Benim için gerçek bir kadının yalnızca iki rengi olmalıydı. Siyah ve kırmızı. Yalnızca bu iki rengin ihtişamını taşıyabilen kadınların kadın gibi olduğunu düşünüyordum. Siyah, kadının sırlarını kapatmalı; kırmızı ise, cesaretini gözler önüne serip o...
[İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir. ] •Descartes
PANZEHİR İÇİN BİRKAÇ SÖZ BIRAK:
~~~~~
Zamanın içinde dalga dalga yayılan bir sessizlikle biraz yol aldıklarında Engin, ara ara sorular sormuştu Azra' ya. Sessizliğin kendine has kelimeleri yoktu, o bütün kelimeleri içinde barındıran bir kelimeydi ama adam bunu henüz fark edememişti... Sessizliğin baki kalmasını istemiyordu o an için.
Tekerleklerin her dönüşünde Engin' in merakı artıyor, Azra' da onu görmezden geliyordu. Adam, nereye gittiklerini merak etse de bir kere sormakla yetinmişti bu soruyu. Sonra da, yaralı kız hakkında birkaç cevabın tadına bakmak istiyor, Azra sorularını havada asılı bırakarak onu bu tattan mahrum bırakıyordu. Barda onu gördüğünü söylemişti Engin, kelimeleri yalındı. Azra da o anları hatırladı yine de buna dair hiçbir şey söylemedi. Durgunluğunu koruyor, bakışlarının odağını ve dikkatini yola veriyordu.
Adam, belindeki silahın varlığından rahatsız olunca torpidoya koymak için kapağı açtığında kadının silahına ve birkaç paket sigaraya rastlamıştı. Bir paket sigara aşağı yönde açılan kapağa doğru birkaç tur yuvarlanarak durdu. Kapaktan aşağı düşmemişti. Engin, paketi yerine koydu. Silahı eline alıp incelediğinde de kendi silahının aynı modeli olduğunu fark etti. Tek fark kadınınki kendininkine oranla daha küçüktü. Ele gelecek türdendi.
Adam içi dolu silahları yan yana duracak şekilde torpidoya koydu. Bu görüntü, ressam Tiziano Vecellio' nun Venüs ve Adonis isimli tablosunundaki yan yana duran elleri andırıyordu. Tehlikeli durduğu kadar da sanatsal bir görüntüydü bu. Adamın hoşuna gitmişti. Kadın adama yandan bir bakış atmıştı, daha sonra önüne dönerek direksiyondaki ellerini daha da sıkılaştırmıştı. Birkaç saniyelik bir bakıştı bu. Adamın ruhundaki hayranlığın parmak izlerine rastlamasına yetmişti.
Yanan kırmızı ışıklardan birinde duraksadıklarında Azra, Engin' in hayret dolu bakışları üzerindeyken rujunu tazeledi. Adamın müzhip gülüşü büyüdü. "Cidden mi? Benim için bunu yapmana gerek yoktu güzelim. "
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Sesinin tınısında dalga geçen bir ton olduğu kadar kendinden emin bir ton da vardı.
Azra bıkkınlıkla başını iki yana salladı, ruju aldığı yere geri koydu ve ona bakmadan bakışlarını trafik lambasına çevirdi. Yeşil rengi gören gözleri sol ayağına komut verdi, araba yine hızla ilerlemeye başladı.
Aralarındaki sükûta zincir vuran ise Azra' nın telefonunun melodisiydi. Bir eli direksiyonun hakimiyetini üstleniyordu. Boşta kalan eliyle vitesin yanındaki kulaklığını ve telefonunu aldı. Karışmış kulaklığı düzeltip ucunu telefona takmaya çalışmak aynı zamanda yolu kontrol etmek biraz zorlamıştı Azra' yı. Hızlı hareket etmeye çalışmış ve eli ayağına dolanmıştı. Nedeni sadece Azra' nın bildiği bir korku filminin senaryosuydu. Korku filminin sonunda, tek hayatta kalan başrol oyuncu rolünü üstleniyordu Azra' nın şuanki paniği.
