18.BÖLÜM

24.6K 783 270
                                    

Bu adam benim lise aşkım olan Batu'ydu. Şerefsiz beni aldatmıştı. Günlerce belki aylarca bu şerefsiz için ağlamıştım. Bir sene sonrada beni affet diye mesaj atmıştı. Hayat artık beni şundan kurtar.

Onu görünce değişen yüz şeklimi gören Altemur bana bakıp konuşmaya başladı.

"Noldu?"

"Bir şey yok."

"Emin misin?"

"Evet."

Önüme dönüp Batu'nun yüzüne baktığımda şaşkınlığının arkasındaki piç gülüşünü gördüm. Ben bunla aynı masaya oturmak bile istemiyorum.

Şimdi o meseleleri açarsa Altemur öğrenirse buralar karışır. Daha fazla soru kaldıramam.

Elini uzatıp söylendi.

"Merhaba Ahsen hanım."

Altemur'un şaşkın bakan gözlerine korku dolu gözlerle baktıktan sonra elimi uzatıp karşılık verdim.

"Merhaba."

Gözlerimin içine bakıyordu bir de yüzsüz gibi. Anlına kalemle şerefsiz yazıcaksın herkes öğrencek.

Altemur'la da tokalaştıktan sonra masaya oturduk. Batu'nun da yanında sekreteri vardı. Batu benim karşıma oturmuştu. Sekreteri ise Altemur'un karşısındaydı.

Çok afedersiniz ama o eteği giymese daha güzel olurdu. Eteği varla yok arasındaydı. Batu'dan beklendik şeyler bunlar. Şaşırdık mı? Hayır.

Kızın Altemur'a keskin bakışları gözüme çarpmadı değil. Altemur ise sert bakışlar atıyordu. Sert patron Altemur.

Batu'nun bana alttan alttan bakıp piç sırıtmaları da gözüme çarpıyordu. Benim ona nefret dolu bakışlarım onun hoşuna gidiyordu herhalde.

Bide bunun annesi vardı. Bu kadar tatlı biri olamaz. Bu çocuk o kadının çocuğu olamaz. Batu'yu hastanede karıştırmış olmaları lazım.

Batu benim en uzun ilişkimdi. Bir buçuk sene sürmüştü ve sonunda boynuzlandığımı öğrendim.

O yaşta depresyona girip Müslüm Gürses falan dinliyip ağlıyordum. Bir kaç gün okuldan kaçıp sahile gidip ağlıyordum.

O günler aklıma geldikçe sinirlerim tepeme çıkıyordu. Öyle bir şey şimdi olsa asla bunları yapmazdım.

Lisede ki tipimi bilseniz ama nasıldım. Evrim geçirdim şimdi. O kısa saçlarım, kilom Allah bilir kaçtı.

Artık saçlarım uzundu. Kilom ise normalde olmam gerekenden bile az. Savaştım ve başardım.

Bacak bacak üzerine attığımda elbisemdeki yırtmacın biraz açılmasıyla Altemur'a doğru baktım. Bana bakan gözleri 'Afferim Ahsen' diyordu.

Bu bakışlardan korkmalı mıydım?

Hemen düzeltmeye çalıştım ama başaramadım. Altemur'un garsondan şal istemesiyle bu çile bitmişti.

Garsonun getirdiği şalı bacaklarıma örtüp rahatladım. Batu'nun bana bakışları iyice parlamıştı. Ters bakışlarımı ona atıp önümde ki dosyaya döndüm.

Dosya da olanlar hakkında bir kaç bilgi verdikten sonra sözü Altemur'a bıraktım. Bu anlaşmayı yapması lazımdı. Eğer ben Batu ile olan geçmişimi şimdi anlatırsam her şey daha kötü olucaktı.

Altemur konuşmasını bitirdikten sonra Batu konuşmaya başladı. Altemur lafını bölerek araya girdi.

"Pardon, ben lavaboya gidip geldikten sonra devam etsek."

PATRON'UMDove le storie prendono vita. Scoprilo ora