9.BÖLÜM

41.4K 1.2K 704
                                    

Arabaya yaslanmış gelmesini bekliyordum. Sonunda gele bildi hödük. Artislik yapıp masadan kalkmıştım ama güneşin altındada piştim.

Uzaktan arabayı açtı onu beklemeden hemen bindim. Arabanın içi hamam gibi olmuştu.

Arabaya binip hemen klimayı açtı. İkimizde yine susmuştuk. Şükür bu sefer şirket yolundan gidiyorduk.

Şirketin önüne geldiğimizde kapıyı açıp inicektim ki kapılar kitliymiş. Bana doğru dönüp "Bu konu daha kapanmadı. Bu konuyu çözücem ben" dedi ve kapıların kilitlerini açtı.

Birşey denemeden arabadan inip şirkete girdim. Yukarıya çıkıp kendime kahve hazırlayıp işimin başına oturdum. Ben kahve hazırlarken Altemur da toplantıya gitmişti.

İşler bugün yoğun gibiydi. Sanırım bugünde mesaiye kalmam gerekçek. Hızlı hızlı yapıp bitirmeye çalışıyordum ama olmuyordu.

Toplantı bitmiş olucak ki Altemur odasına gidiyordu. Masamın önünden geçerken "Kokay gelsin" dedi. Cevap olarak hiçbirşey demedim. Haklıydım çünkü.

Odasına girdikten yaklaşıp 10-15 dakika sonra beni odasına çağırdı. Yine ne isticekti acaba?

Kapıya vurdum ama yine birşey demedi. İnadına yapıyordu bu adam. İnatla hala içerden ses gelmesini bekliyordum. Yok ses yok öldümü acaba. Nerde o günler?

Son bir kez hızlı bir şekilde vurdum ama yok. İçeriye dalı verdim bende. Masasında oturmuş gülerek beni bekliyormuş oysaki. Benim içeriye sinir ve telaşla girdiğimi görünce gülmeye başladı.

"Bana bir tane kahve yapabilir misin?"

Bu nazikleşmiş iyice yapabilir misin falan.

Cevap vermeden kapıya doğru ilerledim. Arkamdan "Yapabilir misin?" dedi tekrardan.

"Yaparım" dedim ve odadan çıktım. Mutfağa gidip kahveyi hazırlamaya başladım. İçine pul biber falan mı döksem?

Odanın kapısına gidip ayağımla biraz tekmelemiş olabilirim. Bu sefer kendisi kalkıp kapıyı açtı.

"Kavgaya mı geliyorsun?" diyip gülmeye başladı.

"Çok yakında oda olcak" diye aklımdan geçiriyordum ama sanırım biraz sesli olmuş.

"Duyamadım birşey mi dedin?"

"Yok yok birşey demedim. Ellerim doluydu da o yüzden şey olmuş biraz."

"Ney olmuş biraz" diyip pis pis sırıtmaya başladı.

Yanından geçip kahveyi masasına bıraktım. Hala kapının orda dikiliyordu. Ben kapıya doğru ilerlerken kapıyı kapattı. Napıyodu bu adam yine?

"Otur biraz konuşalım."

"Benim işim var onları bitirmem gerek."

"Ahsen otur konuşalım dedim. Sonra bitirirsin ben de yardım ederim bitmezse."

Umarım biterde daha fazla yakın olmayız. Kapıyı açmıyacağı kesindi bende gidip oturdum.

Masaya oturup konuşmaya başladı. "Bak gerçekten özür dilerim. Çok ağır konuştum biliyorum. Beni affetmen zor olabilir ama imkansız değil bence."

"Zor değil imkansız artık."

"Yapma Ahsen özür diliyorum işte. Anlattım neler olduğunu stresliydim."

"Olabilir."

Aklıma gelen lafı direk söylüyordum. Sabah yaptığımız kahvaltıda birşeyin içine yürek falan mı koymuşlardı?

PATRON'UMWhere stories live. Discover now