1. BÖLÜM

106K 2K 2.9K
                                    


Sabah muhtemelen şişmiş olan gözlerimi babamın odama girmesiyle açtım.

Babam yine içmiş ve eve öyle gelmişti. Bu hallerine alışık olduğum için sesimi çıkartmadım. Babam elini kaldırıp bağırmaya başladı.

"Bana para ver lan!"

Gözlerimi devirip yatağımda oturur pozisyona geldim.

"Daha dün verdim. Param kalmadı."

Babam sinirlenip saçlarımdan tuttu. Yataktan kaldırıp saçlarımı aşağıya doğru çekmesiyle ufak bir çığlık attım.

"Banane ulan! Para vereceksin bana! Biriktirdiğini biliyorum! Nerede saklıyorsun! Sürtük!"

Babam beni ittirdinde yere düştüm. Delirmiş gibi tüm kıyafetlerimi yere indiriyor aynı zamanda da bağırıyordu.

"Nereye sakladın lan?! Nereye koydun paraları?!"

Asla bulamayacaktı. Onlar benim minik kardeşim için biriktirdiğim paralardı. Tedavi olması için paraya ihtiyacımız vardı. Bu iğrenç herife kaptıramazdım bu parayı. Güvenli bir yere vermiştim. Can dostuma.

Bütün kıyafetlerimi odaya dağıtmıştı. Bulamayınca yanıma gelip "Nerde lan nerde ?!"

Diye bağırarak saçımdan tuttu.

Saçımı çekmesiyle bağırmam bir oldu. Ard arda tokat atıp bağırıyordu.

Artık ben bu adama dayanamıyorum böyle baba olmaz olsun parasınıda , evinide , içkisininde ben...

Sızmıştı koltukta Allah'ın belası. Kardeşim Aylin'e kahvaltısını yaptırıp üstünü giydirdim. İş aramaya gidicektim ve onu babam dediğim pislik herifle bırakamazdım. Karşı komşumuz Hanife ablaya bıraktım.

Nerden iş bulcaktım napıcaktım bilmiyorum. Karşıma bir cafenin ilanı çıktı biraz bilgileri okudum ve 200 metre ilerde olduğunu gördüm. Hızlı hızlı yürümeye başladım.

İsmi neydi ki kafenin burası hep kafeydi. Heh buldum camında kağıt vardı.

İçeri adımımı attım ve aşırı kalabalıktı. Direk kasaya yöneldim ve iş ilanı için geldiğimi söyledim fakat benden önce gelen kişi işe alınmış.

Hay şansımı sevim. Üzülerek çıktım yine daldım düşüncelere ve korna sesiyle irkildim.

Yolun ortasındaymışım ama farketmedim. Siyah bi araba dibime kadar girmişti. Körmüsün görmüyomusun karşıya geçiyorum be adam.

Arabadan inen takım elbiseli biriydi. Suçlu bir duyguyla "İyimisiniz? Çok pardon? Bişeyiniz var mı?" diye ard arda soruları sıralıyordu.

"İyiyim , sağolun" diye bildim sadece kafamdaki o ağrı ve aklımdaki bir sürü düşünce ile.

Adam yanıma gelip kolumu tuttu bi an ne olduğunu anlıyamadım. "İyi görünmüyorsunuz bitkin gibisiniz yardımcı olabileceğim birşey var mı?" dedi.

Kafamı ona çevirip dolmuş gözlerimle, gözlerinin içine baktım. Adam hiçbirşey demeden cevabımı bekliyordu.

Bir kaç saniye sonra "İyiyim sağolun birşeyim yok" dedim.

"İsterseniz gideceğiniz yere kadar bırakim.

"Gideceğim bir yer yok sadece iş arıyordum biraz dalmışım"

"Nasıl bir iş arıyorsunuz?"

Ne sorup duruyordu ki ona ne yani. Neyse ya "Farketmez benim için her işte çalışırım." artık şu kolumu bıraksamı bi.

PATRON'UMTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon