş yapamayacağı; gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşmak, onları eğitip kendine güvenmelerini ve bazı anlarda korkmamaları gerektiğini aşılamak adına açılan bir yerdi.

Daha önce şiddet gördüğü için ürkek olan kadınların, belli travmaları olan insanların benliğine güvenmelerini sağlıyor, onları daha güçlü kılıyordu. İyi beslenmede ve dövüş dallarında yardım ettikleri gibi her kayıtlı bireyin burada bir psikoloğu, bir danışmanı vardı. Normal dövüş kurslarından oldukça farklıydı.

PANZEHİR Where stories live. Discover now