|29| Seçim

3.4K 197 441
                                    


Narcissa üzerindeki pelerine biraz daha sıkı sarıldı rüzgarlı havada ilerlerken. Diagon Yolu kara büyücülerin kahkahalarıyla dolup taşıyordu. Puslu havada camları kırık dükkanların önünde ellerinde ateş viskileriyle sohbet eden veya dükkan sahipleriyle öldüresiye kavga eden ölüm yiyenler, Dumbledore'un yokluğunda epey rahata kavuşmuş gibiydi.

Sert rüzgar kadının pelerinini uçuştururken yüzünün görünmemesi için başlığını iyice aşağı indirdi. Gringotts'un ününe geldiğinde kafasını kaldırıp hasarlı binada gezdirdi gözlerini. Her yer gibi burasıda ölüm yiyenlerin gazabından nasibini almıştı. Binanın beyaza çalan rengi is lekelerinden ve yıkık sütunlardan dolayı griye dönmüştü. Derin bir nefes alıp içeri ilk adımını attı.

**

Hermione elindeki kahve bardağını masaya bırakıp pencere kenarına oturmuş etrafı izleyen sevgilisinin boynuna sarıldığında Draco onun geldiğinin yeni farkına varmıştı.

''Günaydın.'' dedi sarışın gözlerini yoldan ayırmadan.

''Günaydın.'' Hermione dalgın oğlanın yanağına minik bir öpücük bıraktı. ''Erken kalkmışsın.''

''Pek uyuyamadım.'' mavi gözler sonunda kıza döndü. ''Mione, biraz otursana.'' derken uzattığı ayaklarını kendine çekip ona boşluk oluşturdu.

Granger yavaşça çocuğun yanına yerleşirken mırıldandı. ''Sen iyi misin?''

''Hermione benim gitmem gerek.''

''Nasıl yani? Sen neden bahsediyorsun?''

Draco bakışlarını kaçırırken derin bir nefes aldı. ''Annemi bulmam gerek.''

Hermione anlayışla elini soluk tenli çocuğun yanağına koyarken ''Endişelendiğini biliyorum Draco ama-

''Dün gece...'' yüzünü sıvazladıktan sonra ellerini sarı saçlarından geçirdi. ''Bazı şeyler gördüm ve..''

''Rüya mı?''

''Hermione gitmem gerek, anladığım tek şey bu.''

Genç kız yaklaşıp kollarını çocuğun beline sıkıca sardıktan sonra dudaklarına kısa ama yoğun bir öpücük bıraktı. ''Peki nereye gideceğiz? Onu nerede bulacağız?''

Draco alnını kızınkine dayayıp yüzünü avuçlarının içine aldı. ''Seni götürmek istemiyorum.''

''Sana soran olmadı.'' diye fısıldadı genç kız gülümseyerek.

Sarışın burnundan nefes verirken kıkırdamasına engel olamadı. ''Siz Gryffindor'lar intihara fazla meyillisiniz.''

''Belki... Şey Draco. Peki Lucius ne olacak?''

Genç adam sıkıntıyla nefes verirken, kız sarılmayı bırakıp mavi gözlere baktı merakla.

''Hermione sanırım onu burada bırakmalıyız.''

''Bir başına.. Draco bu çok tehlikeli asası yok, savunmasız ayrıca kendine yemek bile yapama-

''Biliyorum ama daha yürüyemiyor bile. Vücudundaki yaralar iyileşmedi, yüzü hala morluklar içinde.Bu halde bizi yavaşlatır, onu korumaya çalışırken biz zarar görürüz.''

''Haklısın. Ona durumu açıklayalım,ben birkaç gün yetecek yemek bırakırım.''

''Olmaz. Öğrenirse gitmemize izin vermez. Haber vermemeliyiz. Kısa bir not bırakırım. Bu gece o uyuduktan sonra''

''Sen bilirsin. Annenin nerede olduğunu bilmiyoruz, sahiden ilk nereye gideceğiz?''

''Evimize. Malfoy Malikanesine''

Storm In Hogwarts // DramioneDonde viven las historias. Descúbrelo ahora